"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1784 E., 2023/345 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/511 E., 2022/175 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, kadının asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 senesine kadar Hollanda 'da nikahsız olarak yaşadıklarını, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, hayatında; kadınlar ve kumar olduğunu evi otel olarak kullandığını 2009 yılında Türkiye'ye döndüklerini ve aile baskısı sonucu resmi olarak evlendiklerini, erkeğin işlerini bahane ederek Hollanda'ya döndüğünü, erkeğin iş olarak bahsettiği şeyin uyuşturucu satışı olduğunu, davalının resmi evlilikten sonra da aynı davranışları gösterdiğini, müvekkilinin nereye gittiğin sorusuna "sana ne oruspu çocuğu ... mına doğurduğu" şeklinde cevap verdiğini iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait ziynet eşyası alacağı talebinin de kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının yurt dışında yaşamak istemediğini, evlilik birliğini devam ettirmek için Türkiye'ye döndüklerini yine de burada da memnun olmadığını, ailesini özlediği, ailesi ile birlikte yaşamak istediği, müvekkiline karşı sevgi, saygı ve nezaket sınırları dışında davradığı, müvekkilinin kök ailesi ile iletişim kurmak istememesi ve boşanmak istediğini söylediği, Türkiye'de iş bulamayan müvekkilinin yurt dışına dönmek zorunda kaldığında müvekkilini yalnız bıraktığını iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; yurtdışında bulunduğu süre zarfında eşine düzenli bir şekilde para yollamadığı ayrıca yurtdışında kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle kendi kusurundan kaynaklı olarak Türkiye'ye ve ailesinin yanına gelmediği ve annesinin ismini ve lakabını kullanarak tehdit ettiğinin sabit olduğu, erkek eşin kadına izafe ettiği vakıalar yönünden yapılan değerlendirmede bir takım tanık anlatımlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verebilecek mahiyette bulunmadığı, bir takım tanık anlatımlarının ise neden ve saiki açıklanamayan soyut izahlardan ibaret olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına izafe edilen kusurların ispat edilemediği,
boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma nedeni ile kadının tespit edilen ekonomik sosyal durumuna göre yoksul duruma düşeceği, ortak çocuk için velâyet hususunda aldırılan sosyal inceleme raporunda küçüğün üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı gerekçesi ile; kadının, boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibariyle 1.250,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesine mütakip aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasına,karar tarihinden itibaren 1.750,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesine mütakip aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen davasının ve tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, velâyet ve birleşen davanın reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, velâyet ve birleşen davanın reddi yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin birleşen davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin kabulünün doğru olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükemdilen tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle; erkek eşe kusur olarak yüklenen“yurt dışında bulunduğu süre zarfında eşine düzenli şekilde para yollamadığı, yurt dışında kasıtlı suç işlemesi sebebiyle kendi kusurundan kaynaklı olarak Türkiye'ye ve ailesinin yanına gelmediği” vakıalarına kadının daha önce feragat ettiği boşanma davasında dayanılmış olduğu, kadının davadan feragat etmesi nedeni ile dayanılan bu vakıaları affetmiş veya enazından hoşgörü ile karşılamış sayılacağından erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenmeyeceği ancak Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre; usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...