Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3243 E. 2023/6334 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümüyle evlilik birliği sona erdikten sonra, mirasçılarının boşanma davasına kusur belirlemesi yönünden devam etmesi üzerine, sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçıların, murisin boşanma iradesi nedeniyle boşanmaya karar verilmesi talebinin hukuki dayanağı bulunmadığı, dosya kapsamındaki delillerden davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1735 E., 2022/2078 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/149 E., 2022/317 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı erkeğin karar kesinleşmeden öldüğü ve davanın konusuz kaldığı, mirasçıların kusur belirlemesi yönünden davaya devam edip etmeyeceklerine göre işlem yapılması için başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin vefaat etmesi nedeniyle evlilik sona erdiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek mirasçıları vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı kadın vekilinin başvurusunun kabulü ile kararın ilgili gerekçe ve hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu hususta yeniden hüküm tesisi ile davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkilini hor gördüğünü, müvekkilinin evde sakladığı paradan 11.000,00 TL'nin bulunamadığını, müvekkili hastalanıp bakıma muhtaç hale geldiğinde davalının ortak evi terk ettiğini, davalının cep telefonundan mesaj göndererek müvekkilini tehdit ettiğini, hakeret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının ortak evin giderlerini karşılamak için 15.000,00 TL verdiğini, bu paranın 3.500,00 TL'sinin eşine ait ... marka aracın tamiri için harcandığını, kalan 11.000,00 TL'nin de dava dilekçesinde belirtildiği gibi ortak evde olduğunu, eşinin hastalandığında 44 gün eşinin yanında hastane ortamında refakatçi olarak kaldığını, davacının, hastaneden eve geldikten sonra davacının ilk eşinden olan kızları tarafından boşanma konusunda sürekli kışkırtıldığını, eşi tarafından hakaretlere maruz kaldığını, evden gitmesi için silahla kendisini tehdit ettiğini, tehdit ve hakaretlere dayanamayarak oğlunun yanına sığındığını, davacının alkolik olduğunu ve amaliyatları sonrasında da alkol kullandığını, anlaşmazlıkların davacıdan kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2021 tarih ve 2020/369 Esas, 2021/613 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya neden olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili, davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2022 tarih ve 2022/213 Esas, 2022/173 Karar sayılı kararı ile; davacı erkeğin karar kesinleşmeden ölmesi nedeniyle evliliğin sona erdiği ve davanın konusuz kaldığı, mirasçıların kusur belirlemesi yönünden davaya devam edip etmeyeceklerine göre işlem yapılması için başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının ev işleriyle yeteri kadar ilgilenmediği, davacının ameliyat olduktan sonra davalının kırk gün kendisine baktığı bu süreçte davacının çocuklarının korona sebebiyle ilgilenemediği, davalının ise hastanede davacıya iyi bakmadığı, davacının zayıfladığı, sonrasında davacının yanına giden kızının bakmaya başladığı, davacı hastanedeyken davalının iyi bakamadığını hastane personelinin davacının kızı ve torununa söylediği, kırk gün hastanede yatan davacı, kızının bakımından sonra dört günde hastaneden taburcu edildiği, davacının hastaneden taburcu olarak evde bulunduğu dönemde de davalının davacıyla yeterince ilgilenmediği, davacı doktor kontrolü için hastaneye gittiğinde davalının haber vermeksizin ortak konutu terk ettiği, davalı, davacı aleyhine bir takım iddialarda bulunmuş ise de bu iddialardan davalının da davacıya yönelik hakaret içerikli beyanlarda bulunduğu, son olarak tarafların dava açıldığı tarihten itibaren ayrı yaşadıkları anlaşıldığı, davalının ağır kusurlu olduğu, davacının vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği sona erdiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalının ağır kusurlu olduğu kabul edilen davranışları nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre davalının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek mirasçıları vekili, müteveffanın ölmeden önce boşanma davası açarak bu konudaki iradesini ortaya koyduğunu, tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma kararı verilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili, tanık beyanlarının soyut iddialardan ibaret olduğunu, müvekkilinin davacıya hastanede kırk günden fazla refakat edip baktığını, ortak hayata ilişkin tüm yükümlülüklerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, müvekkiline kusur yüklenilemeyeceğini, önceki evliliğinden olan çocuğunun müvekkiline psikolojik baskı yaptığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, açtığı boşanma davasında karar kesinleşmeden 30.01.2022 tarihinde öldüğü, davacı mirasçılarının kusur belirlemesi yönünden davaya devam ettikleri, boşanma talebinin konusuz kaldığı, davacı mirasçılarının, murisin ölmeden boşanma iradesini ortaya koyduğundan bahisle boşanma talebinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkin taleplerinin hukuki olmadığı, toplanan deliller ile dosya kapsamından, evliliğin ölümle sona erdiği, boşanmaya sebep olan olaylarda sağ kalan davalı eşin kusurlu bulunduğuna ilişkin tespitin hatalı bulunduğu, davacı erkeğin 1941, davalı kadının 1955 doğumlu oldukları, 2004 yılında evlendikleri göz önüne alındığında, evliliğin bunca yıl sürmüş olmasına ve müteveffa davacının ileri sağlık sorunları nedeniyle hastahaneye yatırılmasına kadar taraflar arasında geçimsizlik olduğuna ilişkin ve davalının ihmaline dair ortaya somut bir olgu konulmadığı, davalının yaşı gereği hasta ve ileri düzeyde bakıma muhtaç olan davacı eşine yetemediğinden bahisle davacının çocuklarından yardım istediğinin dosya içeriğinden sabit olduğu, tanıkların da hastane ortamında davalının, davacı eşi ile refakatçi olarak ilgilendiğini ortaya koydukları, davalı tanıklarının anlatımları göz önüne alındığında davacı tanıklarının anlatımları soyut ve oluşan husumet nedeniyle hükme esas alınamayacak nitelikte olduğu, evlilik birliğinin ölümle sona ermesi nedeniyle boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın yerinde olduğu, ancak davalının gerekçede ağır kusurlu, hükümde kusurlu olduğuna yönelik tespitin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı erkek mirasçıları vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi yönünden istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili gerekçe ve hüküm fıkrasının kaldırılmasına, gerekçe düzeltilerek yeniden hüküm tesisine, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçıları vekili, müteveffanın ölmeden önce boşanma davası açarak bu konudaki iradesini ortaya koyduğunu, tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının hastanede müteveffaya bakmadığını, kızının baktığını, davalının evi terk ettiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma kararı verilmemesi ve davalının kusurlu olmadığının tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında evlilik davacı erkeğin ölümü ile sona ermiş ise de, davada boşanma kararı verilip verilemeyeceği, mirasçıların davaya kusur belirlemesi yönünden devam etmeleri nedeniyle sağ kalan davalı kadın eşin ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek mirasçıları tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...