Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3102 E. 2024/729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizliğin varlığı, kusur durumu, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları ile velayet düzenlemesinin isabetliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanacak hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler gözetilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/520 E., 2023/190 K.

DAVA TARİHİ : 23.10.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/996 E., 2022/136 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferileri, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline sürekli kendisini istemediğini ve zorla evlendirildiğini beyan ettiğini, sevgisiz ve ilgisiz davrandığını, müvekkilinin evlendikten sonra müvekkilinin babasıyla birlikte yaşamaya başladığını, davalının şehir dışında çalıştığını, davalı ve babasının hakaretlerine, sadakatsizlikle itham etmesine maruz kaldığını, davalının müşterek ikinci çocuklarının kendisinden olmadığını iddia edildiğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını ve müvekkilini arayarak aklını başına al diyerek müvekkilinin baba evine dönmesini istediğini, müvekkiline ait ziynet eşyalarının müvekkilinden zorla alındığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetin anneye tevdiine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ile 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının ve kişisel eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin 2003 yılından bu yıla kadar Suudi Arabistan ülkesinde çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin davacının gece geç saatlerde sosyal medyada davacıyı aktif kalmasına haklı olarak kızdığını, ziynet ve diğer eşyalarını konuttan ayrılırken davacının beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde velâyetinin müvekkiline tevdiini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadını istemediğini, kadının ailesine de beyan ettiği, tarafların ortak çocuğu Ömer'in erkek tarafından kendisinden olmadığına dair söylemlerinin bulunduğu, bu şekilde kadını küçük düşürdüğü, yine erkeğin babasının kadını iffetsizlikle suçlayarak tarafların evliliğine müdahalesi olduğu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyet hakkının anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ile toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz eşyaları ile kişisel eşya alacağına ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminat ve nafaka miktarları, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde; iddiaların gerçek dışı olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını, hiçbir somut delil bulunmadığını, velâyete ilişki kararın isabetsiz olduğunu, kadının yaşadığı konuttaki kişi sayısı, kadının kardeşinin suça meyilli yapısı, ortak çocukların babalarını yaralayan dayı ile aynı ortamda yaşamalarının doğru olmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarlarının fazla olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kabul edilen boşanma davası, velâyet, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşini istemediğini söylediği, ortak çocuk Ömer'in kendisinden olmadığını ima ettiği, babasının eşini sadakatsizlikle itham etmesine ve evliliğe olan müdahalesine ses çıkarmadığı, erkeğin tanıklarının ise geçimsizliğe ilişkin somut bilgilerinin bulunmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğu, kadının dava açmakta haklı olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminata ilişkin şartlarının oluştuğu ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, kadının dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, çalışmadığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu ancak tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında davacı kadın yararına irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmediği, ortak çocukların ayrı yaşam süresince anneleri birlikte kaldıkları, sosyal inceleme raporunda, velâyetin anneye verilmesinin çocukların menfaatine olacağının mütalaa edildiği, velâyetin anneye bırakılması halinde çocuğun bedensel ve ruhsal bütünlüğünün tehlikeye düşeceğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı, velâyeti anneye bırakılan çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, ziynet alacağına ilişkin talep yönünden tefrik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kabul edilen boşanma davası, velâyet, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile miktarları ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 maddesi, 335 inci ve 336 ncı maddesi hükümleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı Maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.