"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/54 E., 2023/233 K.
... : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/224 E., 2022/620 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların iki yıldır ayrı yaşadıklarını, kadının sorumluluklarını yerine getirmediğin, çocukları ile ilgilenmediğini, erkeğe ve erkeğin ailesine onur kırıcı söz ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını,üçüncü kişilere mahrem konularını anlattığını iddia ederek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2.... erkek 04.01.2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkek yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarını zorla yanından aldığını, ortak konutun camlarını kırdığını, erkeğin ailesi ile yaşamaya zorladığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli kök ailesi ile kalmaya başlayıp ortak konutta kalmadığını, kök ailesinden kişilerin kadına karşı olumsuz davranışlarına ses çıkarmadığını iddia ederek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakası takdirine, bu nafakalara her yıl ÜFE/TÜFE oranında artış yapılmasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 50.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesi aksi takdirde belirsiz alacak değeri olan 20.000,00 TL'nin kadına verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiş, ziynet alacağı davasında dava değerini tahkikat aşamasında 73.500,00 TL üzerinden ıslah etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların maddî imkansızlıklar sebebiyle 2019 yılında davacının ailesine ait köy evinin alt katına yerleştikleri, davacı erkeğin ailesinin evinde yaşamaya başladıktan sonra aralarında tartışma ve huzursuzlukların başladığı, davalı kadının, erkeğin annesine karşı saygısız davrandığı, ortak çocuklarla yeterince ilgilenmediği, çocuklara şiddet uyguladığı, davacı erkeğe "karaktersiz, pislik, senden daha iyi adamlar var" şeklinde hakaret ettiği, Rize 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/426 Esas, 2021/121 Karar sayılı 04.02.2021 tarihli ilamından görüldüğü üzere eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğin ise annesine ait taşınmazın alt katına yerleştikten bir süre sonra ortak konutta kalmayıp üst katta bulunan annesinin evinde kalmaya devam ettiği, ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı kadını böylelikle ortak konuttan ayrılmaya zorladığı, davacı erkeğin ailesinin tarafların evliliği hakkında olumsuz yorumlar yaparak tartışmalarına neden olduğu, davacı erkeğin de ailesinin etkisinde kaldığı, Rize 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/426 Esas, 2021/121 Karar sayılı 04.02.2021 tarihli ilamı ile görüldüğü üzere eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tarafların 2 yıldır ayrı yaşadıkları, tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının düzenli işi ve gelirinin bulunmadığı, kirada ikamet ettiği, davalı erkeğin ise taksici olarak çalıştığı, babasına ait taşınmazda kaldığı, boşanma nedeniyle davacı kadının yoksulluğa düşeceği, davacı erkek tanıklarının ziynet eşyalarının davalı kadında kaldığını, davalı kadın tanıklarının ise ziynet eşyalarının kimde kaldığını bilmediklerini beyan ettikleri, kadının 07.04.2022 tarihli duruşmada alınan beyanından kendisine ait ziynetleri davacı erkek ile birlikte kendi isteği ile bozdurduğu açıkça anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının ziynet alacağı talebinin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağı talebinin reddi yönünden hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, taraflar eşit kusurlu olduklarından tazminat talebinin reddinin yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince takdir edilen nafaka miktarının dava tarihi de dikkate alındığında hakkaniyete uygun olduğu, kadının ziynet eşyalarının akıbetine ilişkin asıl dosya cevap dilekçesinde ve birleşen dosya dava dilekçesinde herhangi bir vakıa beyan etmediği, hayatın olağan akışına göre ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması gerektiği, tanıkların genel olarak ziynet eşyalarının akıbetine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını açıkladıkları, kadın yargılama sırasında ziynet eşyalarını birlikte bozdurarak harcadıklarını beyan etmiş ise de dayanmış olduğu deliller ve tanık anlatımları ile bu iddiasını kanıtlayamadığı belirtilerek davalı-davacı kadın vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin ve ziynet alacağı davasının reddi kararı yönünden hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasında; kusur belirlemesinin doğru olup yapılıp yapılmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve kadının ziynet alacağı davasında aynen iade talebi bulunması karşısında reddine karar verilen ziynet eşyalarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle değerleri toplamının temyiz kesinlik sınırının üzerinde kaldığı anlaşılmakla reddi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 220 inci maddesi, 222 inci maddesi, 226 ıncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...