"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1994 E., 2023/42 K.
DAVA TARİHİ : 28.06.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/520 E., 2020/598 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sürekli alkol aldığını, kadına ve çocuklara ağır küfürlerle hitap ettiğini, kadına sürekli şiddet uyguladığını, eziyet ettiğini, kadının fiziksel ve psikolojik baskı nedeniyle dayanamayarak evden ayrıldığını, ayrıldıktan sonra tehdit ettiğini, erkeğin uzun zamandır çalışmadığını ve evin geçimini sağlamadığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Furkan'ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, liste halinde verilen eşyaların aynen iadesine, aksi halde bedellerinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının hiçbir sebep yokken Ramazan Bayramı öncesinde evi terk ettiğini, tarafların 2018 yılı içinde kredi kullanarak bir market açtıklarını ancak ekonomik kriz nedeniyle kapatmak zorunda kaldıklarını, çekilen kredinin erkek adına olduğunu ve bu nedenle adına kayıtlı çok sayıda icra takibinin olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sık sık alkol kullandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, son olarak kadına psikolojik şiddet uygulayarak borçların ödenmesi için baskı yaptığı, bu nedenler ile erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Furkan'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının eşya alacağı talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, velâyet ve maddî tazminata ilişkin karara katıldıklarını ancak erkeğin tam kusurlu tespit edilmesine rağmen hükmedilen nafaka ve manevî tazminat miktarların çok düşük olduğunu belirterek kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile manevî tazminatın miktarları, yoksulluk nafakasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesinde maddî tazminat talebinde bulunmadığını, sonradan verdiği dilekçe ile maddî tazminat talep ettiğini, bu nedenle kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın kaldırılması gerektiğini, tazminatların miktarları belirlenirken erkeğin maddî durumunun göz önüne alınmadığını, erkeğin bir çok kredi borcu bulunduğunu, erkeğe yüklenen kusurların ispatlanamıdğını, boşanma kararının ve kadının maddî taleplerinin kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma, velâyet ve maddî tazminata ilişkin karara katıldıklarını ancak erkeğin tam kusurlu tespit edilmesine rağmen hükmedilen nafaka ve manevî tazminat miktarların çok düşük olduğunu belirterek kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile manevî tazminatın miktarları, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek asıl temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazı olmadığını ancak nafaka ve tazminatlara ilişkin karara itiraz ettiğini, kadının çalışıyor olduğunu, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, erkeğin maddî durumunun iyi olmadığını, daha önce kapatılan dükkanın kredi borçları nedeniyle bir çok icra dosyasının mevcut olduğunu, bu nedenle hem nafaka hem de tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadına yoksulluk nafakası hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek asılın tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince verilen kararın gerekçesinde tarafların eşit düzeyde çalışarak gelir elde ettikleri, kadının asgari ücret aldığı belirtilerek kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; kadın duruşmada, 9 aylık dönemlerle okulda çalıştığını, asgari ücret aldığını, 3 aylık dönemlerde çıkışının verildiğini beyan etmiştir. Buna göre, kadının ekonomik ve sosyal durumuna yönelik tekrar araştırma yapılıp düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, gelirinin ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadığı, sahip olduğu taşınmazının değeri ve varsa kira gelirinin kapsamlı olarak araştırılıp değerlendirilmesi sonucu kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği belirlendikten sonra kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının reddi ve manevî tazminatın miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının reddi ve manevî tazminatın miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı erkek asılın tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.