Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3562 E. 2024/921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve nafakaya ilişkin kararlarının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların delilleri ve iddiaları değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/407 E., 2023/154 K.

DAVA TARİHİ : 21.11.2018 - 31.12.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/846 E., 2020/542 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dilekçelerinde; erkeğin kadına bir çok kez psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, alkol aldığını, sorumsuz yapıda olduğunu, düzenli ve sürekli bir işte çalışmadığını, evin geçimine maddîkatkıda bulunmadığını, eve geç saatlerde geldiğini, yalan söylediğini, eşine kötü muamelede bulunup affetmesi yönünde mesajlar gönderdiğini, belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına boşanmanın fer'i niteliğinde 50.000,00'er TL maddi-manevî tazminata, mehir senedinde belirlenen 150 gr 22 ayar altının dava tarihinden değerinin yasal faizi ile şimdilik 1.000 TL'nin erkekten tahsiline, mal rejimi tasfiyesi ile 20.000 TL katılım alacağına, kadına düğünde takılan ve evlilik birliği içinde bozdurulan ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde şimdilik 1.000 TL bedelinin tahsili ile erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili dilekçelerinde; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının ısrarı üzerine hastanede yaptırılan tetkikler sonucu erkeğe hastalık teşhisi konulduğunu, kadının bu durumda eşine destek olmak yerine, tüm eşyalarını alarak evi terk ettiğini, kötü günlerinde eşinin yanında olmadığını, çocuğu göstermemekle tehdit ettiğini, erkeğin gelirini, evdeki hesapları ve ödemelerde baskın karakterde olduğunu, yaşanan olaylarda kusurlu olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine fiziksel şiddet içeren eylemlerinin sabit olduğu, kadın için ileri sürülen iddiaların erkek tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, kadının da başkaca bir kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, karşı davanın reddine, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına ÜFE oranında artırım kaydı ile aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet iadesine yönelik talebinin reddine, mehir senedine konu altınların iadesine yönelik talebinin kabulüne, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası, maddîve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile ziynet eşyası alacağı taleplerinin reddi, maddi-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin yerinde olmadığını, tedbir-iştirak nafakası miktarlarının yüksek olduğunu, mehir alacağının boşanmanın sonuçlanması halinde istenebileceğini belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusur yanında, alkol kullandığı somut ve görgüye dayalı tanık anlatım ile kanıtlanmış olmakla bu kusurun erkeğe yüklenilmemiş olması isabetli olmadığı, mahkemece erkeğin gönderdiği mesajların af iradesini gösterdiği değerlendirmesi yapılmışsa da, bu mesajların barışma müzakeresi olarak değerlendirilip af sonucunu doğurmayacağı, her ne kadar mahkemece bu yöndeki tespiti hatalı bulunulmuş ise de, erkeğin kadın için öne sürdüğü iddiaları ispata yarar delil sunulmadığı, delil olarak gösterilen tanık beyanlarının bir kısmının soyut ve bir kısmının da kanaatlerini belirtir açıklamalar olduğu belirlendiğinden kusur belirlemesinde mahkemece nazara alınmamasında bir isabetsizlik görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, fiili evlilik süresi, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları düşük olduğu gerekçesi ile ... kadının ilk derece mahkemesi kararının kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddîve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesi erkeğe yüklenen kusurların niteliği yönünden açıklanan şekilde düzeltilmesine, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat hükümleri kaldırılarak 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkekvekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; bu yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, nafakaların uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.