Logo

2. Hukuk Dairesi2023/341 E. 2023/6025 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın, eşin rızası olmadan devredilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların aile konutu vasfında olduğu, davalıların taşınmazın aile konutu olduğunu bilerek kötü niyetli ve elbirliği ile hareket ettikleri, davacının rızasının alınmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2303 E., 2022/3098 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/250 E., 2022/317 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı ... tarafından istinaf edilmemiş, davalı ...'nın istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı ...'nın, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor düzenlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ... ile evli olduğunu, müvekkili ile davalı ... nın 2016 yılında satın aldıkları aile konutunda 2019 yılına kadar oturduklarını, dava konusu taşınmazın tapuda iki ayrı bağımsız bölüm olarak kayıtlı ise de, taşınmazların aynı katta bulunduğunu, içten birleştirilerek tek yapı haline getirildiğini ve bu şekliyle müvekkili ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanıldığını, ...nın müvekkilinin ve ailesinin aile konutu olarak kullandıkları dava konusu taşınmazların tapudaki devrinin çok düşük bedelle 27.03.2019 tarihinde ... isimli kişi adına yapılmasını sağladığını, ... nın, ... isimli şahsın kardeşinin eşi olduğunu, davalı ... nın bu devir işlemlerini yaparken müvekkili ... nın açık rızasını almadığını, davalı ... dava konusu taşınmazları 27.11.2019 tarihinde davalı ...'a tapuda sözde satış işlemi ile devrettiğini, davalı ...'ın, ...'nın yanında kayıt dışı çalışanı olduğunu, davalı ... dava konusu taşınmazların aile konutu olduğunu bildiğini, kötü niyetli olarak sözde satış işlemi yapıldığını, ...'ın dava konusu taşınmazları satın alabilecek maddî gücünün de bulunmadığını iddia ederek, dava konusu taşınmazların davalılardan ... adına olan kaydının iptali ile taşınmazların davalı ... adına tescili ile tapu kayıtlarına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu dairede ailesi ile birlikte ikamet ettiklerini, aile konutu olarak kullandıklarını, dairenin aboneliklerinin üzerinde olduğunu, bankalardan kredi çekme imkanının olmadığı için ... isimli kişi ile 500.000,00 TL ödünç para vermesi konusunda görüşüp anlaştıklarını, ödünç verilen paranın teminatı olarak dava konusu bağımsız bölümlerin ...'ya tapuda devrinin yapıldığını, ... ile aralarında 27.03.2019 tarihli yazılı anlaşma yaptıklarını, bu kapsamda ...'ya devredilen evin 30.10.2019 tarihinde 750.000 TL'ye satın alınması konusunda anlaştıklarını, 27.03.2019 günü taşınmazı tapuda davalı ...'ya satış göstererek devrettiğini, ... ile evi kendisine devredeceği konusunda anlaştıklarını, ancak ... nın devrin ... ismindeki kardeşinin eşi olan kişiye devrettiğini, maddî olarak zor durumda olduğu için gelecek paraya ihtiyacının olduğunu, taşınmazın devrinin ... üzerine yapılmasına itiraz etmediğini, ... nın aralarındaki anlaşmaya rağmen evi geri vermediğini ve ...'dan da evin ...'a devrini yaptırdığını, eşi ve çocuklarına karşı zor duruma düştüğünü belirterek, takdirin mahkemede olduğunu beyan etmiştir.

2-Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, davaya konu taşınmazların aile konutu vasfını taşınmadığını, tarafların adreslerinin dava konusu taşınmaz olmadığını, davaya konu edilen taşınmazların iki ayrı bağımsız bölüm olduğunu, davacının hangi taşınmazı aile konutu olarak kullandığını belirlemesi ve diğer konut ile ilgili talebinden vazgeçmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı ve davalı ... yı tanımadığını, kötüniyetle davanın açıldığını, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazların aile konutu vasfını yitirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı dava konusu taşınmazların davacının eşi olan ...'nın bir bütün olarak kullandıkları aile konutları olduğu, davacının ve davalı ...'nın 2019 yılı ortasına kadar bu taşınmazda oturdukları, dava konusu bağımsız bölümlerin, davacının eşi ... tarafından 27.03.2019 tarihinde davalılardan ... ’e devredildiği, ...’in 27.11.2019 tarihinde bağımsız bölümleri davalılardan ...’ya devrettiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak davacının rızasının alınmadığı, ilk satış itibariyle açık rıza zorunlu ise de, sonraki satışlarda tapuya güven ilkesi gereği iyi niyetli olup olmadığının önem arz ettiği, toplanan delillerden satışların kısa aralıklarla gerçekleşmesi, davalıların birbirlerini tanıdıkları, davalı ...'nın eşi ...'ın işyeri sahibi, davalı ...'nın eşi ...'ın ise, ...'nın çalışanı olduğu, davalılar ... ve ...'nın eşleri arasında patron- çalışan ilişkisi olduğu, davalı ...'nın davalı ...'in eşi olan ...'a satıştan kısa süre önce 21.02.2019 tarihinde, taşınmaz satışı hususunda vekâletname vermesi ve davalı ... ile davalı ...'in eşi ...arasında imzalan 27.03.2019 tarihli sözleşmede ''30/10/2019 tarihine kadar 750.000 TL ödenmesi karşılığında ...'ya satış işlemi gerçekleştirilecektir'' şeklindeki hususların yazılı olması, ikinci satışın 30.10.2019 tarihinden kısa süre sonra 27.11.2019 tarihinde gerçekleşmesi, davalı ... adına olan su ve doğalgaz aboneliklerinin dava tarihinden 4-5 gün sonra feshedilmesi hususları da dikkate alındığında, davalıların taşınmazın aile konutu olduğunu bildikleri, el ve iş birliği içinde kötü niyetli olarak hareket ettikleri hususlarının sabit olduğu, bu nedenle, davacının tapu iptal ve tescil istemli davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, aile konutu şerhi konulmasına yönelik davasının, tapunun el değiştirmiş olması sebebiyle tapu müdürlüğüne başvuru zorunluluğunun aranmasının mümkün olmaması, mevcut durum itibariyle davacının "aile konutu şerhi" konulmasını talep etmesinin hukuken korunması gereken yarardan kaynaklandığı, yapılan keşif, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında dava konusu bağımsız bölümlerin davacının aile konutu olduğu anlaşılmakla, davacının aile konutu şerhi konulması istemli davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile ... parselde bulunan B Blok, 2. Katta bulunan 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile önceki maliki olan davalı ... adına tesciline, taşınmazlara aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın dava tarihinde aile konutu olmadığını, tarafların aile konutunun başka bir ev olduğunu, taşınmazda aile konutu şerhi bulunmadığını, müvekkilinin tapuya güvenerek iyi niyetli kazanımda bulunduğunu, dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esas üzerinden görülmesi gerektiğini, davanın kabulü koşullarının oluşmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve ... temyiz dilekçesinde, istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmün tamamı yönünden bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu nedeniyle tapu iptal tescil davası olup, uyuşmazlık taşınmazların aile konutu vasfında olup olmadığı, davacı tarafın taşınmazın satışında rızasının alınıp alınmadığı ve davalılardan ...'ın taşınmazın iktisabı sırasında iyi niyetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı ...'nın temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

109.296.00 TL İlam H.

27.324.00 TL Peşin H.

81.972.00 TL Kalan H.

397.80 TL TBH.

(Davalı ...)

1-AC-KFP-DŞ-AB