"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2135 E., 2023/173 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/280 E., 2021/465 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanma davasının kabulü ile fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadın ile aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu, mizacen ve ruhen anlaşmadıklarını, takriben bir buçuk aydır kök ailesi ile birlikte kaldığını, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsıldığını beyan ederek boşanmalarına karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
2.Davacı erkek vekilinin 20.01.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı kadının müştereken ikamet etmiş oldukları konutun bulunduğu apartman yönetim toplantısında “ahlaka uygun olmayan davranışların herkesçe görüldüğü” şeklinde alınan kararın bulunduğunu, apartman kararının dosyaya ibraz edilmediğini ayrıca bu hususun ispatı için tanıklarının dinlenilmesini talep etmiş, eldeki davayı deliller yönünden ıslah ettiğini beyan ederek tanık listesi sunmuştur.
II. CEVAP
Davalı kadın davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin19/03/2021 tarihli ve 2018/280Esas 2021/465 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının eve yabancı erkekleri aldığı, telefonla uygunsuz görüşmeler yaptığı, hakkında dedikodular çıktığı, tarafların oturmuş oldukları müşterek evin apartman yönetimi tarafından hukuki yollara müracaat edileceği yönünde tutanak tutulduğu, davalı kadının davacı erkeği aldattığı ... sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davacı erkeğin ise davalıdan habersiz evi boşalttığı, eve geri dönmesini istemediği, davalı ile yeterince ilgilenmediği gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının ağır kusurlu olduğu, davacı erkeğin kusurunun az olduğu, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, taraflardan evlilik birliğini sürdürmelerinin beklenemeyeceği, davacı erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğu, evliliğin devamında gerek eşler gerekse kamu düzeni açısından korunması gerekli bir menfaat kalmadığı gerekçesiyle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı erkeğin en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği, boşanmaya sebebiyet veren olayların davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı elde eden yeterli bir geliri bulunmayan davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunmuş, davalı kadının ağır kusurlu olması yasal şartların bulunmaması dikkate alınarak davalının yoksulluk nafakası ile maddi/ manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen nafakalar, erkek lehine hükmedilen tazminat, hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli ve 2021/948 Esas 2022/738 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesinin, davalı kadına 22.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kadının 07.02.2019 tarihinde süresinden sonra davaya cevap verdiği, davacı erkeğin dava dilekçesinde; kadının sadakatsiz olduğu ve ... sarsıcı davranışlarda bulunduğuna ilişkin vakıalara dayanmadığı, kabul edilen bu vakıalara cevaba cevap dilekçesinde dayandığı ancak davalı kadının cevap dilekçesi süresinde olmadığı, dava dilekçesinin tebliği ile teatinin sona erdiği, bu sebeple erkeğin verdiği cevaba cevap dilekçesinde dayandığı bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği ve hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla, davalı kadının istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve davacının davasının reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili, ıslah dilekçesi dikkate alınmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 01.11.2022 tarih 2022/6097 Esas 2022/8663Karar sayılı kararı ile ;
"Bölge adliye mahkemesince, davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesi de nazara alınarak tarafların iddia ve savunmaları ve bunlara ilişkin delilleri bir kül halinde değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ... olmadığı " gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2023 tarih ve 2022/2135 Esas 2023/173 karar sayılı kararı ile; dava dilekçesinde davacı tarafça herhangi bir vakıaya dayanılmamış ise de, ıslah dilekçesiyle, davacı kadının sadakatsizliği ve ... sarsıcı davranışlarda bulunduğuna ilişkin vakıalara dayandığını, ıslah dilekçesiyle ileri sürülen sadakatsizlik ve ... sarsıcı davranışların dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlandığı ve davalı kadının tam kusurlu olduğu ayrıca davacı kadının süresinden sonra cevap dilekçesi sunmuş, tanık deliline dayanmış,tanıkları dinlenmiş ise de tanıkların beyanları hükme esas alınamayacağından davacı erkeğe kusur izafe edilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı kanunun 166 ıncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sadakatsizliği ispatlanan kadının yerinde olmayan tedbir nafakası talebinin reddine , davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin ise, davalı kadının süresinden sonra ve usulüne uygun maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından, davalı kadının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına , davacı erkeğin dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebi bulunmadığı, süresinden sonra verilen cevap dilekçesine karşı verdiği cevaba cevap dilekçesiyle maddi-manevi tazminat talebinde bulunduğu, süresinde olmayan cevap dilekçesine karşı verilen dilekçenin de süresinde kabul edilemeyeceğinden davacı erkeğin maddi manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin süresi içerisinde cevap dilekçesini verdiği ve davacının da sadakatsizlik ve ... sarsıcı davranış vakıalarına dayandığı, apartman yönetim kararının delil olarak eklendiğinin sabit olduğunu, davacı erkek vekilinin sunduğu ıslah dilekçesinde yeni bir vakıa ileri sürülmediğini, müvekkilimin davacıyı aldattığı iddiası ve bu iddiaya delil olarak gösterilen Nazlım Apartmanına ait 12.11.2018 tarihli karar örneği, davacı tarafça 06.03.2019 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile dava dosyasına sunulduğunu, ıslah dilekçesinde yeni vakıa bildirilmediğini bu nedenle ıslah dilekçesine istinaden sunulan tanık isimlerinin ikinci tanık listesi bildirilmesi kapsamında olduğunu, dinlenilen tanık beyanlarının duyuma dayalı olup görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini beyan ederek erkeğin davasının reddine karar verilmesi yönünde temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 1 ..., 4 üncü maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... ve 188 ... madde hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.