"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1159 E., 2022/2176 K.
KARAR : İsitnaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/396 E., 2021/5 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin çalışmadığını, eve bakmadığını, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, kadını sevmediğini söylediğini, sürekli hakaret ettiğini, tarafların ortak paylaşımlarının olmadığını, bekarmış gibi kendi halinde yaşam sürdüğünü ve eşini çocukla birlikte ailesinin yanına gönderip arayıp sormadığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 26.08.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin ve çocuğunun geçimi ve bakımıyla ilgili birlik görevlerini yerine getirmeyen, hamilelik döneminde kadını ailesinin yanına gönderip ilgilenmeyen, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını karşılamayan, "Seni istemiyorum, gerizekalısın" şeklinde küçük düşürücü söylemlerde bulunan ve eşine ortak konuta dönmemesi yönünde konuşma ve söylemleri olan erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'in velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik durumu ve kusur durumu nazara alındığında kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarının az olduğunu belirterek; tazminatların ve yoksulluk ile iştirak nafakasının miktarı yönünden istinafa başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, erkeğin kusurunun kanıtlanamamış olması nedeniyle kadının davasının ve tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, kadının aile şirketinde çalıştığını ve yoksulluğa düşmediğini belirterek; hükmün tamamı yönünden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe kusur olarak yüklenen hamilelik döneminde eşi ile ilgilenmediği vakıasından sonra evliliğin devam etmiş olması sebebiyle bu kusurlu davranışın kadın tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı ancak İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğu ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarlarının az olduğu gerekçesiyle; erkeğin kusur belirlemesine, kadının da tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile erkeğin kararın gerekçesinde açıklandığı şekilde tam kusurlu olduğunun tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatlar, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin kaldırılarak ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL iştirak nafakasının, kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlar olduğunu, erkeğin kusurunun kanıtlanamamış olması nedeniyle kadının davasının ve tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini ve kadının aile şirketinde çalıştığını ve yoksulluğa düşmediğini belirterek; hükmün tamamı yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve buna bağlı olarak davanın ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulünün doğru olup olmadığı, doğru ise miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.