Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3462 E. 2024/770 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının düşük olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun ihtiyaçları, manevi tazminata esas teşkil eden fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2042 E., 2022/1949 K.

DAVA TARİHİ : 08.05.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/441 E., 2019/766 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ile davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evliliğin ilk yıllarındaki davranışlarını terk ettiğini, bir cemaate katılması sebebiyle ailesinden ve sosyal çevresinden uzaklaştığını, daha sonra bu evde sıkılıyorum deyip eve gelmemeye başladığını, bunlar yaşandığı esnada müvekkilinin boşanma davası açtığını ve ispatlayamadığı için reddedildiğini, davalı erkeğin daha sonra başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, beraber yaşadıklarını, daha sonra da müvekkil ve ailesinin çevreden duyduğu kadarıyla apartmanın alt katında oturan Makedonyalı bir öğrenci ile aldattığını, davalı erkeğin bu tarz hareketleri sebebiyle davacı kadının ciddi travmalar yaşadığını, davalı erkeğin kızına da baskı yaptığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşine psikolojik ve sosyal şiddet olacak şekilde dini anlamda baskı yaptığı, kadının kılık, kıyafet , din ve inançlarına müdahale ederek onu kısıtlamaya çalıştığı, yine ortak çocuğa yönelik de bu tür davranışlar yaparak psikolojik ve sosyal şiddet uyguladığı, evlilik birliği içinde bir başkasıyla beraber yaşayarak ve durumu alenen toplum önünde ifşa edecek derecede, sadakatsizlik eylemleri bulunduğu, bu davranışları dolayısıyla evliliğin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği, eviyle ve eşiyle ilgilenmeyerek ayrıca kusurlu olduğu, davalı erkeğin dosya kapsamında tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusursuz olduğunun tespiti ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin annesine verilmesi, babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince kadın ve çocuk yararına tedbir nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; manevî tazminatın ve nafakaların miktarları yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sosyo-ekonomik durumları dikkate alındığında yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve maddî tazminat miktarlarının az, manevî tazminat miktarının çok olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL iştirak, kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ile davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin ve hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 23.03.2008 doğumlu Zeyneb'in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.