"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/31 E., 2022/1792 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/456 E., 2019/999 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava ve karşı dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline kötü muamele, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, hakaret ettiğini, sağlıklı cinsel ilişki kurulamadığını, cinsel şiddet uyguladığını, evin giderlerini ödemediğini müvekkili tarafından ödendiğini,müvekkilini eşi olarak değil istediği zaman para veren ve istediği zaman cinsel ilişkiye girebileceği bir meta olarak gördüğünü, Rusya'ya gideceğini söyleyerek kendisinden 3 ay boyunca haber alınamadığını beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına aksi halde 166 ncı maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl her yıl TÜİK Yİ-ÜFE oranında artış uygulanmasına, 20.000,00 TL maddî, 80.000,00TL manevî tazminata, mal rejimi tasfiyesine ve ziynet eşyası alacağına yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2.... kadın vekilinin 07.11.2019 tarihli duruşmadaki beyanında, müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, tedbir nafakası taleplerinin olmadığını, yoksulluk nafakası taleplerinin olduğunu, ayrıca 28.01.2019 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde bahsettikleri 4.500,00TL'lik alacağa ilişkin taleplerini ... bıraktıklarını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, evliliklerinin boşanma aşamasına gelmesinin sebebi kadının davranışları olduğunu, kadının hakaret ve küfür ettiğini, yaş farkını kendi lehine kullandığını, evlilik birliği süresince sadece malvarlığına odaklandığını, müvekkilini kışkırttığını, kendisine şiddet uygulamasına zemin oluşturmak istediğini, erkeklik gururuyla da oynadığını, müvekkilinin 25 yıl Rusya da çalıştığını ve oturum hakkının olduğunu yılda en az bir kere Rusya'ya giriş yapması gerektiğini işlerinin takibini yapan kişiler için hediyeler götürdüğünü, evlilikten beklentisinin artık gerçekleşmeyeceğine iyice kanaat getiren müvekkilinin Rusya'ya gitmiş olduğu 14 Ocak tarihinden sonra bir daha davacı kadınla karşı karşıya gelmediğini beyan ederek, davacı davalı kadının açtığı davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmasının kabulüne, müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe "sen erkek değilsin, g.t veren" gibi sözler ile hakaret ettiği, erkeğin ise kadına para vermediği, birlik giderlerini karşılamadığı, "sen kadın mısın, travesti, çingene" gibi sözler ile konuştuğu, bu şekilde duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığı evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin kadına karşı hakaretleri süreklilik boyutunda olmadığından kadının 4721 sayılı Kanun'un eşin pek fena muamele hukuki sebebine dayalı 162 nci maddesi gereğince açılan davanın şartları oluşmadığından reddine, kadının tedbir nafakası talep etmediğine yönelik açıklama yapması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, tarafların ekonomik-sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince kadının yoksulluk nafakası talebi şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın eşin alacak taleplerine ilişkin usulüne uygun harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, boşanma kararı ile mevcut ve beklenen menfaatleri zarar uğrayan ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20,000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ... kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların sabit olduğu, kadına izafe edilecek başkaca kusurun bulunmadığı, kusur belirlemesinde ve kadının davasının kabulünde, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde olduğu gibi 4721 sayılı Kanun'un 4üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmolunan maddi ve manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle, erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusundaki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve buna bağlı olarak davanın ve kadının tazminat taleplerinin kabulünün, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyet ilkesine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.