"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2062 E., 2023/74 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/492 E., 2019/95 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asgari ücret seviyesindeki gelirinin, kadını yoksulluktan kurtarmadığı, yoksulluk nafakası koşullarının kadın yararına gerçekleştiği, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, ortak 1 tane çocukları olduğunu, davalı erkeğin müvekkiline ve ortak çocuğa gereken ilgiyi, sevgiyi ve saygıyı göstermediğini, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, tarafların ortak haneleri davalının ailesinin evine çok yakın olduğunu evliliklerinin ilk gününden itibaren iş çıkışlarında kök ailesinin evine gittiği, müvekkilini de oraya çağırdığını, farklı bahaneler ile sürekli şiddet uyguladığını, sokak ortasında müvekkilinin saçlarından sürüklediğini, ev ihtiyaçlarının karşılanması için para bırakmadığını bu nedenlerle müvekkilinin gündelik işlere gittiğini, müvekkilinin elindeki tüm altınları alarak sattığını, AIDS taşıyıcısı olduğunu, müvekkilinin evlilik birliği içinde davalının olumsuz tutum ve davranışlarına ortak çocuğu için sabretmiş ise de ortak çocuk ile birlikte ortak haneden ayrılarak ablasının evine gittiklerini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli huzursuzluklar çıkardığını, gel gitler yaşadığını, anlamsız şekilde ağladığını, dengesiz davranışlar sergilediğini, tedavi için Bakırköy Ruh Sağlığı Hastanesinde tedavi gördüğünü, ev işlerinden kaçtığını, yemek yapmadığını, asabi davranışlar sergilediğini, oda kapısını kilitleyerek aileden kendisini soyutladığını, müvekkilinin 2016 yılında Şubat ayında zatürre tedavisi için hastaneye yattığını, müvekkiline refakat eden davacı kadının telefonuna "canım aşkım nasılsın, kocanın yanındamısın" türünden mesajlar geldiğini, müvekkilinin kızgınlıkla sitemde bulunduğunu sonrasında da davacı-davalı kadın ile konuşmadıklarını, birlikte olmadıklarını kadının bileziklerini, ev eşyalarını ve çocuğu da alıp evi terk ettiğini iddia ederek davacı-davalı kadının açtığı boşanma davasının reddine, müvekkilinin zina ve hayata kast, pek kötü ve ... kırıcı davranış nedeni ile açtığı boşanma davasının kabulüne, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarihli 2016/492 Esas - 2019/95 Karar sayılı kararı ile; erkeğin kadına yönelik tehdit ve hakaret içeren sözler söylemesi, fiziksel şiddet uygulaması, kadının hastalığında yanında olmaması, kadının ihtiyaçlarını karşılamaması nedenleriyle tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil kusurun sübut bulmadığı, taraflar arasında sevginin kalmadığı, evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığı, taraflar bakımından evlilik birliğinin yeniden tesisinin olanaksız olduğu gerekçesiyle asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin açtığı zina ve hayata kast,pek kötü veya ... kırıcı davranış sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı birleşen davanın sübut bulmadığından reddine, ortak çocuğun yaşı gereği idrak çağında olduğu, beyanlarına itibar edilebileceği, geçici velayetin annede olduğu süreçte anne tarafından müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı ve Küçükçekmece 16 Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/192 Esas 2018/823 Karar sayılı kararı ile anne hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği bu olaydan sonra geçici velayet annede olmasına rağmen çocuğun ısrarla babasının yanında kalmak istediğini beyan etmesi nedeniyle, ortak çocuğun velayetinin babaya verilerek anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddi 40.000,00 TL manevi tazminata kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edildiğinden kadın yararına 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birlikteliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunu, velâyeti davalıya verilen ortak çocuğu davalının şiddete eğilimli yetiştirdiğini, çocuğun annesine öfkeyle bakmasına neden olduğunu, çocuğun baba ile kalmaya başladıktan sonra kollarına faça attığını, sosyal medyada paylaştığını, eline bıçak, tüfek alarak poz verdiğini, kötü arkadaşlıklar edindiğini ve sigara alkol gibi alışkanlıklara başladığını, davalının hastalığının çocuk için risk oluşturduğunu bu nedenlerle velâyet kararının kaldırılarak müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesini, davalı-davacı erkeğin, Esenlerde bakkal dükkanı, Silivri'de gayrimenkulü ve bankada mevduat hesabı bulunduğunu,tedbir yoksulluk nafakası ile maddî manevî tazminat miktarlarının çok düşük kaldığını beyan ederek kusur tespiti, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı, iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birlikteliğinin sarsılmasında davacı-davalı kadının kusurlu olduğunu, kusurlu olan kadının davanın kabulünün hatalı olduğunu, birleşen davanın reddi kararı, davacı- davalı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi kararı, davacı-davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, davalı-davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.04.2022 tarihli ve 2020/1465 Esas 2022/558 karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine tehdit ve hakaret içeren sözler söyleyen, fiziksel şiddet uygulayan, kadının hastalığında yanında olmayan, kadının ihtiyaçlarını karşılamayan erkeğin tam, kusur izafe edilemeyen kadının kusursuz olduğu,asıl davanın kabulü ile tam kusurlu davalı birleşen davacı erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmesinde, kadın lehine tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları da tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği dikkate alındığında hakkaniyete uygun olduğu, davacı-davalı kadının çalıştığı ve düzenli geliri bulunduğu, lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı- davacı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılarak, davacı- davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 14/11/2022 tarih ve 2022/7041 Esas - 2022/9163 Karar sayılı kararında aynen;
"Mahkemece davacı-davalı kadının düzenli geliri olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-davalı kadının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu anlaşılmaktadır. Asgari ücret seviyesindeki gelir kişiyi yoksulluktan kurtarmaz (HGK 24.12.2014 tarih 2013/2-1364 Esas-2014/1082 Karar sayılı kararı). Yoksulluk nafakası koşulları davacı-davalı kadın yararına gerçekleşmiş olup, erkeğin sosyal ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesine yer verilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, kadının sair, erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışındaki yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesini 19.01.2023 tarihli ve 2022/2062 Esas, 2023/74 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, davacı-davalı kadının asgari ücret seviyesindeki gelirinin, davacı- davalıyı yoksulluktan kurtarmadığı, yoksulluk nafakası koşullarının davacı-davalı kadın yararına gerçekleştiği, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın lehine aylık 500,00 TLyoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu davacı kadın ve müvekkilinin Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalısı olarak çalıştığını, davalı erkeğin temizlik hizmetleri görevlisi olduğunu ve aldığı maaş davacı kadının aylık ücretinden düşük olduğunu, boşanma ile birlikte ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verildiğini ve ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediğini, çocuğun bakımı ile tek başına müvekkilinin ilgilendiğini beyan ederek kadın lehine verilen yoksulluk nafakasının kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 175 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.