"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1884 E., 2022/1879 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2016/364 E., 2019/318 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davacı kadın vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davcı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davalı ... gelmedi. Gelenin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını, müvekkilini kişisel malı niteliğinde olan ziynetlerinin davalı tarından alınıp iade edilmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, 162 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'lik ziynet eşyasının aynen iadesini yahut bedeline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 27.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile ziynet alacağı bedelini 31.469,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu beyan ederek, boşanma kararı verilmesini istediğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek tanık beyanları gerekse de telefon kayıtları birlikte değerlendirildiğinde davalının fiillerinin güven sarsıcı olduğu bu tür fiillerin evlilik boyunca birden fazla kez gerçekleştirildiği ispat edilen bu husus ise taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğe neden olduğundan olayların akışı karşısında bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine ve de evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum (kamu) için bir fayda kalmadığı, davanın kabulü ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, her ne kadar davalının güven sarsıcı hareketlerinin bulunduğu tespit edilmişse de bu ilişkinin zina boyutuna vardığı ispatlanamadığından ayrıca bu fiilin hayata kast veya pek kötü muamele olarak değerlendirilmesi de mümkün olmadığından özel sebebe dayalı boşanma taleplerinin reddedildiği, ortak çocuğun hali hazırda anne ile birlikte yaşamakta olduğu, davalının velâyete ilişkin bir talebi bulunmadığı ayrıca velâyetin davacıya verilmemesini gerektirir bir husus bulunmadığından ortak çocuğun velâyeti davacı anneye verilerek baba ile ortak çocuk arasında şahsi ilişki tesis edildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurularak ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre dava süresince tedir nafakası takdirinin gerekmediği boşanmanın gerçekleşmesi ile davacının yoksulluğa düşmeyeceği kanaati ile davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, davacının en azından eşinin maddî desteğinden mahrum olacağı, davalının güven sarsıcı davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından kusurun ağırlığı evli kalınan süre ve tarafların ekonomik durumları göz önünde bulundurularak maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, gerek tanık beyanları gerekse de davalı beyanları birlikte değerlendirilerek ziynetlerden set dışındakilerin ihtiyaçlar için bozdurulduğuna kanaat getirildiği, ziynetlerin araç alımı ve ihtiyaçlar için bozdurulduğu sabitse de araç alımı veya ihtiyaçlar için set gibi alırken değerli ancak satarken değersiz olan bir ziynetin satılması hayatın olağan akışına aykırı görüldüğünden set yönünden talebin reddedildiği, diğer takılar yönünden ise davalının takıları evlilik birliği içerisinde bozdurduğu ve bunları yerine koymamak üzere davacıdan aldığını ispatlayamadığından kabul kararı verildiği gerekçesi ile özel sebebe dayalı boşanma taleplerinin reddine, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 5 adet 22 ayar 16 gr lık altın bileziğin (10.240 TL ) 2 adet 22 ayar 20 gr lık altın bileziğin (5.107 TL) 3 adet 22 ayar 10 gr lık altın bileziğin (3.840,00 TL) ve 38 adet çeyrek altının (8.474,00 TL ) ziynet eşyasının aynen mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 29.044,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilikin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; özel sebebe dayalı boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı, ziynetlerin karar tarihindeki bedeline hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu nazara alındığında, iştirak nafakası ve tazminatların miktarının az olduğu, tazminatlara faiz talebi hususunda olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı, ziynet alacağı davası yönünden ise; davalı yanın aşamada ziynetlerin bir kısmının zaman zaman ihtiyaçları için bozdurularak harcandığını,kalanların davacı kadın tarafından evden ayrılırken götürüldüğünü savunduğu, buna göre evden ayrılırken kadının götürdüğünü savunduğu ziynetlerin nelerden ibaret olduğunu ispat yükü davalıya ait olduğu gibi ihtiyaçlar için bozdurulan ziynetlerin kadın tarafından geri istenmemek üzere rızası ile verildiğini ispat yüküde davalı erkekte olduğu ve davalının bu hususları ispatlayamadığı, o halde tanıklardan ... ve ...'nın somut beyanları ve mevcudiyeti kuyumcu bilirkişinin raporu ile belirlenen takıların tamamına hükmedilmesi gerekirken bir adet takı seti ve takı parası yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, her ne kadar davacı kadın vekili istinaf başvurusunda takıların bedelinin icra takibi veya karar tarihindeki değerleri üzerinden belirlenmesi gerektiğini istinaf sebebi yapmış ise de başlangıçtaki talebi bu şekilde olmadığı, kaldı ki infazda tereddüt yaratacak şekilde böyle bir karar verilebilmesi de mümkün olmadığı, ziynetlerin talepte dikkate alınarak dava tarihindeki tespit edilen değerleri üzerinden hüküm kurulmasının zorunlu olduğu, ayrıca boşanma ile ziynet/takı harçlarının ayrı ayrı kararlaştırılmaması ve yine belirlenen ziynet alacağına dava ve ıslah tarihleri ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle faize hükmedilmeyerek tamamına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 5 adet 22 ayar 16 gr.lık altın bileziğin (10.240 TL)-,2 adet 22 ayar 20 gr.lık altın bileziğin(5.120 TL.),3 adet 22 ayar 10 gr.lık altın bileziğin (3.840 TL),38 adet çeyrek altının (8.474 TL) ,1 adet 14 ayar 25 gr.lık takı seti(2.425 TL) ve 1.370 TL.takı parasının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 31.469,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,belirlenen miktarın 10.000,00 TL'sına dava tarihi olan 22.11.2016 tarihinden,geriye kalanına ıslah tarihi olan 10.04.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; özel sebebe dayalı boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davası kapsamında yeniden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık özel sebebe dayalı boşanma talepleri, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar, vekâlet ücreti ile ziynet alacağı davası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.