Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3297 E. 2023/2877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararına uyan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olup olmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, maddi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilemeyeceği ve miktarlarının uygunluğu ile bozma sonrası vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği, bozmaya uymakla karşı taraf lehine kazanılmış hak oluşan hususların yeniden incelenemeyeceği ve bozma kararı sonrası alt mahkeme sıfatıyla yapılan yargılamada ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/248 E., 2023/375 K.

DAVA TARİHİ : 24.12.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen ortak çocukları aile birliğinden doğan maddi katkı hususunda erkeğe baskı yapmaları için yönlendirdiği vakıası yönünden değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma kararında belirtilen vakıa da değerlendirilmek suretiyle, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve maddî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile bu yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak hüküm tesisine ve davacı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kadının erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını ancak barıştıklarını, ortak çocuğa şiddet uyguladığını, 2017 yılında karar alıp ...'ya taşındıklarını ancak erkeğin ...'ya tayin istemediğini ve kadını ve çocukları orada yalnız bıraktığını, bayramda da gelmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, geldiği zamanlarda da eşine ve çocuklara hakaret ettiğini ve kadını sevmediğini söylediğini ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî tazminat ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış yapılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının Hizan'daki koşulları beğenmediğini ve bu nedenle sürekli ailesinin yanına giderek erkeğe psikolojik baskı yaptığını, çocukları da olumsuz etkilediğini, erkeğin baskılara dayanamayıp ...'da ev aldığını ve oraya taşındıklarını ancak erkeğin tayininin merkeze uzak bir yere çıktığını, kadının taşınmaya rağmen mutlu olmadığını ve sürekli ailesinin yanına gitttiğini, ailesinin etkisinde kaldığını, ailenin erkeğe hakaretleri olduğunu ve kadının ev işi yapmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2022 tarihli ve 2018/369 Esas, 2020/609 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda izin zamanlarında eşi ve çocuklarının yanına gelmeyerek onlara manevi destek olmayan erkeğin az, eşine evin başka şehre taşınması konusunda baskı yapan, taşınmayı sağlayarak birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranan ve erkeğe maddi konularda baskı yapmaları için ortak çocukları yönlendiren kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Nursu ve ... Taha'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, Nursu için aylık 400,00 TL ve ... Taha için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın lehine hükmedilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına ve kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli ve 2021/599 Esas, 2022/1214 Karar sayılı kararıyla; kadına kusur olarak yüklenen eşine taşınma hususunda baskı yaparak birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranma vakıasının ispat edilemediği ve İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe kusur olarak yüklenen vakıanın da erkek tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleştiği, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda izin zamanlarında eşi ve çocuklarının yanına gelmeyerek onlara manevi destek olmayan erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle kadının manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadın lehine maddî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakasına ve maddî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümleri kaldırılarak takip eden yıllarda her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmak üzere aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/6941 Esas, 2022/10109 Karar sayılı kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen ortak çocukları aile birliğinden doğan maddi katkı hususunda erkeğe baskı yapmaları için yönlendirdiği vakıası yönünden değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi Kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre erkeğin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlanamadığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda izin zamanlarında eşi ve çocuklarının yanına gelmeyerek onlara manevi destek olmayan erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle kadının manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadın lehine maddî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakasına ve maddî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümleri kaldırılarak takip eden yıllarda her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmak üzere aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasının doğru olmadığını, yoksulluk nafakasının, çocuklar lehine hükmedilen nafakaların ve maddî tazminatın miktarının az olduğunu ve bozma sonrası yapılan istinaf yargılaması için kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek; maddi tazminat ile nafakaların miktarı ve bozma sonrası yapılan istinaf yargılaması için davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyize başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen vakıaların ispatlandığını, kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, kadının kusurlu olması ve çalışması nedeniyle maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağını belirterek; kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararına karşı sadece davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden temyize başvurulduğundan sair hususların kesinleşmiş olması nedeniyle incelenemeyecek olması ve yine temyize sadece erkek tarafından temyize başvurulması nedeniyle, kadın lehine maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları varsa dahi, 20.000,00 TL maddî tazminat miktarı ve aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası miktarının erkek lehine usuli kazanılmış hak oluşturması sebebiyle miktarların artırılamayacak olması dikkate alındığında; bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın amacına uygun olup olmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, buna bağlı olarak kadının maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, kadının maddî tazminat, yoksulluk nafakasına hak kazanması halinde miktarlarının çok olup olmadığı ve bozma sonrası yapılan istinaf yargılaması için kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, bozma kararı sonrası kanun gereği Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere zorunlu olarak duruşma açılarak alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.