"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2321 E., 2023/187 K.
DAVA TARİHİ : 12.04.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/169 E., 2021/613 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2014 yılına kadar yurt dışında yaşadıklarını, yıllarca karşılıklı ağır sözler ve kırıcı davranışların yaşandığını, bir ara 10 günlük bir ayrılık sonrası büyüklerin araya girmesi ile tekrar bir araya geldiklerini ancak geçimsizliğin devam ettiğini, kadının aile içinden kimsenin düşüncesini dikkate almadığını ancak aile dışından söylenen her şeyi hemen kabullendiğini, sinirlerine hakim olamadığını, erkeğe ve çocuklara bozuk cümleler ve ağır sözler söylediğini, 2008 yılından itibaren odaları ayırdıklarını, 2016 yılında ise erkeğin geçimsizliğe daha fazla dayanamayarak evden ayrıldığını, erkeğin hiçbir zaman başka bir kadınla görüşmesinin olmadığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, tarafların ayrı yaşamasının erkeğin kusurundan kaynaklandığını, evlilik süresince kadına hakaretler ettiğini, aşağıladığını, sadakatsiz olduğunu, yurt dışında iken tarafların komşusu olan Fatma D. isimli kadınla erkeğin görüşmeye başladığını, evi yaklaşık 2,5 yıl önce terk ederek bu kadınla birlikte yaşamaya başladığını, hala da bu kadınla birlikte olduğunu, bu davayı da Fatma isimli kadınla evlenebilmek için açtığını, bu kadına yazdığı mektubun ekte sunulduğunu, erkeğin kusurlu olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya karar verilmesi halinde bu miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2016 yılından beri ayrı yaşadıkları, taraflar arasında süregelen bir tartışma ortamı olduğu ve bu tartışmalarda tarafların birbirlerine karşı hakaret ettikleri, ağır sözler söyledikleri, kadının erkeğe ve ortak çocuklara bencil davrandığı ve fedakar davranmadığı, erkeğin fiili ayrılık döneminde Fatma isimli bir kadınla yaşamaya başladığı, erkeğin davalı kadınla anlaşamadıklarını sebep göstererek ortak konutu terk edeceğine dair beyanda bulunduğu, sonrasında da ortak konuttan ayrıldığı, dosya içerisine sunulan erkek tarafından yazıldığı iddia olunan mektup içeriğinin tanık anlatımlarıyla da desteklendiği anlaşılmış olduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek şekilde temelinden sarsılmasına sebebiyet verenin kendi kusurlu hareketleri sonucu kendi menfaatine sonuçlar elde edemeyeceği, ağır kusurlu eşin boşanma davası açamayacağı ve davasında haksız olduğu anlaşıldığından, davacının boşanma davasının reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine, tarafların ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının davanın reddine talip etmesinin kötü niyet göstergesi olduğu belirterek davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kararın sadece erkek tarafından istinaf edilmesi nedeni ile kadına yüklenen kusurlar kesinleştiği gibi erkeğe ilave kusurlar verilerek erkeğin hukuki durumunun aleyhine ağırlaştırılamayacağı, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin hatalı olduğu, kadının tedbir nafakasının reddedildiği ve bu husus istinaf edilmeyerek erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğundan kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmediği, kadının geliri olması nedeniyle yoksulluk nafakasının reddi gerektiği, hafif kusurlu olan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine, davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin kadından tahsili ile erkeğe ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vetkilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma ve nafaka yönünden verilen karara itiraz etmediklerini ancak hükmedilen tazminatların çok yüksek miktarda olduğunu, kadının evliliğin sonlanmasında kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığını, bu kadınla evlenebilmek için bu davayı açtığını, İlk Derece Mahkemesince kadına bir kusur yüklenmediğini, bu nedenle istinaf incelemesinde kadına yüklenen kusurun kesinleştiğinin belirtilmesinin hatalı olduğunu, kusursuz eş aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı, vekâlet ücreti ile yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6089 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davacı erkeğe yükletilmesine,
İstek halinde temyiz karar harcının davalı kadına iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.