"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3951 E., 2023/648 K.
DAVA TARİHİ : 06.03.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/200 E., 2022/644 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; hakaretlerde bulunduğunu ve darp ettiğini, baba evine sığındığını, ters ilişkiye zorladığını ve bu anlamda da tecavüz ettiğini, aralarındaki saygı ve güvenin kalmadığını, bağımsız konut sağlamadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve 8 adet bilezik, 20 adet küçük altın ve paralar olmak üzere 50.000,00 TL ziynet alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiş, Mahkemenin 17.02.2022 tarihli celsesinde ziynet alacağı talebinin tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evden boşanmayı planlayarak gittiğini, geri geleceğim diye evi terk ettiğini, kadının psikolojik sorunlarının bulunduğunu, bir seferinde eltisi yanında iken çocuğa karşı "seni de keserim kendimi de keserim" diye cinnet geçirir tavırlar sergilediğini, hakaretlerde bulunduğunu, tedavi olmak istemediğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadına hakaret ettiğini ve ayrı konut açmadığını, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak nafaka, maddî ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, reddedilen karşı dava yönünden lehine vekâlet ücreti verilmemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına çocuğuna karşı ilgisiz davrandığı, çocuğa karşı öfkeli tavırlar sergilediği ve birlik görevini gereği gibi yerine getirmediği vakıalarını kusur olarak eklemek suretiyle tarafların eşit kusurlu olduğu, erkeğin davasının da kabulü gerektiği, kadın yararına tazminata hükmedilmeyeceği, erkeğin davası yönünden erkek yararına vekâlet ücreti ve yargılama gideri gerekeceği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin irat şeklinde ödemenin tarafların sosyal, ekonomik durumuna uygun olmadığı ve toptan ödemenin uygun olacağı gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların karşılıklı tazminatlarının reddine, kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf da temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflarca açılan karşılıklı davaların kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların reddedilen tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki bentler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle hüküm verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden gerçekleşen ve Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen vakıalarda özellikle erkeğin davranışlarının süreklilik arzettiği de değerlendirildiğinde erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu oldukları şeklinde hüküm verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen ... kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak ... kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm; ... kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.