"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1116 E., 2022/2154 K.
DAVA TARİHİ : 28.12.2015
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/121 E., 2022/202 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava konusu gayrimenkulün eski maliki Aziz Kılıçaslan'la evli olduğunu, davaya konu 12 numaralı taşınmazın davacının ve eşinin Türkiye'ye geldiklerinde kullandıkları ikametleri olduğunu, Aziz'in ticari faaliyetleri nedeniyle davalıdan borç aldığını, vadesinde borcu ödeyemeyince zorla ve tehditle davalı tarafından dava konusu taşınmazın 26.12.2014 tarihinde satın alındığını, satış bedelinin ödenmediğini, taşınmazın satışında davacının rızasının alınmadığını belirterek davanın kabulü ile davalı adına olan tapu kaydının 1/2 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmaz üzerinde hiçbir ayni hakkının bulunmadığını, taşınmazın üzerindeki hacizlerle beraber davacının eşi Aziz'den satın alındığını, dava tarihine kadar da birçok haczin alacaklılara ödenmek suretiyle kaldırıldığını, birkaç takyidat kaldığını, davanın kötüniyetle açıldığını, davalının bu taşınmazı satın aldığı tarihte tarafların bu taşınmazda ikamet etmediğini, davacının Almanya'da ikamet ettiğini, Türkiye'ye ise kısa süreli tatil amacıyla geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.02.2020 tarih 2019/396 Esas, 2020/66 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek aile mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiası mevcut ise de davacı ve eşinin Almanya da yaşadıkları, davacının eşi Aziz'in emekli olunca Türkiye'ye döndüğü davacı ...'in ise halen Almanya'da yaşamaya devam ettiği, tatillerde tarafların bu taşınmazda oturmakla birlikte taraflar Türkiye'de olmadıkları süre içeresinde bu taşınmazda tarafların boşanmış olan ortak oğullarının oturduğu, davacı tanığı ...'nın beyanına göre de tarafların genelde Almanya'da yaşadıkları senede birkaç kez gelip gittiklerinin sabit olduğu, yapılan keşif esnasında taşınmazda kiracının 1,5 senedir oturmakta olduğunu belirttiği ve daha sonra ise cümlesini 3,5 sene kadar olarak değiştirdiği, bu nedenlerle konusu taşınmazın aile konutu vasfı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı yararına maktu vekâlet ücretine ve yargılama giderine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğunu, tapu devri yapılırken davacının rızasının alınmadığını, dosyada keşif zaptında geçen kiracının belirttiği tarihler dikkate alınırsa tarafların evi boşaltmasından sonra evin kiraya verildiğinin anlaşıldığını, davacının boşanmış oğlunun bu taşınmazda yaşıyor olmasının bu taşınmazın aile konutu olma niteliğini değiştirmediğini, oğlunun tek başına bu evde yaşadığı gibi bir anlam yüklendiğini, halbuki davacının eşi Aziz'in 2012 yılında Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını ve baskı ile taşınmazın boşaltıldığı tarihe 2015 yılının Ocak ayına kadar bu evde bizzat oğlu ile birlikte ikamet ettiğini, davacının da Türkiye'ye geldiği dönemlerde bu taşınmazda kaldığını, taşınmazın abonelik kayıtlarının ve davacı ile eşinin 2016 yılından önceki Türkiye'deki ikamet adreslerinin dosyaya getirtilmediğini, belirterek eksik inceleme ve davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın bilirkişi tarafından belirlenen değeri üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, ayrıca yargılama giderinin de davacı üzerine bırakılması gerektiğini belirterek vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aile konutu olduğu belirtilen taşınmazın davacının rızası dışında davalıya satıldığının şüpheden uzak şekilde davacı tarafça ispatlanamadığı, ayrıca davacının talebinin, taşınmazın aile konutu olduğu iddiasına rağmen, önceki malik davalı erkek eş adına tescili yerine, 1/2 hissesinin tapusunun iptali ile kendi adına tapuya tescili olduğu gözetildiğinde, bu talebin yasal dayanağının bulunmadığı, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, eksik incelemenin söz konusu olmadığı, ancak davanın niteliği itibariyle, davalı vekili için dava değeri üzerinden nispi vekâlet ücreti takdiri gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf talebinin kabulü ile davalı lehine vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden yeniden hüküm tesisine, davalı vekil ile temsil olunduğundan İlk Derece Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 44.550,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderleri toplamı 65,35 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak tapu iptal ve tescil ile birlikte 1 yıllık kira bedelinin 1/2 hissesinin davacıya ödenmesinin talep edildiğini, taşınmazın 1/2 hissesinin tapu iptalinin talep edilmediğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini belirterek eksik inceleme ve davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, aile konutunun rıza alınmaksızın satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil istemi olup, uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı, davanın kabulü gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Şirin'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.