"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3151 E., 2023/353 K.
DAVA TARİHİ : 13.07.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/482 E., 2022/720 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilini sürekli aşağıladığını, çocukları ve eşiyle ilgilenmediğini, devamlı agrasif tavırlar sergilediğini, çocukların yanında kavga ederek etrafa zarar verdiğini, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu ve müvekkilini darp ettiğini, intihar girişiminde bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline verilmesi gereken 100 gram altının şimdilik 100,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davacının 07.06.2017 tarihinde ortak evi terk ettiğini, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini beyanla davacının davasının ve taleplerinin reddini, boşanmaya karar verilmesi hainde ise ortak çocukların velâyetlerinin kendisine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2019 tarih ve 2017/679 Esas, 2019/191 Karar sayılı kararı ile; ispatlanamayan davanın reddine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 300,00 TL, davacı lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, davanın
reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarih ve 2019/1397 Esas, 2021/1059 Karar sayılı kararı ile; 06.11.2017 tarihli ön inceleme duruşmasına davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, İlk Derece Mahkemesince mazereti kabul edilmesine rağmen davacı vekilinin yokluğunda ön inceleme duruşması yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, kabule göre de, davalı, cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı halde ön inceleme duruşmasında davalı tarafa delilerini ve tanıklarını bildirmek için süre verilmesinin ve ön inceleme duruşması sonrasında tanık listesini sunan davalının tanıklarının dinlenmesinin usule aykırı olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyasının usulüne uygun şekilde yargılama yapılması için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya ailesi ile görüşmemesi yönünde baskı uyguladığı ve eşinin özgürlüğüne müdahale ettiği, yaşanan tartışmada eşini hırpaladığı, bu olaylar sebebiyle davalının tam kusurlu olduğu ve eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün bulunmadığı, sosyal inceleme raporu, ortak çocukların annelerinin yanında kaldığı ve ortama alıştıkları, çocukların yaşları, fiziksel durumları birlikte değerlendirildiğinde velâyetlerin anneye verilmesinin çocukların menfaatine olacağı, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti kendisine verilmeyen tarafın çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğundan tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına uygun iştirak nafakası tadirine, düzenli sabit bir geliri bulunmayan davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, mevcut ve beklenen menfaatinin zedeleneceği, boşanmaya sebep olan olayların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, zedelenen mevcut ve beklenen menfaat, kişilik haklarına yapılan saldırı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı lehine yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye bırakılmasına, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 300,00 TL artırılarak ayrı ayrı 600, 00 TL tedbir nafakasınına, karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 350,00 TL artırılarak 750,00 TL tebdbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet alacağı davası bulunmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, boşanma kararına itirazlarının olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı, gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarının uygun olup olmadığı, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 inci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...