Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3242 E. 2024/431 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve hükmedilecekse miktarının tespiti, ortak çocuğun velayeti ve iştirak nafakası miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlemesi, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına, çocuk yararına iştirak nafakasına hükmetmesi doğru olup, hükmedilen miktarların da hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1241 E., 2022/2119 K.

DAVA TARİHİ : 07.04.2016

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/393 E., 2020/28 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine ve karşı boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının ailesine aşırı düşkün olduğunu, kendi ailesini ön planda tutup müvekkilini ve ailesini yok saydığını, eşine ilgi göstermediğini, evliliğin ilk başında yılbaşında eşini yalnız bıraktığını ve vaktini ailesinde geçirdiğini, hakaret, tehdit ve baskıcı tutumları olduğunu, ev işlerinden kaçındığını, kahvaltı hazırlamadığını, geç kalktığını, ortak çocuk la ilgilenmediğini, müvekkilini başkalarına kötülediğini, müvekkiline evlilik öncesi sahip olduğu gayrimenkulü sattırıp kendi ailesine yakın yere taşınmaya zorladığını, kabul etmeyince saldırgan davranışlar sergilediğini, küfür, tehdit, aşağılama, küçük düşürücü davranış ve sözler söylediğini, ailesine gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, ailesinin baskıcı davranışlarına sessiz kaldığını, çocuğu babasından soğuttuğunu, en son 30.03.2016 tarihinde kamyon çağırıp çocuğu alıp evi terk ettiğini, konuta gittiğinde evin boşaldığını, kadının kombiyi sonuna kadar açarak canına ve malına kast ettiğini, kadın ve ailesinden tehditler aldığını, müvekkiline yönelik fiziki, ruhsal ve ekonomik şiddete son verilmesi için bu davayı açtıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin kadına ağır fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik şiddet uyguladığını, bu eylemlerini çocuğun önünde de gerçekleştirdiğini, gece geç saatlere kadar gelmediğini, aile birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuğun maddî ve manevî ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kötü muamele, şiddet, hakaret ve tehditte bulunduğunu, ortak çocuğu öldüreceğinden bahisle tehdit ettiğini, ailesi ile ilişkisini engellediğini, müvekkilinin ortak çocuğu alarak evden ayrıldığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ve ailesine küfür ve hakaret ettiği, ekonomik olarak baskı uyguladığı, eve geç saatlerde geldiği, darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda asli kusurlu olduğu, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, taraf anlatımına dayalı bilgilerinin bulunduğu, erkeğin, kadının akrabaları tarafından darp hakaret ve tehdit edildiği beyan edilmiş ise de bu olayda kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı ve kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli başkaca bir kusur da bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyalarına ilişkin talebi ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile yargılama giderleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve ziynet eşyalarının reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların yoksulluk nafakasına, erkeğin reddolunan ziynet açısından vekâlet ücreti istemine yönelik, kadının iştirak nafakası ve maddî manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili hükümler kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, kadın yararına toptan 40.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, ziynet alacağı davasında erkek yararına vekâlet ücretine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin koşulları oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.