"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/93 E., 2023/358 K.
DAVA TARİHİ : 03.09.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/593 E., 2022/273 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına sürekli şiddet uyguladığını ve sinkaflı küfürler ettiğini, sürekli alkol kullandığını, geç saatte eve gelmediğinde eşini telefonla aradığını, erkeğin, telefonu sarhoş arkadaşlarına vererek müvekkilini onlarla muhatap ettiğini, hatta sarhoş arkadaşlarından birisinin tacizine maruz kaldığını, kadını sürekli "şişko köpek, or..pu ve beş para etmeszin ..." sözlerle aşağıladığını, "bu eve gelinlikle girdin kefenle çıkarsın, boşanmayı unut, yoksa seni öldürürüm..." diyerek tehdit ettiğini, müvekkilinin annesinin yanlarında kaldığı dönemde evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, en son olarak evde kalması için bekar arkadaşını eve getirip kendilerinde kalacağını söylediğini, kadının buna karşı çıktığını, bu nedenle tartıştıklarını, müvekkiline hakaret edip şiddet uyguladığını, kadının kendisini banyoya kitleyerek annesine telefonla mesaj attığını, erkeğin kapıyı kırıp eşini dövdüğünü, müvekkilinin şiddet sebebiyle darp raporu alıp şikayette bulunduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının ortak evde kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının maddî imkanlarının üstünde orantısız isteklerinin olduğunu, ailesinin yanında müvekkilinin şivesiyle dalga geçtiğini, küçümsediğini, müvekkilini asılsız iddialar ile suçladığını belirterek, davanın boşanma yönünden kabulü ile kadının boşanmanın fer'ilerine yönelik taleplerinin ve ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, erkek yararına 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin; kadına ihtiyaçlarını karşılaması için yeterince harçlık vermediği, kadını "sen ne yapıyorsun ki, bir iş yapmıyorsun, şişmansın, sen sus ben konuşacağım" şeklinde sözlerle küçümsediği ve aşağıladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, davalı erkek tarafından kadına izafe edilen vakıaların, davalı erkek tarafından kadına ve kadının annesine gönderilmiş mesaj içerikleri itibariyle dava tarihinden önce kadından özür dileyerek barışmak için uğraş verdiği, kadının geri dönmesini istemesi karşısında erkeğin izafe edilen vakıları affetmiş sayıldığı veya en azından hoş görmüş sayıldığından kadına kusur olarak yüklenemeceği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar aynen devamına, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi gereği kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu olması nedeniyle reddine, kadının ziynet eşyası talebinin ise; davalı erkek eşin uhdesinde kaldığı ispatlanan ziynet eşyası alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadının annesiyle sürekli görüştüğü, konuştuğu, yaşadığı ... ve insanları küçümsediği, beğenmediği, kendilerini başkaları ile kıyaslayarak memnuniyetsiz davrandığı kusurları ispatlandığı ancak bu kusurların erkek eş tarafından hoş görülmüş ve affedilmiş sayıldığı belirtilerek bu kusurlar kadına yüklenmemiş ise de erkeğin mesaj yoluyla eşinden özür dilemesinin barışma girişimi olduğu ve kadına bu kusurların yüklenmesi gerektiği; gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen hususlarla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına gerekçesi ile; davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminatlar ile nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen " annesiyle sürekli görüntülü görüştüğü, yaşadığı ... ve insanları küçümsediği ve aşağıladığı, sürekli kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak memnuniyetsiz davrandığı" vakıalarının kusur olarak değerlendirilemeyeceği ancak kabul edilen ve gerçekleşen boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.