Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3355 E. 2024/1247 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, usul ve yasaya aykırılık tespit edilemediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1686 E., 2023/104 K.

DAVA TARİHİ : 01.02.2019- 01.02.2019

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/49 E., 2021/1217 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince . Kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Kadının istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiştir. Hâl böyle ikin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan erkeğin kusur belirlemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; erkeğin kusur belirlemesi yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı- davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları ile kadının temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar İsviçre'de yaşamaktayken erkeğin Eskişehir'e geldiğini, yaklaşık 8 ay boyunca ayrı ikamet ettiğini, eşe karşı saygı, sevgi ve karı-koca ilişkilerinin kalmadığını, kendi ailesi ile görüştüğünü, ailesinin anne ve babasının yanına gitmediğini, tarafların huzurlu ve mutlu bir aile yaşantılarının bulunmadığını, ortak çocuk ...'in nişanlanacağı dönemde durduk yerde bir tartışma çıkardığını ve kendi çocuğunun nişanına gitmesini engellediğini, müşterek hanenin temizliği için sürekli bahaneler üretip, çoğu zaman temizlik yapmadığını, kendi temizliğine de dikkat etmediğini, sürekli seni boşayacağım şeklinde cümleler kurduğunu, psikolojik baskı uyguladığını, sen davayı aç, ben de Türkiye'de açacağım dediğini, çocuklara anneyi kötülediğini, kışkırttığını, yaklaşık 8-9 ay kadar önce babasının vefat etmesi sebebiyle Türkiye'ye geldiğini, daha sonra terk ediyorum, gidiyorum diyerek Türkiye'ye temelli yerleşme kararı aldığını, beş ay Türkiye'de yalnız yaşadığını, 04.01.2019 tarihinde isviçre'ye gittiğini, yaklaşık 9 aydır fiilen ayrı yaşadıklarını, baskı uygulayıp hakaret ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kumar oynadığını, borç yaptığını, parayla fahişelik yapan kadınlarla konuştuğunu, sadakatsizlik ve zinasının olduğunu, sahte imza ile kadının Türkiye'ye kesin dönüş yapacağına ilişkin dilekçe yazdığını, oturumunu öldürdüğünü, oğlunun nişanına gelmediğini, kendi başına İsviçre'ye döndüğünü belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kumar alışkanlığı olduğu, fuhuş yapan kadınlarla telefonda görüşerek sadakate aykırı davranışlarının olduğu, sahte imza ile oturumunu yaktığı, ortak çocuğun nişanına ve düğününe gitmeyerek Antalya'ya tatile gittiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha az olamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebileceği, erkeğin İsviçre'de bir laborant olarak çalıştığı yaklaşık 11.000,00 İsviçre Frankı geliri olduğu, kadının İsviçre'de kapıcılık yaptığının beyan edildiği, yurtdışında kadın lehine nafaka bağlandığının görüldüğü belirtilerek boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşıldığı ve tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, tanık beyanlarına ve dosyadaki bilgilere göre çalışmadığı devlet yardımıyla geçindiği, yurtdışında açılan boşanma davasında dava süresi içinde tedbiren nafakaya hükmedildiği, yurt dışı mahkeme kararının sonuçlanmadığı, kadının, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği halde nafaka talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı, tazminatların da az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın lehine yoksulluk nafakasına ve tazminatlara karar verildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 300.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği gerçekleşmiş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü,174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri,6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- davalı erkek vekilinin Mahkemece erkeğe yüklenen kusura ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.