Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3323 E. 2024/557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, maddi ve manevi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygun olan karar, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler bozma için yeterli görülmeyerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/71 E., 2023/192 K.

DAVA TARİHİ : 12.09.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Devrekani Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/80 E., 2022/120 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; erkeğin üçüncü evliliği olduğunu, ilk evlilikten iki çocuğu bulunduğunu, davalı kadın ile evlenirken borcu olduğunu söylediğinden 15.000,00TL nakit para verdiğini, 4 adet altın bilezik verdiğini, yeni telefon aldığını, evliliğin ilk ayından sonra kadının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının önceki evlilikten olan kızı taraflar ile birlikte yaşamasına rağmen erkeğin çocuğunu evde istemediğini söylediğini, ona hakaretler ettiğini, çıkan tartışmada kadının erkeği öldürmekle tehdit ettiğini, ağır hakaretler ettiğini, erkeğin yakınlarına erkek için "o benim köpeğim, ne istersem yapmak zorunda" dediğini, erkeğe sevmediğini ve para için evlendiğini söylediğini, daha sonra başka erkekler ile aldatmak ve erkeğe iftira atmakla tehdit ettiğini, erkeği evden kovduğunu, tarafların iki haftadır ayrı yaşadığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 15.000,00 TL maddîve 15.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı kadına 23.10.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı kadın tarafından 20.11.2019 tarihinde süresinden sonra cevap dilekçesi sunulmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2020 tarih ve 2019/84 Esas, 2020/99 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediği, bu durumun herhangi bir sebebe dayanmadığı, eşini aldatmak ve terk etmekle tehdit ettiği, eşine ve eşinin ailesine karşı evlilik birliğinden doğan saygı ve sevgi yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunduğu, kadının tam kusurlu olduğu, bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, kadının beyan dilekçesi ile erkeğin ise dava dilekçesi ile 15.000,00TL'lik maddî tazminat talebinde bulunduğu, dinlenen tanıkların erkek tarafından kadına 15.000,00TL para verildiğini ayrıca 25.000,00 TL değerinde altın bilezik alındığı beyan etmiş iseler de; çeyiz parası, başlık parası, ziynet eşyası gibi toplam 40.000,00TL’yi bulan bedellerin verildiğine ilişkin tanıklık dışında yazılı ispat aracı bulunmadığı ayrıca taraflar arasındaki kısa evlilik süresi göz önüne alındığında tarafların evlilik sebebi ile elde edebileceği maddî bir menfaat de bulunmadığı, bu nedenle maddî tazminat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 1.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına ara karar ile aylık 250,00TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, maddî tazminat talebinin reddi ile manevî tazminatın miktarı yönünden; davalı kadın vekili tarafından ise davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar ile hükmedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve 2021/67 Esas, 2022/823 Karar sayılı kararı ile erkeğin maddî tazminat talebine ilişkin açıklama yaptırılmadığı gerekçesi ile erkeğin istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin önceki evliliğinden bulunan çocuğunu istemediği, bu durumun herhangi bir sebebe dayanmadığı, eşini aldatmak ve terk etmekle tehdit ettiği, eşine ve eşinin ailesine karşı evlilik birliğinden doğan saygı ve sevgi yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunduğu, kadının ispatlanan bu vakıalar nedeniyle kusurlu olduğu, usulüne uygun tebliğ edilen dava dilekçesine süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, bu nedenle erkeğe kusur yüklenemeyeceği kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî 5.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, süresinde ve usule uygun olarak yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebi bulunmadığından kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ve ailesine hakaretler ettiğini, aldatmaya ilişkin tehditlerde bulunduğunu, kadının kusuruna göre hükmedilen tazminatların miktarının düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi ile hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin süresinde vermediğinden bahisle maddîve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının reddinin mümkün olmadığını, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kadın lehine nafaka ve tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, kararın kadın lehine ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar ile hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediği vakıasının ispatlanamadığı, ayrıca kadının erkeğin ailesine saygı göstermediği kusuruna ise erkeğin vakıa olarak dayanmadığı, yüklenen bu iki kusurun kadından çıkarılması gerektiği, diğer kusurlu davranışlara göre kadının yine de tam kusurlu olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları değerlendirildiğinde erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının beyan dilekçesi ile yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğundan süresinde ve usule uygun olmayan bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik, kadının ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkek yararına 10.000,00TL maddî ve 10.000,00TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ve ailesine ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, başka erkeklerle aldatmakla tehdit ettiğini, bu kusurlar karşısında hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda kadına hangi kusurun yüklendiğinin anlaşılamadığını, kadının kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın tanıklarının beyanlarının yanlı ve soyut olduğunu, kadının erkeğe karşı hakaret ve tehdidinin olmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu, boşanma davasının reddi gerektiğini, aleyhe hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kadın tarafından talep edilen nafaka miktarına erkeğin karşı çıkmadığını, bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakasına hükmedilememesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası verilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Huku

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Güler'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.