"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2021 E., 2023/371 K.
DAVA TARİHİ : 11.12.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1682 E., 2022/683 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına ilgisiz olduğunu, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, kadının emekli maaşı ile evi çekip çevirmeye çalıştığını, erkeğin sadece elektrik, su ve yakıt parasını ödediğini, son dönemlerde erkeğin giyim kuşamının değiştiğini, sosyal ortamlarda kadını yalnız bıraktığını, kadın ile iletişim kurmadığını, erkeğin kimi zaman sabah erken saatlerde evde olmadığını, arandığında ya cevap vermediğini ya da dışarıdayım dediğini, akşam geç saatlerde eve döndüğünü, birden çok kez yoldayken arkadaşları ile şehir dışına gittiğini haber verdiğini, son dönemlerde odasına çekilerek bilgisayar ya da telefonda vakit geçirdiğini, kadın ve çocuklar ile aynı ortamda bulunmak istemediğini, ortak çocukların erkeğin bıraktığı açık bilgisayardan başka kadınlarla yazışmalar yaptığını gördüğünü, kız çocukları ile de cinsel içerikli yazışmalar yaptığını ve pornografik resimlerin olduğunu, bu nedenle aile bireylerinin bulunduğu ortamda erkeğin itirafta bulunduğunu, kadına hakaret ettiğini, daha sonra gelip kadından özürler dilediğini düzeleceğini söylediğini, bir süre kendisini dinlemek için başka yere taşındığını, fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 2.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00TL maddî ve 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının evliliğin başından beri ev işlerini yapmak istemediğini, aile dostlarını evde ağırlamak istemediğini, çalışıyor olmasına rağmen hiçbir masrafa katılmak istemediğini, erkeğin başka bir kadınla birlikteliğinin bulunmadığını, sadece internet üzerinden süreklilik arz etmeyen ve sadece dertleşme amaçlı yapılan görüşmelerin aldatma olarak kabul edilemeyeceğini, kadının ve çocukların erkek ile aynı ortamda bulunmak istemediğini, aynı sofraya oturmadıklarını, kadının erkeği ihmal ettiğini, bu sebeple erkeğin kabul ettiği ve pişman olduğu bir hata yaptığını, kadından göremediği ilgiyi sanal alemde aradığını, bu durumun bir defadan öteye geçmediğini, erkeğin önce kızı ile konuştuğunu ve annesini çok sevdiğini belirterek özür dilediğini ancak ortak çocukların yanlı davrandığını, daha sonra kadın ile konuşarak özür dilediğini, kadının hakaretler ettiğini ve boşanma kararı verdiğini, erkeği evden kovduğunu, daha sonra tarafların ayrı olduğu dönemde kadının "birleşirsek çocuklarla problem yaşarsın" dediğini, erkeğin kız çocukları ile konuşma yapmadığını, kadından defalarca affedilmeyi talep ettiğini, kadına hala gönülden bağlı olduğunu, eşini ve çocuklarını sevdiğini, boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde kadının ağır ya da eşit kusurlu olduğunun kabulü ile kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ortak evin temizliğiyle ilgilenmediğinin, evin dağınık olduğunun sabit olduğu, bu hususların davacı kadına kusur olarak izafe edilebileceği, erkeğin ise başka bayanlarla mesajlaşarak sadakat yükümlülüğüne aykırılığa varmayan güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunun, ortak çocuklarla maddîyat hariç ilgilenmediğinin, kadının rahatsızlıklarıyla ilgilenmediğinin sabit olduğu, bu hususların erkeğe kusur olarak izafe edilebileceği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının yüklenen kusurun hatalı olduğunu, erkeğin boşanma kararı almasından sonra özür dileyerek barışmak istediğini, bu nedenle affettiğinin kabulü gerektiğini, erkeğe yüklenen kusurlara gerekçede açık ve ayrıntılı olarak değinilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, kadının kusursuz erkeğin ise tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin ortak çocuklar ile arasındaki husumet dolayısıyla beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, kadının kusurlu olduğunun erkeğin tanık beyanları ile ispatlandığını ancak dikkate alınmadığını, hükmedilen nafakanın kaldırılması gerektiğini, kadının geliri olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, kararın tümüyle ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında eve geç gelme, kadından habersiz şehir dışına çıkma, kadına fiziksel şiddet uygulamaya kalkışma kusurlarını da işlediği, erkeğin cevap ve ikinci cevap dilekçesinde eşini sevdiğini boşanmak istemediğini dile getirdiği, bu durumda erkeğin kadın aleyhine ileri sürdüğü vakıaların, erkek açısından evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulüne imkan bulunmadığı, bu itibarla kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, kusur durumu, evlilik süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesine, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 2.500,00TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 80.000,00TL maddî ve 80.000,00TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada belirlenen tüm kusurların erkek açısından gerçekleştiğini, kadının emekli maaşı ile geçimini sağladığını, erkeğin ise üzerine kayıtlı gelir getiren birden çok taşınmazının bulunduğunu, bu nedenle kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının düşük olduğunu, davanın açılışından sonraki süreçte paranın alım gücünün ciddi miktarda düştüğünün de göz önüne alınması gerektiğini belirterek hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin hükmedilen tazminatları ve yoksulluk nafakasını ödeyecek ekonomik gücü olmadığını, ortak konutta kadın ve çocukların oturduğunu, erkeğin aracını ortak çocuğun kullandığını, erkeğin kirada oturduğunu, bu nedenlerle hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların kaldırılması gerektiğini, kusur tespitinin yerinde olmadığını, herhangi bir geçimsizliğin bulunmadığını, kadın ve tanıkları tarafından erkeğe atfedilen kusurlara rağmen kadının evliliğe devam ettiğini, bu nedenle af kapsamında değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ortak çocuklar ile erkek arasında husumet bulunduğundan beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, erkeğin kadını affetmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Dosya kapsamı itibari ile davacı kadının kamudan emekli olduğu, düzenli ve sabit bir gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmamıştır. Davacı kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.