"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1013 E., 2022/2054 K.
DAVA TARİHİ : 14.10.2020
KARAR : İstinaf başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/718 E., 2022/100 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından tüm yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin reddine verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden; davalı kadın vekili tarafından tüm yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Kadının tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması dışında kalan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan erkeğin, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile çocuk ile baba arasında düzenlenen kişisel ilişki kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; erkeğin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü :
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının erkeğe hakaret ettiğini, erkeği tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, çocukları erkeğin ailesine karşı doldurduğunu, evden kovduğunu, asılsız ithamlarda bulunarak erkek ve ailesi hakkında uzaklaştırma kararı aldığını, bu kararları apartman panosuna asarak intikam almaya çalıştığını, kadının ailesinin de müvekkiline hakaret ettiğini, kadının "Sefa" isimli kardeşini kocasından üstün tutup ona para gönderdiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, iftira attığını, beddua ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, tarafların erkeğin ailesine ait apartmanda oturduklarını, erkeğin ailesinin evliliklerine yoğun şekilde müdahalede bulunduklarını, erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin kendisini savunmak zorunda kaldığını, bunun neticesinde erkeğin darp raporu aldığını, erkeğin ailesinin müvekkilini kabullenemediğini, özellikle erkeğin yengesinin müvekkiline saldırdığını ve ölümle tehdit ettiğini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının çalışmasına izin vermediğini, kadın adına çıkardığı kredi kartını çalıntı kart olarak bildirerek iptal ettirdiğini, müvekkilini iki küçük çocukla zor durumda bıraktığını, erkeğin ailesinin etkisi ile hareket ettiklerini, erkeğin ailesinin baskıları sebebi ile gittikleri yer konusunda bile yalan söylemek zorunda kaldıklarını, kadının kardeşini ve eşini kovup darp ettiklerini, erkeğin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, bu hususu gizleyerek güven sarstığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tartışma sırasında davalı kadının davacı erkeğin boynunu tırnakları ile yaraladığı, kayın validesini kast ederek "çocuklar büyüdüğünde mezarına tükürttüreceğim" gibi uygunsuz sözler sarf ettiği, davacı erkek rahatsızlandığında hastane tedavisinden sonra eve almadığı, davacının annesine gitmek zorunda kaldığı, davalının kardeşi Muhammet Rahmet Sefa'nın da fiziki olarak davacı erkeğe saldırdığı, davalının annesi, abisi ve yengesinin evliliklerine müdahale ettiği iddia edilmiş ise de bu durumun net ve somut olarak ispatlanamadığı, davalının kardeşi Sefa'nın yatılı olarak çok sık evlerinde kaldığı, davacı erkeğin bundan rahatsız olmasına rağmen kalmaya devam ettiği, davalı kadın daha baskın karakterde olup "şerefsiz, salak, eziksin sen" şeklinde hakarete varan sözler sarf ettiği, "şizofrensin sen internetten baktım şizofrenler sessiz olurmuş" gibi rencide edici sözler sarf ettiği, kapının önünde bağırdığı, uzaklaştırma kararını apartmanın her yerine asarak rencide ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuklar yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık dava tarihinden 300,00 TL, 19.04.2021 tarihinden 500,00 TL, karar tarihinden itibaren 600,00 TL tedbir, ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararla birlikte 800,00 TL olarak artırılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına, erkek yararına 3.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili, tarafların dava tarihinden sonra barıştığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tazminat talepleri ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerektiği, tam kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadının maddî, manevî tazminat taleplerinin reddine, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki süresi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, dava tarihinden sonra tarafların evliliği devam ettirmek amacıyla bir araya gelip gelmedikleri, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Toplanan delillerden ve özellikle davalı kadın tarafından dosyaya sunulan ve erkek tarafından bunların doğruluğuna karşı savunmada bulunulmayan mesaj kayıtları ve fotoğraflardan, tarafların dava tarihinden sonra bir araya geldiği, başka bir anlatımla tarafların, davacı erkeğin açtığı iş bu boşanma davasından sonra barıştıkları sabittir. Böyle bir durumda; eşler, aralarında gerçekleşmiş önceki olayları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış sayılmalıdır. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği gibi bu olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. Hal böyle iken davalı kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığından davanın kabulü koşulları gerçekleşmemiş olup davanın reddi gerekirken kabulü ile boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı erkeğin yoksulluk nafakası ile kişisel ilişkinin süresine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.