"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/994 E., 2022/2187 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/593 E., 2019/983 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevab ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline saygı göstermediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, çocukların yanında hakaretlerde bulunduğunu, sinirlendiğinde elindeki şeyleri fırlatıp, bağırıp, kapıları çarptığını, eve para bırakmadığını, fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hırsızlık suçlamasında bulunduğunu, müvekkilinin bayram dolayısıyla ailesini ziyarete gittiğinde "Seni boşadım, burası senin evin değil, dönme" şeklinde, sonrasında ise uygunsuz mesajlar attığını, müvekkilinin bayram ziyaretine ailesinin yanına gittiğini, ancak sonrasında erkek tarafından ortak eve alınmadığını ve bir yıldır baba evinde yaşadığını, erkeğin bu süreçte çocuklarını dahi arayıp sormadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkiline ait ziynetleri bozdurarak arsa aldığını, erkeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına,TÜİK' in belirlediği oranda artış uygulanmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyaları ile 3.000,00 TL para karşılığı 50.000,00 TL'nin tahsiline, çeyiz ve kişisel eşyaların iadesine, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, kadının ve annesinin, müvekkiline hakaret ettiğini, sürekli gezmeye gittiğini, eve geç saatlarde geldiğini, kız kardeşinin uzun süre ortak evde kaldığını ve evin huzurunu bozduğunu, çocuklarla ilgilenmediğini, yalan söylediğini ve müvekkilinin güvenini sarstığını, kadının, 2017 yılı Haziran ayı sonlarında sebepsiz olarak çocuklarıda alıp evden ayrıldığını, müvekkilinin bütün eve dönmesi taleplerine olumsuz karşılık verdiğini, bu süreçte müvekkilinin çocuklar ile görüşmesine de engel olduğunu, kadının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini sorun ettiği, erkeğin kadının ailesine bayramlarda gitmediği, kadından boşanacağını söylediği, kadına olumsuz konuştuğu, bıçakla üzerine gittiği, kadının ailesinin yanında diş tedavisi için kaldığında erkeğin gece 24.00'te arayarak gelmesini söylediği, kadının gece olması nedeniyle gelemediği, sonrasında da kadını eve kabul etmediği, kadına, kendisi ve yakınları hakkında olumsuz içerikli mesajlar gönderdiği, eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, maddî destek olmadığı, kadının denize gitmesini, denizde açık kıyafetle bulunmasını istemediği, kadının ise tartışma üzerine ayrılarak ailesinin yanına gittiği, ertesi gün erkek ile kızlarının kadının ailesinin yanına gittikleri, kadının eve dönmediği, kadının, annesinin müdahalesine izin verdiği, erkeğe yalan söylediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı devamında bir menfaat kalmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, asıl dava yönünden kadın lehine ve karşı dava yönünden erkek lehine vekâlet ücretine, kadının çeyiz ve ev eşyası ile çocuklara ait elbise ile altın ve ziynet eşya alacağı hakkında usulünce harçlandırılarak açılmış davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararına itiraz etmediklerini, tanık beyanlarının yanlı ve gerçek dışı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, kadının evi terk ettiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davacının çalıştığını, maddî manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, hükmedilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası,kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî,manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece, hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddî olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı, taraflara yüklenen kusurların nitelendirilmesi ile kusur derecesinin tayininde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin karşı davası ile ilgili açıkça hüküm kurulmamış ise de erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ağır kusurlu olması nedeniyle ayrı ayrı reddine ve karşı boşanma davası ile ilgili erkek lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekâlet ücreti takdirine ilişkin verilen karar bir arada değerlendirildiğinde, hükmün, davaların kabulü şeklinde verildiğinin değerlendirildiği ve bu hususa değinilmekle yetinildiği, kanuni koşulları gerçekleşen davaların kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin doğru olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, kadının dava açılmakla ayrı yaşama hakkı olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat ve hakkaniyet ilkesi gereğince kadın ve çocuklar yararına takdir edilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararına itiraz etmediklerini, tanık beyanlarının yanlı ve gerçek dışı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, kadının evi terk ettiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davacının çalıştığını, maddî manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, hükmedilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası,kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî,manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadının davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...