"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1530 E., 2023/60 K.
DAVA TARİHİ : 16.06.2020-07.02.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/563 E., 2021/860 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin evlilik süresince kadına ve çocuğa psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, ekonomik durumu iyi olmasına rağmen ucuz ev eşyası aldığını, doğum masrasına katılmayı reddettiğini, bebek bezlerini en ucuz markadan aldığını, eve yapılan alışverişlerde sürekli olarak kadına "ben şunu aldım sen de şunu al" dediğini, kadının erkeğin gelirinin ne kadar olduğunu ve nereye harcama yaptığını bilmediğini, doğumdan sonra bebeğe gelen altın ve paraların miktarının kadını tarafından öğrenilemediğini, evlilik boyunca ailesinden aldığı sözde borcu ödediğini ve sürekli para kaçırmaya çalıştığını, kadına sürekli olarak "bir çocuğa bakamıyorsun, sustur şunu" dediğini, aynı zamanda televizyon, bilgisayar ve telefon bağımlısı olduğunu, telefonuna gösterdiği ilgiyi kadına ve çocuğa göstermediğini, kadın bu konularda uyarıda bulunduğunda "ben böyleyim, beni böyle kabul edeceksen et" dediğini, küfür ve hakaretler ettiğini, ortak konutu hakaret ve tehditler ederek terk ettiğini, gündüz saatlerinden başlayarak alkol kullandığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve ortak çocuk yararına 600,00TL'den az olmamak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesine, 1.000,00TL iştirak nafakasına, 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, ailesi için gereken maddî desteği sağladığını, erkeğin 2020 yılı Nİsan ayında ortak konutu terk ettiğini, kadının erkeğin ailesini "bana kaynanalık etmeye mi geldin" şeklinde karşıladığını, bu nedenle erkeğin ailesinin seyrek ziyaretlerde bulunduğunu, erkeğin %40 engelli olduğunu ve epilepsi nöbeti sırasında kadının erkeğin rol yapmakla itham ettiğini, tıbbi yardımda bulunacak kişilere haber vermediğini, kadının bu rahatsızlığı bir utanç kaynağı olarak gördüğünü ve erkeğe de bu şekilde davrandığını, cinsel konuları başkalarına aktardığını, kadının ortak yaşama katılma vazifesini yerine getirmede yeterli özeni göstermediğini, kadının geliri daha fazla olmasına rağmen evin alışverişinin büyük kısmının erkek tarafından yapıldığını, erkeğin ailesini çoğu zaman hor gördüğünü, erkeğin bir yandan öğrenim görmesi ile ilgili aşağıladığını, kadının konut seçimi konusunda tek başına hareket ettiğini, erkeğin kardeşinin düğününde takacağı altını tek başına temin etmesi gerektiğini söylediğini, cimrilikle suçladığını, çıkan tartışmada "o...çocuğu" diyerek hakaret edip küfür ederek evden kovduğunu, ortak çocuk ile görüşmesini engelliğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı nazara alınarak velâyetinin anneye bırakılmasına ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, yasal faizi ile birlikte 10.000,00TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evdeyken sürekli telefon ile ilgilendiği, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, kadına çocuğu ağladığında "beceriksiz" diyerek aşağılayıp hakaret ettiği, yine kadına hitaben "beni böyle kabul edersen et" şeklinde beyanda bulunduğu, erkeğin evin harcamasına kadının da eşit şekilde katılmasını talep etmesinin bir hak olduğu, bu nedenle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin ortak çocuğun velâyetini istemediği ve çocuğun yaşı gereği annenin bakım ve şefkatine muhtaç olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 400,00TL tedbir nafakası ile 450,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların yerinde olduğunu, Mahkemenin erkeğin evin harcamasına eşit şekilde katılma isteminin aynı zamanda hak olarak görmesinin hatalı olduğu, erkeğin evlilik birliği yerine bir işletme içerisinde gibi davrandığını, bu nedenle bir hakkın kullanımından bahsedilemeyeceğini, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi, iştirak nafakası miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne herhangi bir itirazlarının olmadığını, kararın soyut gerekçelere dayandığını, duyuma dayalı tanık beyanlarının hükme esas alındığını, erkeğe yüklenen kusurlara ilişkin tanık beyanlarının mevcut olmadığını, velâyete ilişkin gerekçede erkeğin ortak çocuğun velâyetini istemediği tespitinin hatalı olduğunu, çocuğun yaşı nedeniyle velâyetinin anneye bırakılmasını kabul ettiklerini ancak buradan velâyetin istenmediğine ilişkin bir değerlendirmenin yapılamayacağını, bu nedenle gerekçenin bu yönde düzeltilmesi gerektiğini, tazminatların neye göre belirlendiğinin açık olmadığını belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, velâyete ilişkin hükmün gerekçesi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile babanın ortak çocuğun yaşı nedeniyle velâyetinin anneye verilmesi yönündeki talebi dikkate alınarak velâyete ilişkin kurulan hüküm ve diğer hususlarda İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikle vekilin deprem nedeniyle Türkiye Barolar Birliği tarafından deprem bölgesinde görevlendirildiğini, ayrıca vekilin Malatya nüfusuna kayıtlı olması ve ailevi kayıpları nedeniyle olağanüstü hal kapsamında uzatılan süreye tabi olduğunu, bu nedenle sunulan temyiz dilekçesinin süresinde kabul edilmesi gerektiğini, boşanma hükmüne bir itirazlarının bulunmadığını, her iki mahkeme gerekçesinin de soyut olduğunu, sunulan delilerin değerlendirilmediğini, tazminatların nasıl belirlendiğinin açık olmadığını, kusur değerlendirmesinin eksik, soyut ve hatalı olduğunu, velâyet kararının gerekçesinin değiştirilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, velâyet hükmünün gerekçesi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, asıl davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, karşı davanın reddi şartlarının oluşup oluşmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan velâyete ilişkin açıklamanın erkeğin bu yöndeki itirazını karşılayıp karşılamadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.