"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/15 E., 2023/283 K.
DAVA TARİHİ : 11.11.2019-13.02.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/679 E., 2021/528 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin maddî ve manevî yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadını sürekli yalnız bıraktığını, erkek evlendikten sonra yurt dışında çalışmaya gittiğinden kadının erkeğin ailesi ile birlikte yaşadığını, masraf olduğu gerekçesi ile bağımsız konutun kapatıldığını, erkeğin daha sonra yurt dışından dönerek para biriktirene kadar köyde hayvancılık yapmaya başladığını, para biriktirince Ankara'ya taşınacaklarına dair söz verdiğini ancak sözünü tutmadığını. Kadının köyde hayvan bakıp ahır temizlediğini, erkeğin ailesinin kadına hizmetçi gibi davrandığını, hamileyken bile sürekli iş yaptığını, kadının annesine miras olarak kalan evi ipotek gösterip daha çok hayvan almak için erkeğin kadına ve ailesine baskı uyguladığını, erkeğin kadın ve çocuklar ile ilgilenmediğini, akşam saatlerinde arkadaşları ile dışarı çıkıp gece geç saatlerde döndüğünü, kadının Ankara'ya gitme isteğini açıklaması ile iki kere erkek tarafından boğazının sıkıldığını, ortak çocuğun daha iyi eğitim görebilmesi için kadının ve çocukların kadının Ankara'daki babasının yanına gittiğini, erkeğin babasının kadının köydeki işlere yardım etmesi için geri çağırdığını, kadının geri dönmemesi üzerine erkek tarafından tehdit edildiğini, bu tarihten sonra kadının telefonlarını açmayıp maddî ve manevî destekte bulunmadığını, kadına evlilik boyunca hakaret edip hor gördüğünü, sadakatsizlikle suçladığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 750.00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddî, 80.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde; kadının psikolojik sorunları olduğunu, ortak çocuğun eğitim alması için Ankara'ya kendi ailesinin yanına gittiğini ve ailesinin ikna etmesiyle boşanma davasını açtığını, kadına Adliyeden eve dön çağrısı yaptığını ancak kadının eve dönmediğini, boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmediğini, küçük sorunları büyüttüğünü, sürekli olarak ailesinin yanına gidip uzun süreler orada kaldığını, en son 30.06.2019 tarihinde evi sebepsiz terk ederek çocuklarla birlikte ailesinin yanına yerleştiğini, ortak çocukları erkeğe göstermediğini, erkeğe ve ailesine hakaret edip saygısız davranışlarda bulunduğunu, sinirli ve agresif olduğunu, küçük düşürücü sözler söylediğini, sürekli olarak memnuniyetsiz davrandığını, çocuklarla yeterli düzeyde ilgilenmediğini, yemek yapmadığı için erkeğin kendisinin yemek yaptığını, temizlik gibi ev işlerini yapmadığını, sinirli yapısı nedeniyle çocuklara şiddet uyguladığını, erkeğe de saldırı girişiminde bulunduğunu, intihar girişiminde bulunduğunu, kadının sürekli aşağılayıp tehdit ettiğini, kadın ve ailesinin tehdit ettiğini, gidilen bir misafirlikte sürekli erkek ile tartıştığını, başkalarının yanında rencide edici şekilde davrandığını, beddualar ettiğini belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Yusuf Ali ve Zeynep'in velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik birliği süresince kadına kötü davrandığı, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konutun ve yaşanılacak yerin seçiminde kadına söz hakkı tanımadığı, ortak çocukların eğitimi için kadın erkeğin bilgisi ve rızası dahilinde Ankara'ya gelmesine rağmen erkeğin kadını işlere ve kök ailesine yardım etmesi için köye dönmeye zorladığı, gelirinin değerlendirilmesi ve harcanması konusunda kök ailesi ile karar verdiği ve kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadına hakaret içeren sözler sarf ettiğinin sabit olduğu,evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen, eşine sözlü, ekonomik ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğe yüklenen kusurların ispatlanamadığını, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, kadının çalışıyor olduğunu bu nedenle kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması gerektiğini, velâyetlerin babaya verilmesi ve iştirak nafakalarının kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğe yüklenen kusurların ispatlanamadığını, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, kadının çalışıyor olduğunu bu nedenle kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması gerektiğini, velâyetlerin babaya verilmesi ve iştirak nafakalarının kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının asıl davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerine ilişkin hükmün çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, birleşen davanın reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasının ispatlanamadığı; ispatlanamayan bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı; belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.