"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1926 E., 2023/196 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2013/313 E., 2017/164 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacı kadın vekilinin başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalı erkek aleyhine tespit edilen ve hükmedilen alacak miktarı toplam 29.855,92 olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,000 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekili tarafından incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; temyize konu edilen kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünün duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı kadın vekilinin duruşma isteğinin reddine, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; banka hesabında bulunan para, araçlar ve Eminönü’nde bulunan dükkan gelirinden kaynaklı alacağın tahsili talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 31.01.2017 tarihli ıslah dilekçesinde; 11.500,00 TL katılma alacağı, 112.570,00 TL
katkı payı alacağı ve 20.000,00 TL değer artış payı alacağı olmak üzere talep miktarını toplam 164.070,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2017 tarih ve 2013/313 Esas, 2017/164 Karar sayılı kararı ile, davacının ... plakalı araç yönünden 12.500,00 TL, banka hesabı yönünden 14.532,50 TL olmak üzere toplam 27.032,50 TL katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; katılma alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile 27.032,50 TL katılma alacağının tasfiyenin sona erdiği karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, ..., ... ve ... plakalı araçlar yönünde katkı payı alacağına ilişkin talebin reddine, ziynet ve düğün parası karşılığı 57.470,00 TL alacak talebine ilişkin davanın usulden reddine, ıslah dilekçesinde talep konusu konu Diyarbakır'da bulunan eve ilişkin değer artış payı alacağı konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2019 tarih ve 2017/2840 Esas, 2019/363 Karar sayılı kararı ile, banka hesabında virman yapılan miktar yönünden maddi hata yapıldığı, kararın diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davacı kadın vekili ve davalı erkek vekilinin başvurularının İlk Derece Mahkemesi hükmünün (1) nolu bendindeki ''... 27.032,50 ...'' ibaresinin ''... 26.987,50...'' olarak düzeltilerek ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 10.11.2021 tarih ve 2021/5410 Esas, 2021/8376 Karar sayılı kararı ile, somut olayda, Eminönü'ndeki dükkandan kira gelirinin mevcut olduğu ispatlanamadığının kabulü yerinde ise de, dükkanın devir parasına yönelik ret kararı dosyadaki mevcut delil durumuna göre hatalı olduğu, şöyle ki davalı erkeğin dükkanın işletmesini evlilik birliği içinde 08.05.2009 devraldığı, taraflar arasındaki darp olayınından sonra, boşanma dava tarihinden (27.12.2010) önce 29.06.2010 tarihinde davalı erkeğin kız kardeşine dükkanın işletmesini devrettiği anlaşılmakla, dükkanın işletmesinin devir tarihi ile taraflar arasındaki darp olayının tarihi ve önceki boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda dükkanın devir parasının eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerektiği belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile kararın bozulmasına, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının da reddiyle kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ... ve ... plakalı araçların taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, araçların aynı dönemde satıldığı, araçların satış bedellerinin kişisel mal olduğu, ... plakalı aracın satın alma tarihine göre araç bedeli olan kişisel malların ... plakalı aracın alımında kullanıldığının davalı tarafça ispatlanamadığı, ... ve ... plakalı araçların satım bedelinin varlığı ya da satım bedellerinin başka bir malın edinilmesinde kullanıldığı da davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verildiği; ... plakalı aracın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, araçların alım ve satım tarihleri dikkate alındığında bu aracın satılıp ... plakalı aracın alındığı, bu aracın satılıp ... plakalı aracın satın alındığı, bu aracın da satılıp 17.09.2010 tarihinde ... plakalı aracın alındığının anlaşıldığı, mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olan edinilmiş malların tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılacaklarının düzenlendiği, belirtilen araçların tasfiyede ayrı araçlar olarak dikkate alınmalarına imkan olmadığı görülmekle davacının araçlara yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği; dükkanın özelliklerine, tanık ...'in beyanına ve mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olan edinilmiş malların tasfiye edileceğine göre dükkandan dolayı davalının gelir elde ettiği ya da elde ettiği gelirle başka bir mal edindiği ispatlanamadığından dükkan gelirlerine ilişkin talep hakkında verilen karara yönelik davacının istinaf talebinin reddine karar verildiği; Eminönü'ndeki dükkanın işletmesinin devir tarihiyle darp olayının tarihi ve önceki boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda dükkanın devir parasının eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerektiğinden ve işletmenin niteliğinin değiştirilmesi ve devir tarihinde mevcut olan demirbaşların tespitinin mümkün olmaması hususları dikkate alınarak davacının bu husustaki istinaf talebinin kısmen kabulüne, hükme esas alınmasında sakınca olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda devir bedelinin TÜİK verilerine göre güncellenmesi ile ulaşılan tutarın davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği; mal rejiminin sona erdiği tarihte hesapta bulunan para miktarına göre katılma alacağı hesabı yapıldığı, Mahkemece rapora itibar edilmeyerek boşanma dava tarihinden geriye dönük 2 ay süreyle hesaptan çekilen paraların da tasfiye hesabına dahil edildiği, hesabın açıldığı tarih itibariyle taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, erkeğin açmış olduğu boşanma dava tarihine yakın tarihlerdeki ve boşanma dava tarihinden sonraki 29.065,00 TL davalı tarafından davacının katılma alacağını azaltma kastıyla hesaptan gönderilen veya çekilen para olarak değerlendirilmiş ve bu paranın 1/2'si katılma alacağı olarak hüküm altına alındığı, davalı tarafından hesaptan çekilen paranın evlilik birliği içinde harcandığı davalı tarafından iddia edilmediği gibi bu hususta delil de ibraz edilmediğinden bu miktarın yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemenin katılma alacağına esas alınan dönemden önceki hesapta bulunan ve davalı tarafından çekildiği anlaşılan paranın katılma alacağını azaltma kastıyla çekilip sarfedildiğine ilişkin delillerin ibraz edilememesi nedeniyle davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz incelemesi ile kesinleşen (2, 3 ve 4) nolu bentleri hariç tümüyle kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle 29.855,92 TL katılma alacağının tasfiyenin sona erdiği karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının müvekkilinin düğünde takılan altınlarını bankaya yatırarak değerlendirip yüksek kazanlar elde ettiğini, müvekkilinin ATM kartının dahi davalı tarafından alındığını bu hususlar değerlendirilmeden hak ve nefasete aykırı karar verildiğini, banka hesapları yönünden müvekkilinin katkı payı alacağı olmasına rağmen banka hesabındaki cüzi bir miktar üzerinden katılma alacağı hesaplanmasının hatalı olduğunu, nişanlılık döneminde müvekkilinin katkıları ile alınan aracın satışından elde edilen para ile araçları alındığının göz ardı edildiğini, ... plakalı araca yönelik katkı payı alacağının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, Diyarbakır'daki taşınmazın edinme bedelin de müvekkilinin kazancı ile biriken banka hesabından ödendiğini, ıslah yönünden nitelendirmenin de hatalı olduğunu, külli tasfiye yapılarak karar verilmesi gerektiğini, Eminönü'ndeki dükkan bakımından dükkan gelirine yönelik talebin tümüyle kabul edilmesi gerektiğini, davalının mal kaçırma amacıyla hesapları boşalttığının sabit olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, alacak miktarı, eklenecek değer noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı Kanun md. 235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (4721 sayılı Kanun md. 228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (4721 sayılı Kanun md. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (4721 sayılı Kanun md. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihi olup Bölge Adliye Mahkemesince tasfiyenin yapılması halinde karar tarihi Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihidir.
3. Tasfiyeye konu mal elden çıkarılmışsa, Mahkemece hakkaniyete uygun olarak değer tespiti yaptırılmalıdır (4721 sayılı Kanun md. 227/2). Artık değere katılma alacak isteği söz konusu olduğunda, davalı eş 4721 sayılı Kanun 229 uncu maddesinde belirtilen amaç doğrultusunda malı elden çıkarmışsa, başkasına devredilen malvarlığı mevcutmuş gibi tasfiye hesabına dahil edilir ve devir tarihindeki durumu gözetilerek değerlendirme yapılır (4721 sayılı Kanun md. 235/2).
4. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davalı kadın vekilinin Eminönü'ndeki dükkanın devir bedeline yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Bölge Adliye Mahkemesince, tasfiye konusu eklenecek değer olan Eminönü'ndeki dükkanın devir tarihindeki durumu (nitelik, seviye, aşama, özellikleri, piyasa durumu, vs.) dikkate alınarak tasfiye tarihi itibariyle (bozma ile günceliğini yitireceğinden verilecek karar tarihine en yakın tarih itibariyle) sürüm (rayiç) değerinin belirlenerek buna göre artık değere katılma alacağı hesaplanması gerekirken, taşınmazın değil devir bedelinin reel (güncel) karşılığı dikkate alınarak alacağın hesaplanması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Erkek Vekilinin Temyizi Yönünden
Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Kadın Vekilinin Temyizi Yönünden
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının değer yönünden BOZULMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.