"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1632 E., 2022/1238 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/412 E., 2021/16 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan zina olmadığı taktirde terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebi uyarınca boşanma ve fer'îleri ile ziynet eşyası alacağı, para alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îleri ziynet alacağı talebinin kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili 23.07.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; erkeğin hiç bir görevlendirme olmamasına rağmen tayinini başka bir yere istediğini, eşini ve çocuğunu götürmek istemediğini, çocukla yalnız bıraktığını, başka kadınlarla yazıştığını, eskort kızlarla aldattığını, üzerine yürümesine boğazını sıkmasına, yüksek sesle azarlamalarına maruz kaldığını, duygusal şiddet uyguladığını, davalının ilgisiz davrandığını, sürekli yalnız bıraktığını, davalının sürekli evde tek kalmak istediğini, eşini ve çocuğunu evde istemediğini, davalının evde bulunduğu sürece vaktini kendisini bir odaya kilitleyip laptop ve telefon ile sanal alem içinde geçirdiğini,erkeğin kendi el yazısı ile yazdığı mektupta aşırı borçlandığını ve borçlarını ödeyemediğini beyan ettiğini, davalının gizlice bahis sitelerine üye olduğunu, kumar ve şans oyunları oynadığını, davalının kumar oynayabilmek için kredi kullanıp aşırı borçlandığını, ziynetlerin erkekte kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) 161 ... ve 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, 250.000,00 TL maddî tazminata, 250.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan ziynetlerin iadesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekilinin 23.09.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile de kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekilinin 04.09.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, işyerinden herkesin gözü önünde hakaret ederek kovduğunu, daha sonra durakta beklerken kayınpederinin kendisini darp ettiğini, kendisinin müşterek çocuğa hasret kaldığından ve bir anlık psikolojik bunalım etkisiyle davacı eşinin kendisini affedeceği umuduyla davacıya mektup yazdığını, mektubun amacının kendisini davacı eşine affettirebilmek olduğunu, ancak davacının ailesinin etkisi altında kalarak kendisini affetmediğini, müşterek çocuğun kendisini unutmaması için sürekli müşterek çocuğa hediyeler gönderdiğini ancak gönderdiği hediyelerin geri geldiğini ya da çöpe atıldığını, haftanın beş günü davacının ailesinin evine gittiklerini, gitmedikleri zaman davacının ailesinin müşterek konuta geldiklerini, davacının kendisinin ailesi ile görüşmek istemediğini, davacının kendisi ile cinsel birliktelik yaşamak istemediğini ve ikinci çocuğunun olmasını istemediğini, ailesine sürekli hakaret ettiğini, davacının tatile bile kendi annesi, babası, kız kardeşi, kız kardeşinin kocası ile birlikte gittiğini, ziynetlerin eve giren hırsız tarafından çalındığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 161 ... maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı boşanma, mümkün olmadığı taktirde terditli olarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma ve fer'îleri ile ziynet eşyası alacağı, takı parası alacağı talebinde bulunulduğu, davasının davacı kadının kız kardeşinin beyanında belirtildiği üzere 2016 yılının Ağustos ayında biz davacı ve davalı ile bir araya geldiğini, o dönemde davalının tanığın bilgisayarından email bilgilerini girdiğini, kendisinin bilgisayarı açtığında davalının email adresindeki chat sitesinin açıldığını, chat sitesinde ki kadınlarla davalının samimi ve cinsel içerikli mesajlarını gördüğünü, davacıya anlattığını, kardeşinin bunu öğrendikten sonra evliliklerini devam ettirdiklerini, bu beyan ve dosyaya sunulan yazışma örnekleri ile davalının başka bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğinin kanıtlanamadığı gibi bu olayı öğrendikten sonra da evliliğine devam ettiğini beyan etmesi ile davalı erkeğe atfedilen bu vakıaların davacı kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü ile kusur belirlemesinde hükme esas alınmadığını, zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşulun cinsel ilişkinin varlığının kesin veya ... karineyle kanıtlanmış olması gerektiğini, tüm dosya kapsamından erkeğin başka bir kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiğinin anlaşılamadığı, zinaya muhakkak nazarıyla bakılmasını gerektiren bir durumun varlığının ispatlanamadığı, bu