Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3368 E. 2023/2949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerindeliği ve miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararını kısmen kabul ederek tazminat miktarını azaltan bölge adliye mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3720 E., 2023/498 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sinop 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/108 E., 2022/386 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekilince maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden, davalı-davacı kadın vekilince kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre, temyize konu kadının birleşen tedbir nafakası davasında, reddedilen tedbir nafakası yıllık toplam miktarı 24.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadın vekilinin birleşen nafaka davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki, ... erkek vekilinin ise tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği, kıskanç ve şüpheci olduğu, çocuklarını istemediği, hakaret ettiği, isteklerinin sonunun gelmediği ve memnuniyetsiz olduğu, aile ve arkadaşlarından kopmasını sadece davalıya bağlı olmasını istediği, davalının, davacıyı başka kadınlar ile yakıştırdığı, dışarı çıkarken nereye gittiğini söylemediği ancak davacının telefonunun davalının elinde olduğu, evi temizlemediği yemek yapmadığı, davacıya arkadaşlarına kızlarına hakaret ettiği, 25.04.2020 tarihinde aralarında tartışma yaşandığı bu tartışmada kendisine çeşitli hakaretler ettiğini bıçak çektiğini bu nedenle aralarında ceza dosyasının bulunduğunu, 25.04.2020 tarihinde davalının davacıya mesaj atarak hakaretler ettiği, önceki eşleri ile davacıyı kıyasladığı, farklı kadınlar ile adını çıkarttığı, telefondaki yer bildirim özelliğinin erkekten habersiz olarak kullanıldığı, kadının müvekkilini gün içinde sürekli aradığı, sürekli kontrol altında tutmaya çalıştığı, kadının aile kurma niyetinin olmadığı, maddî menfaatler amacıyla evlilik yaptığı, özel hayatının gizliğinin ihlal edildiği belirtilerek; davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek yararına dava tarihinden yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili erkeğin boşanma davasına verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin evlenmeden önceki maddî durumu iyi olup kıyafet üzerine işlettiği bir dükkanı bulunduğu, müvekkilin bundan başka herhangi bir geliri bulunmadığı, erkek ile evlendiğinde ise bu işini bırakmak zorunda olduğu, Sinop'a taşınacağı için ve evlenmeden önceki yaşam kalitesini düşürmemek ve başkaca sabit geliri olmadığından yaşamını idame ettirmek adına birtakım isteklerini erkeğe ilettiği, erkeğin de müvekkilin isteklerini kabul ederek yerine getireceğine yönelik vaatlerde bulunduğu, bu şekilde müvekkil erkek ile evlenmeyi kabul ettiği, ancak davacının bunları yerine getirmediği için müvekkilin parasız kaldığı, kızına kredi çektirerek sermaye bulduğu ve Sinop İlinde kıyafet üzerine bir dükkan işletmeye başladığı, aynı zamanda pazarcılık yaptığı, bu durum tanık beyanları ile de sabit olduğu, nikahtan önce de müvekkile günlük 100,00 TL vereceğini, evin yarısının mülkiyetini müvekkile devredeceğini, her ay 1 altın bilezik olmak üzere toplamda 10 adet bilezik alacağı vaadinde bulunduğunu, müvekkil yapılan mehirde ise davacı yanın 500 gram altın vaadine dahi yaşı itibariyle çalışamayacağını, hastalık veya ölüm gibi durumlar hayatın gerçeği olduğunu, bu nedenle mehirin kul hakkına gireceği sebebiyle davalı müvekkilin ısrarı ile 200 gram altına düşürüldüğünü, erkeğin günlük 20,00 TL dahi vermediğini, müvekkilin eksik kalan sigortasını tamamlatarak emekli olmasına yardım edeceği sözünü de yerine getirmediğini, müvekkilin sağlık durumundaki zorunluluk nedeniyle çekilen dişlerini dahi türlü bahanelerle yaptırmadığını, davalı müvekkilden habersiz kredi çektiği, ev kirasını, elektrik ve su faturalarını ödemediğini, ortak konutun ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, akrabalarının, iş arkadaşlarının ve kızlarının tahrik ve dolduruşlarına gelerek son zamanlarda agresif ve sinirli tavırlar sergilemeye başladığını, davalı müvekkil bu durumun nedenini sorduğunda ise de hakaret ve ölümle tehdit ettiğini, erkeğin son olayda Covid-19 salgını sürecinde eve geldiğini ve ellerini yıkamadan kadının yüzüne ağzına sürdüğünü, "Corona olursun belki" dediğini, kadının erkeğin ellerini ittirdiğini, karşılıklı arbede yaşandığını belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen nafaka dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2018 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden çocuklarının olmadığını, davalı tarafın müvekkile karşı hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle, tedbir kararı verildiğini, davalının uzun zamandır evlilikten