"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3562 E., 2023/299 K.
DAVA TARİHİ : 24.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşova Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesi
SAYISI : 2020/96 E., 2022/307 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut tahsis etmediğini, kök ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, müvekkilini, köyde ailesine köle gibi hizmet ettirildiğini, davalı erkek eşin Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/144 Esas sayılı dosyası ile kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma suçundan cezaevine girdiğini, halen tutuklu olduğunu, cezaevinde olması nedeniyle evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, müvekkilinin, erkek eşin ailesinin sözlü şiddetine maruz kaldığını, müvekkilinin boşanmak istediğini söylemesi üzerine davalı erkeğin fiziksel ve cinsel şiddetine, tehdit, hakaretine maruz kaldığını, davalı erkeğin davaya cevap dilekçesinin usule aykırı olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir , iştirak nafakasına kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ve düğünde takılan 11 adet ve her biri 22 gr olan bilezikleri, 1 adet 22 gr seti, 1 adet saati, 1 adet 14 ayar kolyeyi, 1 adet taşlı yüzüğü, 2 adet yarım altına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadın eş tarafından Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/144 E. sayılı dosyasından bahsedildiğini ve müvekkillerinin eniştesinin davacı kadını rahatsız ettiği iddia edilmişse de müvekkillerine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kadının müvekkillerinin eniştesi ile 500'e yakın kez iletişime geçtiğini ya da iletişimi kabul ettiğini, kadının iddialarının eski olaylar olduğunu ve evlilik birliğinin devam ettiğini, kadının bu olayları affettiği, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılması gerektiğini, kadın eşin iddialarının gerçek dışı ve affedilmiş hoşgörü ile karşılanmış vakıalar olduğunu iddia ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin ve ailesinin, kadın eşin kendi kök ailesi ile görüşmesine izin vermediği, davalı erkek eşin ailesinin sözlü; davalı erkek eşin ise fiziksel şiddet, sözlü şiddet, tehdit ve hakaretine maruz kaldığı, çocukların yanında da fiziksel şiddet uyguladığı tüm bu nedenlerle erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak ve reşit olmayan çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Alper'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuklardan ... ve ...'ün karar tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle velâyet ve iştirak nafakası talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 400,00TL tedbir, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarı, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, yargılama sonucunda davalı erkek yararına vekâlet ücretine hükmedildiği, boşanmanın eki niteliğinde bulunan nafaka ve tazminatlardan dolayı taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gibi, boşanma davalarında yararına vekâlet ücretine hükmedilecek yanın, tarafların kusur durumuna göre değil, davanın kabul ya da reddine göre belirlenmesi gerektiği, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddî , manevî tazminatların miktarına, davalı erkek yararı hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir 700,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 100.000,00 maddî ve 100.000,00 manevî tazminata, davalı erkek vekili lehine vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, sair yönlere ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin tüm; kadının ise sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarı ve tazminatların artırılmasına rağmen lehlerine vekâlet ücreti verilmediğini belirterek vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı, boşanma kararı yönünden de kararın ölçülülük ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesi ile kararın tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü ve miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.