"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3181 E., 2023/32 K.
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/663 E., 2022/201 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının babasının tarafları evden kovduğunu, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, bu ilk fiziksel şiddet olayında davacının boşanma davası açtığını, birleşmeleri üzerine açılan davadan feragat ettiğini, sonrasında davalının eşinin ailesiyle görüşmesine engel olduğunu, direndiğinde fiziksel şiddet uyguladığını, davalının evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacının eğitimine engel olarak çalışmaya zorladığını, davalının çalışma hayatında süreklilik göstermediğini, en son çıkan tartışmada davalının eşyalara zarar verdiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, davalının gönderdiği mektupta hatalarını kabul ettiğini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsiline, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek olmadığını, bir an için bu iddiaların gerçekleştiği düşünülse dahi, söz konusu iddialardan sonra tarafların bir araya geldiklerini, davacının ilk davadan feragat ettiğini, davacının ilk açılan davasından feragat ettiği tarihe kadar olan hususların bu davada ileriye sürülemeyeceğini, davacının eşini affettiğini birden çok kez farklı kurumlardaki beyanlarında belirttiğini, ayrıca davacının, davalıyı devamlı küçük gördüğünü, tehdit ettiğini ve hakaretlerde bulunduğunu, geçerli bir neden yokken haksız bir şekilde davalıdan ayrılmak istediğini, ziynet eşyalarının davacının kendisinde olduğunu beyan ederek, açılan davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde davalı lehine yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının anlatımlarından davalı erkeğin davacı kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, ailesiyle görüşmesine engel olduğunun sabit olduğu, ayrıca Mahkemenin 2019/334 D. İş dosyası içeriği incelendiğinde davalı erkeğin davacı kadına yönelik fiziksel şiddet eylemi nedeniyle hakkında uzaklaştırma tedbir kararı verildiği, davalının fiziksel şiddet eyleminin doktor raporuyla da sabit olduğu, davalı tarafça taraflar arasında gerçekleşen olaylar nedeniyle davacının daha önceden dava açtığını ve bu davadan feragat ederek affettiği belirtilmiş ise de tanık beyanları, Mahkemenin değişik iş dosyası ve doktor raporlarından gerçekleşen darp eylemlerinin ilk boşanma davasından sonra gerçekleştiğinin görüldüğü, davalı tanığının beyanlarından davacı kadının davalı erkeğe hakaret ettiğinin sabit olduğu, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu; davacı kadını ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın lehine yasal koşulları oluşmakla yasal faizi ile 15.000,00 TL maddî tazminata ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, Tokat 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/456 Esas, 2020/731 Karar sayılı ilamı ile davacının davalıyı yaralamasına ilişkin kararı mahkeme dosyasına sunmalarına rağmen Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, delil olarak savcılık kayıtlarına dayandıklarını, davacının eşini affettiğini kurumlara beyan ettiğini, davacının önceden açtığı boşanma davasından feragat ettiğinden bu tarihten önceki hadiselere dayanılamayacağını, davacının tam ve ağır kusurlu olduğunu, reddedilen talepler bakımından davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilirse davalı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini beyan ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul olunan maddî ve manevî tazminat, davalı lehine hükmedilmeyen maddî ve manevî tazminat, davalı lehine reddedilen talepler üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, reddedilen talepler üzerinden lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına başkaca kusur yüklenip yüklenemeyeceği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesinin, reddedilen talepler yönünden erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...