doğan maddî ve manevî hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, eve düzenli gelmediğini, müvekkile karşı kötü muamelede bulunduğunu, bunun yanında davalı tarafından Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/614 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını daha sonra feragat ettiğini, boşanma davasındaki dilekçesinde davalının evi 15 gün kadar önce terk ettiğini beyan ettiğini, müvekkilin maddî ve manevî anlamda yalnız bırakıldığını, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini hiçbir şekilde yerine getirmediğini, bu nedenlerle dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, kadının ise erkeğe karşı feragat edilen boşanma davasından sonra da çeşitli hakaretler ettiği, erkeğin kızlarına hakaret ettiği, kıskanç olduğu, evde yemek yapmadığı, davacının kızlarını istemediği şeklindeki eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına 750,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, kadının birleşen bağımsız nafaka davası yönünden ise; somut olayda kadının erkeğe karşı 25.04.2020 tarihli aralarında yaşanan olay nedeni ile uzaklaştırma kararı aldırdığını ve davalının evi terk ettiğini iddia ettiği, taraflar arasındaki 25.04.2020 tarihli tartışma ile ilgili ceza kovuşturması yürütüldüğü erkeğin isnat edilen tüm suçlardan beraat ettiği, aksine kadının, erkeğe karşı hakaret eylemi nedeni ile adli para cezası aldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, aralarındaki değişik iş dosyasının incelenmesinde somut bir delilin olmadığı, beyana göre verildiği tek başına ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlamaktan uzak olduğu, kadının dinlenen tanıklarının görgüye dayalı bir beyanlarının bulunmadığı, kadının ayrı yaşamakta haklılığına sebep olarak sunduğu dava dilekçesindeki vakıaları ispat edemediği, ayrıca kadının dava dilekçesinde erkeğin evi terk ettiğini belirttiği, boşanma davası ile birlikte maddî vakıalar değerlendirildiğinde davacı ve davalı arasındaki birlikte yaşama halinin 25.04.2020 tarihli tartışma olayı ile son bulduğunun anlaşıldığı erkeğin bu tartışma olayında mağdur olduğunun ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu ayrıca mesajlaşma kayıtlarından ve hakaretlerden de bu hususun açıkça anlaşıldığı, kadın kendi ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat edemediği gibi erkeğin haklı bir gerekçe olmaksızın kendisi ile birlikte yaşamaktan kaçındığını da ispat edemediği, erkeğin kadın ile ayrı yaşamaktan haklı olarak kaçındığının anlaşıldığı bu nedenle üzerine düşen ispat yükünü davada gerçekleştiremeyen kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçeğe aykırı ve çelişkili tanık beyanlarının hükme esas alındığını, erkeğin Sinop 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/614 Esas ve 2019/623 Karar saylı dosyasındaki boşanma davasında feragat ettiği, kadına yüklenen vakıaların işbu davada yeniden dava konusu edilemeyecek vakıalar olduğu ve kadına yüklenemeyeceği, erkeğin feragat nedeniyle reddedilen davasının kesinleşme tarihinin 15.02.2020 olduğu, erkeğin açtığı işbu boşanma dava tarihinin ise 14.05.2020 olduğu gibi aynı vakıalara dayanarak yeniden dava açılamasının doğru olmadığı, davasının reddi gerektiği, erkeğin evlilik birliği içerisinde ekonomik şiddete maruz kaldığının tanık beyanları ile sabit olduğu, erkeğin müvekkile evlenirken ekonomik vaatlerde bulunduğu ancak bunları evlilik birliği devam ederken yerine getirmediği, her iki dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle, erkek yararına yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek kadın vekilinin tazminatlar yönünden istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve belirtildiği şekilden tekrardan esas hakkından hüküm tesisine, kadın vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemece, feragat edilen ilk boşanma davası öncesi ve sonrası olarak vakıa değerlendirmesinin ayrıntılı olarak yapıldığını, önceki dönme ilişkin vakıaların kadına kusur olarak yüklenmediğini, kadına yüklenen kusur olarak yüklenilen vakıalar feragat edilen boşanma davasından sonraki döneme ait olduğunu, kadının müvekkile hakaret ettiğini sübuta erdiren mesajların ise feragat edilen ilk boşanma davasından sonrası döneme ilişkin olduğu, kadının tam kusurlu olduğu, planlı hareket ettiği ve evliliğin devamı değil maddî taleplerin peşinde olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamadığını, Bölge Adliye Mahkemesince erkek yararına hükmedilen tazminatların miktarının düşürülmesinin doğru olmadığını belirterek; tazminatların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla boşanma davasının kabulü ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin, birleşen bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz gider harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.