"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2414 E., 2022/1621 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenice (Çanakkale) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/53 E., 2021/121 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait altınlar satılarak davalı adına arsa satın alındığını, arsanın üzerine müvekkilinin katkılarıyla üç katlı bina yapıldığını, davalı adına kayıtlı tespit edilecek tüm malvarlığı üzerinde müvekkilinin alacak talebi olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalması kaydıyla edinilmiş malvarlığına katılma alacağının kabulünü talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 13.07.2016 tarihli dilekçesinde; ziynet eşyalarının 2 metre zincir, 1 adet Osmanlı altını, 1 adet armalı, 2 adet yarımlık, 5 adet çeyrek altın, 10 adet 22 ayar bilezik olduğunu açıklamıştır.
3. Davacı kadın vekili 30.10.2020 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 250.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının altınlarının bir kısmının düğünden sonra davacının babası tarafından alındığını, 2 tane bileziğin de davacı tarafından bozdurularak harcandığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının aldatması nedeniyle tarafların boşandığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının gözetilmesi gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2016 tarih ve 2013/108 Esas, 2016/203 Karar sayılı kararı ile, tarafların boşanma dava dosyasındaki beyanlarına göre tekrar dava açmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen karar davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.04.2018 tarih ve 2017/1687 Esas, 2018/957 Karar sayılı kararı ile, boşanma protokolü ve duruşmada mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir açık bir beyan ve hüküm olmadığı , taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin başvurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalı erkek vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 04.05.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda 01.01.2002 tarihinden önceki dönem için davacının arsa alımına altın ve ziynetlerinin bozdurulduğu şeklindeki iddiasının mahkemece uygun görülmesi halinde davacının katkı payı alacağının 13.685,13 TL, 01.01.2002 tarihinden sonraki dönem için davacının dava konusu arsa üzerine 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan 1 ve 2 nci katların inşaatı ile müştemilatı ve ağaçlardan ötürü katılma alacağının 94.460,78 TL, ... plakalı araç yönünde katılma alacağının 1.728,75 TL olacağının belirlendiği; taraflar arasındaki boşanma davasında tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verildiği, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanabilmesi için boşanma kararının zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş olması gerektiği; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, alanında uzman bilirkişilerce hazırlanmış raporlar ve bu kapsamdaki tüm belge ve deliller üzerinde yapılan incelemede 01.01.2002 tarihinden önceki dönem için davacının 04.07.1994 edinim tarihli arsa alımına ziynetleriyle katkıda bulunduğu, 01.01.2002 tarihinden sonraki dönem için ise arsa üzerine evlilik birliği içerisinde yapımı tamamlanan 1 ve 2 nci kat inşaatı ve dikilen ağaçlar ve ... plakalı araç yönünden de katılma alacağının olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, araç yönünden 1.015,55 TL, taşınmaz yönünden 94.460,78 TL katılma alacağının karar tarihi olan 16.06.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; 13.685,13 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 24.09.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ziynet eşyalarının arsanın alınmasında kullanılmadığını, ziynet eşyalarının bir kısmının davacının babası tarafından alındığını, bir kısmı ile de düğün borçlarının ödendiğini, arsanın alınmasında davacının katkısı olmadığının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, davacının katkısını ispatlayamadığını, 01.01.2002 sonrası yapılan yapıya da davacının katkısının olmadığını; zina nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiğini, ayrıca taraflar anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının mal rejimininden kaynaklı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükme esas alınan bilirkişinin tasfiye konusu mallara göre mal ayrılığı ve edinilmiş mallara katılma rejimi esaslarına göre hesaplama yaptığının ve raporun araca ilişkin hesap dışında hüküm kurmaya elverişli bulunmasına, araç yönünden de Mahkemece yapılan hesaplamanın doğru olduğuna, edinilmiş mallara katılma rejimi yönünden davacının yasadan kaynaklanan hakkı bulunup, davacının çalışmasının yada gelir elde etmesinin gerekmemesine, aksi ispat edilmedikçe edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde elde edilen malların tarafların edinilmiş malı olarak kabulüne ilişkin karineye, bu karinenin aksinin yani anılan dönemde elde edilen malların davalının kişisel malı olduğu yada kişisel malından karşılandığı yönündeki iddiasının ispatı gerektiğine, davalının kişisel mala yönelik iddiasını ispat edememesine, açıkça yemin deliline dayanmamış olmasına, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davacının katılma alacağının azaltılması yada tümden kaldırılmasının ancak tarafların zina yada hayata kast nedeni ile boşanmalarına karar verilmesi gerekip, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeni ile olayda ilgili maddenin uygulama koşullarının bulunmadığına göre, davalı vekilinin yerinde görülmediği gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ziynet eşyalarının arsanın alınmasında kullanılmadığını, ziynet eşyalarının bir kısmının davacının babası tarafından alındığını, bir kısmı ile de düğün borçlarının ödendiğini, arsanın alınmasında davacının katkısı olmadığının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, davacının katkısını ispatlayamadığını, ispat yükünün hatalı belirlendiğini, 01.01.2002 sonrası yapılan yapıya da davacının katkısının olmadığını; zina nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiğini, ayrıca taraflar anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının mal rejimininden kaynaklı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ispat yükü, kişisel mal savunması ve ispatı, zina nedeniyle katılma alacağının azaltılması/kaldırılmasının uygulanabilme şartları, anlaşmalı boşanma davasında mal rejiminin tasfiye edilip edilmediği, kesin hüküm, dürüstlük kuralı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 114 ünü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (i) betleri, 115 inci maddesinin birinci fıkrası, 142 nci maddesinin birinci fıkrası, 188 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 303 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 241 inci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın fer'îlerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler.
2. Somut olayda, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, 04.11.2010 tarihli boşanma protokolünün (5) nolu bendinde ''... Tarafların birbirlerinden hiçbir şekilde mal ve istirdat talepleri yoktur. Herkes kendine ait eşyaları almıştır. İstirdat talepleri sözkonusu olmayacaktır. ...'' şeklinde düzenleme yer aldığı, tarafların boşanma davasına ilişkin duruşmadaki beyanlarında mal rejiminin tasfiyesine yönelik ayrıca bir beyanlarının olmadığı, boşanma kararının, (1) nolu bendinde ''... Tarafların mahkeme huzurunda belirttikleri beyanlarının ve 04.11.2010 tarihli anlaşma protokolünün onaylanmasına, ...''' karar verildiği, işbu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3. O halde, Mahkemece, tarafların boşanmasına ilişkin mahkeme kararının eki niteliğin olan 04.11.2010 tarihli boşanma protokolündeki tarafların birbirinden mal talepleri olmadığına yönelik düzenlemeye göre tarafların mal rejiminin tasfiyesini gerçekleştirdikleri kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.