Logo

2. Hukuk Dairesi2023/319 E. 2024/4620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararına uyularak verilen hükümde, tazminat miktarının düşük olduğu ve kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı iddiaları üzerine yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm verdiği, bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği, ayrıca kusur belirlemesinde ve tazminat miktarında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/467 E., 2022/705 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kesinleşen yönlerden tekrardan karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... ve davalı-davacı ... vekilleri Av. ... ile ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 25.000,00 TL tedbir nafakası, 25.000,00 TL iştirak nafakası, ortak çocuk ergin olduktan sonra aylık 30.000,00 TL yardım nafakası, kadın yararına aylık 200.000,00 TL tedbir nafakası, 200.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl yüzde on oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000.000,00 TL maddî tazminat, 100.000.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ve birleşen davanın reddi ile asıl davanın fer'îleriyle birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri gereğince boşanmalarına, erkek yararına 500.000,00 TL manevî tazminat, asıl davanın ise fer'îleriyle birlikte reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.06.2015 tarihli 2013/515 Esas, 2015/451 Karar sayılı kararıyla; erkeğin güven sarsıcı davranışlar sergilediği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının ise sürekli ağır hakaret ettiği, akıl hastalığı iddiası ile erkeğin fiil ehliyetini kısıtlamak istediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, asıl davada zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi ile karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmüne dayalı boşanma talebinin ayrı ayrı reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 01.03.2016 tarih ve 2015/20342 Esas, 2016/3858 Karar sayılı kararıyla; Mahkeme kararının kusur belirmesi yönünden kendi içerisinde çelişkili olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına sair yönlere yönelik temyiz itirazlarını şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.12.2017 tarihli, 2017/403 Esas, 2017/844 Karar sayılı kararıyla, her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 04.11.2019 tarih ve 2019/4498 E., 2019/10802 K. sayılı kararıyla; erkek vekilinin temyiz talebinin süresinde olmaması sebebiyle reddine, erkek tarafından yargılama sırasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanma davası açıldığı ve davaların birlikte görülmesi gerektiği, ilgili davanın işbu dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre kadın vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece 18.11.2021 tarihli, 2020/1 Esas, 2021/685 Karar sayılı kararıyla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının asıl davasının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının zina hukuki sebebine dayalı talebinin reddine, erkeğin karşı davası ve birleşen davasının ayrı ayrı reddine, kadının yasal şartları oluşmayan tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 30 milyon maddî tazminat, 30 milyon manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, erkeğin karşı davasının reddi sebebiyle kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.

2.Dairenin 07.03.2022 tarih ve 2022/1007 E., 2022/2141 K. sayılı kararıyla; "...1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat fazladır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir. 3-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davası, 05.12.2017 tarihinde verilen hükümle reddedilmiş, karar erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan temyiz incelemesinde erkeğin temyiz talebinin süresinde olmadığından bahisle Dairemizin 04.11.2019 tarihli ilamıyla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davasının reddine ilişkin karar kesinleşmiştir. Hal böyle iken, süresinde temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin TMK 162 ve 166/1. maddelerine dayalı olarak açmış olduğu karşı boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması ve buna dayalı olarak kadın lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi hatalı görülmüş bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen yönler hakkından tekrardan karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 10.000.000,00 TL maddî tazminat, 10.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminat miktarlarının kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında çok az olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı ve özellikle Mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu kesinleşmesine rağmen erkeğe sözlü ve fiziksel şiddet vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.