nedenle davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği; davalı erkeğin, habersizce ve davacıyı tayininin kendi isteği dışında çıktığı konusunda aldatarak davacıya karşı ... sarsıcı hareketlerde bulunduğu, ortak çocuk ve davacı ile ilgilenmediği, davacı kadının ise davalıya hakaret ettiğini, davacı eşin ailesinin sürekli ortak konuta geldiği ancak davacı eşin davalı eşin ailesinin yanına pek gitmek istemediği, tarafların her ikisinin de memur olduğu, gelirlerinin denk olduğu, kadın ziynet eşyalarının erkekte kaldığını ve iade edilmediğini, erkeğin ise çalındığını ileri sürdüğünü, dinlenilen tanık beyanları ile altınlarla araba alındığının beyan edildiği, karakol ifade tutanağında çalındığı iddia edilen altınlar ile kadının dava dilekçesinde talep ettiği altınların nitelik olarak aynı olmadığı bu haliyle altınların erkekte kaldığının ispatlandığı, kadının talep ettiği para alacağının ise varlığının ispatlanmadığı gerekçesi ile tarafları eşit kusurlu bularak zinaya dayalı davanın reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, 200 gram 22 ayar Trabzon set (toplam 49.716,00 TL değerinde), 40 gram 22 ayar kaburga bilezik (toplam 9.943,20 TL değerinde), 50 gram 22 ayar hediyeli bilezik (toplam 12.429,00 TL değerinde) ve 15 adet çeyrek altından (adeti 427,28 TL toplam 6.409,20 TL değerinde) oluşan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, kadının para alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının maddî olarak zorlu bir süreci tek başına omuzlamak zorunda kaldığını, sebepsiz tayin talebinde bulunduğunu ve bu konuda yalan söylediğini, arkadaşlık sitelerinde başka kadınlara arkadaşlık teklifleri gönderdiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, para alacağı, tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, müşterek çocuk ile davalı arasında tesis edilen kişisel ilişkinin çocuğun ... yararı gözetilmeden kurulduğunu ileri sürerek hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dinlenen tanıkların tarafların arasında somut bir problem olmadığını beyan ettiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, aksine davacının müvekkiline karşı hakaretlerde bulunduğunu, davacının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasını ispat edemediğini hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir..
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenilen kusurlara ilişkin tanık beyanlarının yer, zaman, mekan kavramlarını içermeyen soyut nitelikte olduğu, yine dosya içinde bulunan erkek tarafından kadına yazılan mektuplarla da erkeğin kadını affettiğinin anlaşıldığı, affedilen ya da en azından hoş görülen vakıaların kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenilen ve gerçekleşen kusurlara göre de erkeğin tam kusurlu olduğu; kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken reddedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince kısmen kabulüne, infazda tereddüt yaratmaması için hükmün bu kısmının kaldırılmasına, gerekçenin düzeltilerek, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2. Kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle ilk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun tümden, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun ise tedbir ve yoksulluk nafakasına, kişisel ilişki tesisine, para alacağı yönünden, hükmün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tazminat miktarlarının az olduğunu, para alacağı talebinin reddi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesi ile kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, yazılan mektubun af olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, dinlenilen tanık beyanları ile ... bir eş ve baba olduğunun ispatlandığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ile aleyhine tazminata hükmedilmesinin ... olmadığını, ziynet eşyaları yönündeki istinaf başvurularının incelenmediğini, talepleri yönünde bir karar vermediğini kadın eş bu ziynet eşyalarının nasıl elden çıkarıldığını ve devamında nerelerde kullanıldığını ispatlayamadığını, bu konu her hangi bir delil ortaya koyamadığını bu nedenle kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, kadının reddedilen nafaka talepleri, tazminat miktarları, ziynet alacağı davasında ziynet eşyalarının elden nasıl çıkarıldığı ile ispat yükünün kimde olduğu, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 220 ..., 222 nci, 226 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 90 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.