"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/348 E., 2023/31 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına nafakalara karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin (4721 sayılı Kanun) birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, baba ile çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin müvekkili veya 3 üncü kişi gözetiminde kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, aksi halde müşterek çocuk ile müvekkili arasında kişisel ilişki tesisine, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesi durumunda uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesine, davacının sair taleplerinin ise reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.01.2020 tarihli, 2017/1195 Esas, 2020/93 Karar sayılı kararı ile; erkeğin kadına şiddet uygulaması ve evden kovmayı alışkanlık haline getirdiği, en son evden kovduktan sonra ... kilidini değiştirerek kadının eve dönmesine engel olması, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği, eşi ve çocuğuna maddî - manevî olarak yardım etmediği, ekonomik, psikolojik, sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, bu şekilde davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurunun bulunduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine,ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişkinin çocuğun, anneden alınarak ŞÖNİM'de her ayın 1. ve 3. Pazar günü saat 11.00 - 16.00 arasında olacak şekilde düzenlenmesine, müşterek çocuk yararına 29.05.2018 tarihinde verilen aylık 200,00 TL nafakanın karar tarihinden itibaren 100,00 TL artırımla aylık 300,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın yararına 29.05.2018 tarihinde verilen aylık 300,00 TL nafakanın aynen devamına, 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili kusur belirlemesi, kişisel ilişki ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli ve 2021/1563 Esas, 2021/1938 Karar sayılı kararıyla; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 04.04.2022 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırmanın yeterli olmadığı, Mahkemece yeniden tarafların çalışıp çalışmadığı, çalışıyorlar ise gelirlerinin ne kadar olduğunun araştırılıp belirlenmesi ve davacı kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca, davalı erkeğin tanık beyanına göre davacı kadının davalı erkeğe hakaret ettiği bu durumda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken tam kusurlu olduğunun kabulü hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına, bozma sebebine göre erkeğin tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; Yargıtay ilamına uyulmasına karar verilerek davalı erkeğin eşine, ekonomik, psikolojik, fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle ağır kusurlu, davacı kadının eşine hakaret etmek suretiyle psikolojik şiddet uygulaması nedeniyle az kusurlu olduğu, davacı kadının düzenli bir işte çalıştığı ve gelir elde ettiği, dosyadaki SGK kaydına göre dönemsel olarak sigortalı olarak çalıştığı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından davacı kadının yoksulluk talebinin reddine, ortak çocuğun yaşı, sağlıklı, bedensel, duygusal, ruhsal ve sosyal gelişiminin devamı için velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile davalı baba arasında yatısız kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuk Ada Esen'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin her ayın 1. ve 3. Pazar günü saat 11.00 - 16.00 arasında olacak şekilde düzenlenmesine, ortak çocuk için 29.05.2018 tarihinde verilen aylık 200,00 TL nafakanın karar tarihinden itibaren 100,00 TL artırımla aylık 300,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, aradan geçen zaman, paranın alım gücünde ki düşme de dikkate alınarak 20.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kişisel ilişkinin ŞÖNİM'de olmaması, tazminatların miktarı, nafakanın reddi ve ortak çocuk için nafaka miktarı ile vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kişisel ilişki, tazminatların ve ortak çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı, kadın yararına talep edilen nafakaların reddi, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; müvekkilinin ağır kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını,ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesinin ve kişisel ilişki süresinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki
yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (4721 sayılı Kanun'un 175 ... maddesi) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi ... görülmemiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, davacı kadın vekili kusur belirlemesi, kişisel ilişki ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuş, Dairemizin 04.04.2022 tarihli, 2022/1289 Esas, 202273201 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırmanın yeterli olmadığı, yeniden araştırma yapılarak davacı kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca tanık beyanına göre davacı kadının davalı erkeğe hakaret ettiği bu durumda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına, bozma sebebine göre erkeğin tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre; hükmün bozma kapsamı dışında kalarak onanmasına karar verilen bölümü kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen velâyet, kişisel ilişki ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakalara ilişkin hükmün bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde bu yönlerden yeniden karar verilmesi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası, kişisel ilişki, velâyet, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakalar yönünden BOZULMASINA,
2.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ali'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Nahide'ye geri verilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.