"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3129 E., 2022/3132 K.
DAVA TARİHİ : 18.04.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/218 E., 2022/472 K.
Taraflar arasındaki asıl boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen dava yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre birleşen tedbir nafakası davasında hüküm altına alınan ve erkek vekili tarafından temyize konu edilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının yıllık toplam miktarı 7.200,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; ... erkek vekilinin temyiz dilekçesinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin tüm yönlere, ... erkek vekilinin yukarıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer yönlere ilişkin, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının kanser rahatsızlığı olduğunu sakladığını, bu durumu hastanede öğrendiğini, kadının çocuk sahibi olmak istediğini ancak kendisinin, kadının kanser olması sebebi ile imkansız diye cevap verdiğini, kanserden ölen abisinin kalp krizinden öğrendiğini, taksit için ayırdığı paranın eksildiğini, kadına paranın ne olduğu sorulduğunda kadının alınganlık yaptığını, sürekli küstüğünü, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, yüzüne tükürdüğünü, sık sık evi terk ettiğini, en son kendisine bıçak çektiği için aralarında sürmekte olan ceza davası olduğunu, özel hayat anlattığını, sadakatsizlikle ve iktidarsızlıkla suçladığını, ailesi ve komşuları ile görüşmesini istemediğini, aile müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, istemediğini soğuduğunu söylediğini, intihara teşebbüs ettiğini, izinsiz para aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline sevgisiz davrandığını, seninle ev işi yap diye evlendim, istemiyorum, seninle evlendiğime pişmanım dediğini, evde düzensiz bir alan olursa bunu akrabalarına göstererek küçük düşürmeye çalıştığını, sürekli hakaret edip aşağıladığını, cinsel içerikli videolar izlediğini, ters ilişkide bulunduğunu, her tartışmada evin anahtarını değiştirip eve almadığını, müvekkilinin son olayda bebeğini düşürdüğünü, hırsızlıkla itham ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde kadın yararına, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanın kabulü ile kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi gereğince aylık 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin Malatya 1. Aile Mahkemesinin 11.02.2021 tarih, 2019/124 Esas 2021/99 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulü ile, eşit kusurlu tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davası hakkında asıl davada hüküm kurulmasından dolayı karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası ile birleşen davada vekâlet ücretine hükmedilmemesi; davalı-davacı kadın vekili ise tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2022 tarih ve 2021/1548 Esas, 2022/970 Karar sayılı kararı ile kadının bağımsız tedbir nafakası davası konusunda olumlu olumsuz karar verilmesi ve tarafların delil olarak dayandıkları ceza dosyasının dosya arasına alınıp incelenerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile esasa yönelik istinaf itirazları incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evden ayrılıp gittikten sonra yeniden evine gelerek eşyalarını almak istediği, erkeğin ise kapının kilidini değiştirdiğini gördüğü, kapı açıldıktan sonra kadının erkeğe bıçak çekerek tehdit ettiği, hakaret ettiği, kadının kanser hastalığını gizlediği iddiası ise ispat edilemediği, erkeğin ise kadının akrabası olan tanık ...' a gardrobun içini gösterdiği, tanığın beyanında gardropta fazlaca bir dağınıklık göremediğini ifade etmesi ile erkeğin kadını üçüncü kişilere karşı küçük düşürdüğü, erkeğin kaybolan parayı eşine sorduğu anlaşılmış ise de kadını hırsızlıkla suçlandığı iddiasının ispat edilemediği, kadının tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunması, erkeğin ise kadını akrabası önünde küçük düşürmesi eylemleri ile evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, boşanma sebebiyle maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat isteyen tarafın kusursuz ya da diğerine göre az kusurlu olması gerektiğinden eşit kusurlu oldukları anlaşılan tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek kadın yararına uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, birleşen davanın tedbir nafakasına ilişkin olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklılığı ispat edilemediği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL, 06.11.2020 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller, dosya içine alınan ceza dava dosyası ve özellikle ceza dava dosyasındaki ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; tarafların evlilik içinde bir kaç kere ayrılıp tekrar bir araya geldikleri, son olarak 08.02.2019 tarihinde ayrıldıkları, bu ayrılma olayında kimin kusurlu olduğunun iki tarafça ispat edilemediği, ceza dava dosyasına konu olan olayda kadının 14.02.2019 tarihinde ortak konuta geldiği, ... erkek kapı kilidini değiştirdiği için anahtarı ile kapıyı açamadığı, erkeğin kapıyı açtığı ve devamında kadına "niye geldin, senden iğreniyorum, şerefsiz, haysiyetsiz" diye hakaret ettiği, kadının da buna karşılık "pezevenk, şerefsiz" diye hakaret edip mutfağa giderek bıçak alıp erkeğe saldırıp tehdit ettiği, bu durumda tarafların iddiaları, savunmaları, bu dosyadaki deliller ve özellikle olayın akabinde alınan ceza dava dosyasındaki tanık ifadeleri değerlendirildiğinde; tarafların birbirlerine karşı ağır hakarette bulundukları, erkeğin ortak konutun kapı kilidini değiştirdiği, bu davranışını her ayrılma olayında gerçekleştirerek alışkanlık haline getirdiği, kadının da ceza dava dosyasına konu olayda erkeği tehdit ettiği, evliliğin temelinden sarsıldığı, tarafların eşit kusurlu oldukları, ... erkeğin kadına ağır hakaret etmesi, her ayrılmadan sonra aile konutunun kapı kilidini değiştirmeyi alışkanlık haline getirmesinin davalı-davacı kadın için ayrı yaşama hakkını doğurduğu, birleşen davanın da kabulü gerektiği gerekçesi ile kadının birleşen davaya ve kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, davalı-davacı kadının birleşen davasının kısmen kabulü ile, boşanma davasında 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesine göre takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde birleşen dava tarihinden itibaren davalı-davacı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, ... erkeğin tüm, davalı-davacı kadının diğer istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.... kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat teleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, boşanma, birleşen dava 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesinde düzenlenen bağımsız tedbir nafakası davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü, maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince, taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, dosya kapsamında bulunan tanık beyanlarından, erkeğin, evdeki temel ihtiyaç maddelerinin kullanımını kısıtlayarak birlik görevini ihmal ettiği, kadını akrabalarının önünde küçük düşürdüğü de anlaşılmaktadır. O hâlde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, ... erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru görülmeyip kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3. Yukarıda (2) nolu paragrafta açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... erkeğin birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
b) Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... erkeğin tüm, davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temiz eden Bülent'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Nuray'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.