Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3143 E. 2023/2356 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nafaka artırımı davasında, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının yetersizliği nedeniyle Yargıtay'ca bozma kararı verilmesinden sonra, ilk derece mahkemesince yeniden belirlenen iştirak nafakası miktarının yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen ilkeler ve çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda yeterli miktarda iştirak nafakasına hükmetmediği, özellikle hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha yüksek bir nafaka miktarı belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/315 E., 2022/715 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen nafaka artırımı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece iştirak nafakası yönünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 54.000,00 TL olup İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.094,06 TL’nin altında kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davalı vekilin kabul edilen iştirak nafaka alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan nafaka artış davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak 2011 yılında boşandıklarını, protokolde belirlenen nafakalara artış oranı belirtilmediğini, davalının sahibi olduğu şirketin dünyanın 17. büyük şirketi olduğunu, çocuğun büyüdüğünü ve ihtiyaçlarının arttığını, davalının sonradan yaptığı evlilikten ... çocuğuna sağladığı imkanları sağlamadığını, kadının da boşanma tarihinden sonra ekonomik şartlarında kötüleme olduğunu, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci maddesi ile 330 uncu maddeleri gereğince 02.02.2011 tarihinde hükmedilen 8.000,00 TL yoksulluk nafaka bedelinin dava tarihi itibariyle 50.000,00 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuk ... yararına hükmedilen 1.500,00 TL iştirak nafaka bedelinin dava tarihi itibariyle 30.000,00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, gelirinde olağanüstü bir değişikliğin meydana gelmediğini, mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/847 Esas, 2018/1208 Karar sayılı kararıyla; dosyada mevcut bilgi ve belgeler, tanık beyanı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, taraf beyanları, Ankara 11. Aile Mahkemesi'nin 2010/1694 Esas, 2011/93 Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun’un 182 nci ve devamı maddeleri gereğince velâyet kendisine verilmeyen tarafın mali gücü oranında çocuğun geçim, eğitim ve öğretim masraflarına katılmakla yükümlü olduğu, tarafların müşterek çocuğu için nafaka takdirinden itibaren geçen süre ve çocuğun yaşı da nazara alınarak artan ihtiyaçları, davalının gelir durumu ve hakkaniyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 20.10.2017 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 5.000,00 TL arttırılarak aylık 13.000 TL' ye yükseltilmesine; çocuk yararına hükmedilen nafakanın dava tarihi olan 20.10.2017 tarihinden geçerli olmak üzere 1.500,00 TL arttırılmak suretiyle aylık 3.000,00 TL'ye yükseltilmesine,yoksulluk ve iştirak nafakalarının her yıl ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen nafaka miktarının düşük olduğunu, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, boşanma tarihinden sonra hiçbir artış yapılmadığını, davalının gelirinde olağanüstü artış gözönüne alınmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen miktarın hakkaniyete aykırı olduğunu, çocuğunun tüm masraflarını zaten karşıladığını, gelirinde olağanüstü bir artışın olmadığını, sözleşmeye bağlı kalınması gerektiğini ileri sürerek hükmün kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 27.09.2021 tarih, 2019/564 Esas, 2021/1390 Karar sayılı kararı ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının belirlendiği tarih, üzerinden geçen süre, tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları, paranın alım gücü, davacıların ihtiyaçları, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi bir arada değerlendirildiğinde mahkemece hüküm altına alınan artış miktarı uygun olduğu, belirlenen nafakaların gelecek yıllardaki artış oranının kararın kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen nafaka miktarının düşük olduğunu, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, boşanma tarihinden sonra hiçbir artış yapılmadığını, davalının gelirinde olağanüstü artış gözönüne alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen miktarın hakkaniyete aykırı olduğunu, çocuğunun tüm masraflarını zaten karşıladığını, gelirinde olağanüstü bir artışın olmadığını, sözleşmeye bağlı kalınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4.Dairemizin 09.03.2022 tarih, 2022/1532 Esas, 2022/2211 Karar sayılı kararı ile kadının arttırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yıllık miktarının 60.000TL, iştirak nafakası yıllık miktarının ise 18.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00TL TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı gerekçesi ile davalının temyiz dilekçesinin reddine; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafaka miktarının uygun olduğundan kadının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddedilen bölümü yönünden hükmün onanmasına; iştirak nafakasının artırım talebinin reddine yönelik temyizin incelenmesine gelince; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile, Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi Kararının iştirak nafaka miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak, davalının başka eşinden olan diğer çocuğunun İsviçre' de olduğu, yüksek giderlerinin olduğu, çocuk ... yönünden ise nafaka kararından sonra nafaka miktarında ... zamandır bir artışın olmadığı ve çocuğun yaşı da nazara alınarak artan ihtiyaçları, davalının gelir durumu ve hakkaniyet ilkesi de göz önüne alındığı gerekçesi ile Ankara 11. Aile mahkemesinin 2010/1694 Esas, 2011/93 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk 16.12.2007 doğumlu ... için taktir edilmiş olan aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 4.500,00 TL arttırılarak aylık 6.000,00 TL ye yükseltilmesine, taktir edilmiş olan iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının mevcut sosyal ekonomik durumu, harcamaları, dünyanın sayılı zenginleri ile iş ortaklığı, milyon dolarlık projeleri ve sayılamayan bir çok lüksü karşısında müşterek çocuk için yapılan artış da 15 yaşındaki ergenlik çağında olan bir çocuğun zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği, davalının ekonomik durumunun gözönüne alınmadığı, çocukları arasında yaptığı ayrımı dikkate almadıklarını ileri sürerek miktar ve artırım infazda tereddüt yaratacak şekilde kurulmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanması gerektiğini, halihazırda nafaka 20.10.2017 tarihi itibariyle 4 katına çıkarıldığı ve karardaki belirsizlik yüzünden 20.10.2018 yılından başlayarak uygulanan ÜFE artışıyla iştirak nafakası 28.395,00 TL'yi bulduğunu, bunun hakkaniyete aykırı olduğunu, özgür iradeleri ile imzaladıkları sözleşmeye uygun davranılması gerektiği, gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle küçüğün yaş, eğitim düzeyi ile davalının gelirindeki artışa göre, yaklaşık bir yıl önce hükmedilen nafakada yapılan iyileştirme miktarının çok yüksek olduğunu, kendiliğinden artış şartının infazda tereddüt yarattığını, çocuğun kendi yanında yaşadığını ve bu nedenle bu kadar yüksek bir miktar nafakaya hükmedilmesinin ... olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan nafaka artırım davasında ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden davacı kadının talep edilen artırım talebinin yerinde olup olmadığı ve hükmedilen iştirak nafaka miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun artan ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi de gözetildiğinde uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin aşağıdaki (2) nolu paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Dairemizin 09.03.2022 tarihli ilamı ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ortak çocuk yararına bu kez 6.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince son kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin iştirak nafakasının artırılan miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı kadının iştirak nafakası artırım talebinin reddine yönelik temyizin incelenmesinde; yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.