Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3369 E. 2023/6478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede kusurlu olup olmadığı ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, davalı erkeğe yüklenen kusurun ispatlandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve boşanma koşullarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3462 E., 2023/335 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Korgan Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/111 E., 2021/178 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacının önceki eşinden olan çocuğunu istemediğini ve bu nedenle de taraflar arasında huzursuzluklar meydana geldiğini, tartışmalı ortam sırasında davalının, boşanma olursa kendisinden bir talepte bulunmayacağına dair noter sözleşmesi yapılmasını istediğini, kabul etmeyince şiddetli tartışmalar yaşandığını ve yatak odalarını dahi ayırdıklarını, bir süre sonra davacının bir başka kişi ile birlikte yaşamaya başladığını, nüfus kaydında baba olarak davalının gözüktüğü çocukları dünyaya getirdiğini, halen başkasıyla yaşayan davacının üçüncü çocuğa hamile olduğunu iddia ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarında tarafların anlaşamadıkları, tarafların önceki evliliklerinden çocukları olduğu, çocuklar sebebiyle anlaşmazlıklar olduğu, davalının kendi çocuğuyla ilgilendiği, ihtiyaçlarını karşıladığı, davacının çocukları ile ilgilenmediği, evlenmeden tarafların önceki evliliklerinden sahip oldukları çocukları bilerek evlendikleri, davalının davacıyı vuracağım kıracağım gibi sözlerle korkuttuğu, davacının imam nikahlı olarak evlilik yaptığı ve çocuk sahibi olduğu, davacının da sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, her iki tarafın da kusurları olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, her ne kadar davacının sadakat yükümlülüğünü ihlali daha büyük kusur olsa da davalıyı atfedilen kusurların da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına etki ettiği gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, tarafların maddî ve manevî tazminat ile nafaka talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasının tümden reddinin gerekmekte olduğunu, davacı yanın evlilik birliği içerisinde evi terk edip başka biriyle imam nikahlı olarak yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacının bu durumu ikrar ettiğini, davacının tam kusurlu olduğunu, davalının kusursuz olduğunu, davalıya kusur olarak yüklenen olayların gerçekte yaşanmadığını, dinlenen tanıkların beyanları yanlı, soyut ve duyuma dayalı beyanda bulunduklarını, yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiğini beyan ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca tanık beyanlarının birbiri ile çelişkili olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber eşinin çocuğuna bakmadığı iddiasıyla evden ayrıldığını ve boşanmak istediğini beyan eden kişinin imam nikahıyla başkasıyla evlenip üçüncü çocuğuna hamile kalana kadar beklemesinin tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...

...