Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3229 E. 2024/268 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin sadakatsizlik boyutuna varmayan ancak güven sarsıcı davranışları ile diğer kusurlu hareketlerinin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunu göstermesine rağmen, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yüksek bulunması ve hakkaniyet ilkesine aykırı olması gözetilerek, tazminat miktarı yönünden bozulmuş, diğer yönleri onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2677 E., 2023/264 K.

DAVA TARİHİ : 22.02.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/502 E., 2022/389 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince hükmün gerekçesiz olduğundan bahisle başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeninden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaştıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

2.Davacı erkek vekili12.07.2018 tarihli çekişmeli boşanmaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; davalı kadının eş olarak davacı ile ilgilenmediğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının sürekli davacıyı tersleyen söz ve davranışlarda bulunduğunu, sadakatsiz davrandığını, çocuğa şiddet uyguladığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, erkek yararına 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Facebook’ta bir çok kadınla arkadaşlığının olduğunu, davacının 2018 yılında kiminle Yunanistan’a gittiğini açıklaması gerektiğini, davacının kadını arkadaşlarına hizmet ettirdiğini, gece yarısı alkol almaya gönderdiğini, kadına ait bilezikleri ve altınları iade etmediğini, davacının davalıya ait miras parasını elinden aldığını, davacının çocuğun okul taksitlerini ödemediğini, hakaret ettiğini, evden kovulduğunu, eşyalarının sokağa atıldığını, psikolojik şiddet uyguladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, yasal faizi ile kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli kararı ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, mahkeme kararı davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmekle, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.05.2018 tarihli kararı ile yargılamanın çekişmeli olarak devamı gerektiğinden bahisle hükmün kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonrasında 13.01.2021 tarihli kararı ile evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve tarafların karşılıklı tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince kusur belirlemesi ve fer'îleri yönünden istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2021 tarihli kararı ile hükmün gerekçesiz olduğundan bahisle kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik birliği içinde de başka bayanlarla da görüşmelerinin olduğu ve davalı eşe karşı sadakatsizliğinin bulunduğu, davacı eşin yoğun iş hayatı gerekçeleriyle eşe karşı ihmalkar davranışlarının bulunduğu, özellikle çocuğun okul taksitlerinin ödenmemesi veya ödemenin geciktirilmesiyle çalışmayan ve davacı eşe maddî açıdan muhtaç eşe karşı ekonomik şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, çocuğun talebi doğrultusunda annesi yanında kalmasının sosyal ve psikolojik gelişimi yönünden çocuğun yararına olacağı gerekçesi ile velâyetin anneye verilmesi gerektiği, tarafların ekonomik sosyal durumları ve kadının yoksulluğa düştüğü değerlendirilerek kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedildiği gerekçesi davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf da istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, tazminatlar, kendi tazminat talebinin reddi, iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili katılma yolu ile hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin temadi eder şekilde sadakat yükümlülüğüne uygun düşmeyen tavır ve davranışlar içinde olduğunu, erkek tarafından kadına "kırık, dengesiz, hadsiz, gıcık karı" gibi ifadeler kullanılarak mesajlarla hakaret edildiğini, erkeğin akşamları eve geç saatlerde geldiğini, evine ve eşine maddî ve manevî yönden ilgi ve özen göstermediğini, kadının ise dava tarihinden önce başlayan, temadi eder şekilde davadan sonra da devam eden sadakat yükümlülüğüne uygun düşmeyen davranışlarda bulunduğunu belirterek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunu ve kadının ekonomik ve sosyal durumu ile mal varlığı bulunduğu da değerlendirilerek boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların kabulü koşulları ile miktarları, iştirak nafakasının miktarı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; erkeğin eyleminin sadakatsizlik boyutuna varmayan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu ancak tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları ile birlikte değerlendirildiğinde boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri de dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.