Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3209 E. 2024/668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanma kararının verilip verilmemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmemesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/531 E., 2022/2640 K.

DAVA TARİHİ : 15.06.2020 - 28.09.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Göksun 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/144 E., 2021/414 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı - davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı - davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli huzursuzluk çıkardığını, uzun süreli olarak küs kaldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sebepsiz yere evi terk edip kızı ile birlikte Kayseri’ye gittiğini, kadının erkeği aşağıladığını, gururunu kırıcı söz ve cümleler sarfettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını evden kovduğunu, sürekli küfür ettiğini, küçük düşürdüğünü, psikolojik şiddet uyguladığını, kızının yanına gideceğini söylediğinde defol git, siktir ol git tepkisiyle evden kovulduğunu ve erkeğin oğlunun seni öldürürüm tehditlerine maruz kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesi gereğince asıl davanın davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin ilk evliliğinden olan çocukları ile görüşmesini istemediği, çocuklar geldiğinde huzursuzluk ve tartışma çıkardığı, kadının erkeğin gıyabında başka kimselerin yanında kötü söz ettiği, dava ve cevaba cevap dilekçesinde belirtilen iddiaların dinlenen tanık beyanları ile de ispatlandığı; kadın tanıklarının bir kısmının görgüye dayalı bir tanıklığının bulunmadığı, kadından duyumlarından ibaret olduğu, diğer tanığın ise kızı olduğu, bu tanığın beyanlarının objektif görgüye dayalı olmadığı, tarafların en son ayrılmalarına sebep olan olaya ilişkin tanığın, “... davacıya anneme vurdun mu diye sorduğunda davacının vurdum diye cevap verdiğini yine annesi olan davalıya s..tir ol git dediğinin beyan ettiği annesine burdan seni götüreyim dediğini annesinin gitmek istemediğini beyan ettiği annesinin müşterek konutta kaldığı , kendisinin daha sonra tekrar eve dönerek annesi alıp Kayseriye götürdüğünü...” beyan ettiği, kadının erkeğe izafe ettiği hususların objektif görgüye dayalı yansız tanık anlatımı ya da başkaca delille desteklenmediği; kadından duyum şeklinde olan, yorum yollu, somut bilgi ve görgü ihtiva etmeyen beyanlarına itibar edilmeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın reddedilmesine rağmen lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tanık Derya'nın beyanlarının tanığın kadının kızı olduğu, beyanlarının objektif olmadığı gerekçesiyle dikkate alınmadığının belirtilmesinin hatalı olduğunu, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup, akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, bu nedenle tanık Derya'nın beyanlarına itibar edilmemesini gerektirecek bir sebebin dosyada bulunmadığı, tanık Derya'nın beyanları incelendiğinde en son olayda erkeğin kadına eşine "s..tir ol git" diyerek evden kovduğunun sabit olduğu, bu durumun erkeğe kusur olarak yüklenmesi ve karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği, taraf kusurları karşılaştırıldığında olayların bu noktaya gelmesinde her iki taraf da eşit kusurlu oldukları, kadının koşulları oluşmayan maddi-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği; kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihe kadar aynen devamına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten başlatılmak üzere aylık 650,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, karşı davaya ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi karşısında, erkek vekilinin karşı davada lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 650,00 TL yoksulluk nafakasına; davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı – davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine karşın Bölge Adliye Mahkemesinin baştan itibaren yeniden hüküm kurmasının hatalı olduğunu, tam kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.