Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3420 E. 2023/6492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusur belirlemesine bağlı olarak hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu ile yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilip verilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmada kadının kusursuz olduğu, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırı göz önüne alındığında hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarının az olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının yoksulluk nafakası ve tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3851 E., 2023/5 K.

... : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : ...,...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/358 E., 2022/694 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının ziynet ve çeyiz eşyası davalarının kabulü ile kararda belirtilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılarak sonuca göre karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının ziynet ve çeyiz eşyası davalarının kabulü ile kararda belirtilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam ziynet alacağı miktarı 37.519,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

... kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşini aşağıladığını, kötü davrandığını, ailesinin kadını küçük düşürüp rencide ettiğini, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, gezmeye giderken alyansını evde bıraktığını, eve geç geldiğini, bazen gelmediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, yatak odası mahremini ailesine anlattığını, en son kadının erkeğin ailesinin işlerine yardım için İstanbul'dan Zile'ye gittiğini, ailenin kadını kovduğunu, erkek ve ailesinin kadını alacaklarını söyleyip mevlit için ailesinin evine bıraktıklarını ancak akabinde erkeğin eşine mesaj göndererek boşanmak istediğini ve gelmesini istemediğini söylediğini, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarını habersizce aldığını, harcadığını ve iade etmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, dilekçede belirtilen çeyiz eşyası alacağına ve dilekçede belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 40.300,00 TL bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 03.10.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı-davacı erkek davaya süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ev işleri ve yemek yapmadığını, ilgisiz ve sorumsuz olduğunu, cinsellikten kaçındığını, aileyi istemediğini ve onlara kötü davrandığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2022 tarih ve 2018/649 Esas, 2022/207 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine aşağılayıcı sözler söyleyen, cinsel birliktelikten kaçınan, eve gelmeyen, eşini babasının evine bırakırken alacağını söylemesine rağmen almayan erkeğin tam kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadının en son geri döneceği düşüncesi ile babasının evine bırakıldığı ve evi terk etmeyi amaçlamadığının dosya kapsamındaki mesajlarla sabit olduğu, bu durumda ziynet eşyalarını yanına almasının veya üstünde taşımasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve bu sebeple erkeğin ziynetleri kadının evden ayrılırken yanında götürdüğü savunmasına itibar edilemeyeceği ve kadının çeyiz eşyası alacağı davasını ispatladığı gerekçesi ile; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden 02.02.2022 tarihine kadar aylık 350,00 TL ve 02.02.2022 tarihinden boşanma hükümünün kesinleşmesine kadar aylık 500,00 TL tedbir ve boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 8 adet, 104 gram ve 22 ayar altın bilezik (24.024,00 TL değerinde), 31 adet çeyrek altın (12.679,00 TL değerinde) ve 1 adet, 4 gram ve 14 ayar altın küpenin (816,00 TL değerinde) kadına aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 37.519,00 TL bedelinin dava tarihi olan 14.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının çeyiz eşyası alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen çeyiz eşyası alacağının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tazminatlar ile nafakaların miktarı ve davalı-davacı erkek vekili erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası davası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.06.2022 tarih ve 2022/1656 Esas, 2022/2193 Karar sayılı kararı ile başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılarak sonuca göre karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine aşağılayıcı sözler söyleyen, cinsel birliktelikten kaçınan, eve gelmeyen, eşini babasının evine bırakırken alacağını söylemesine rağmen almayan erkeğin tam kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadının en son geri döneceği düşüncesi ile babasının evine bırakıldığı ve evi terk etmeyi amaçlamadığının dosya kapsamındaki mesajlarla sabit olduğu, bu durumda ziynet eşyalarını yanına almasının veya üstünde taşımasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve bu sebeple erkeğin ziynetleri kadının evden ayrılırken yanında götürdüğü savunmasına itibar edilemeyeceği ve kadının çeyiz eşyası alacağı davasını ispatladığı gerekçesi ile; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden 02.02.2022 tarihine kadar aylık 350,00 TL ve 02.02.2022 tarihinden boşanma hükümünün kesinleşmesine kadar aylık 500,00 TL tedbir ve boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 8 adet, 104 gram ve 22 ayar altın bilezik (24.024,00 TL değerinde), 31 adet çeyrek altın (12.679,00 TL değerinde) ve 1 adet, 4 gram ve 14 ayar altın küpenin (816,00 TL değerinde) kadına aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 37.519,00 TL bedelinin dava tarihi olan 14.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının çeyiz eşyası alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen çeyiz eşyası alacağının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden kaldırılarak talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın erkeğin reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönlerinden kaldırılarak talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın erkeğin reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasındaki boşanma hükmü İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı erkek tarafından bu yönden istinafa başvurulmayarak kesinleşmiş olmakla; boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin boşanma davasının reddi ile kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın yoksulluğa düştüğü takdirde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilemeyeceği, kadının tedbir nafakasına hak kazanıp kazanmadığı, koşulları var ise tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda ... kadının kusursuz olduğu, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının toptan hükmedilmemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,

4.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

.