"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/143 E., 2022/2150 K.
DAVA TARİHİ : 04.01.2018 - 02.11.2017
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/11 E., 2019/884 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hakaret, onur kırıcı sözler söylediğini, beddua ettiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşini sevmediğini söylediğini, erkeğin Diyarbakır'a tayini çıktığında onunla gelmek istemediğini, eşyalarını ayırdığını,eşinin eşyalarını camdan attığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin hakaretler ettiğini, aşağılayıcı sözler söylediğini, fiziksel, duygusal şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, eşini bırakıp Diyarbakır'a gittiğini, müvekkilinin bunun üzerine nafaka davası açtığını, bunu öğrenince müvekkilinin kadının Diyarbakır'a gelmesini istediğini, kadın gittiğinde aşağılama, hakaret ve tehditlere devam ettiğini, evden kovduğunu, maddî-manevî destek olmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, aylık 1.500,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, heryıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen nafaka davasında kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin Diyarbakır'a tayini çıkınca kadını götürmediğini, kadının çalışmadığını, kirayı ödeyemeyince annesinin yanına taşınmak zorunda kaldığını belirterek aylık çocuk ve kendisi için 1.500,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evin temizliği ve bakımı ile çok fazla ilgilenmediği, sürekli eşini başka kişilerle maddî yönden kıyasladığı, erkeğin ise taraflar arasında gerçekleşen sözlü tartışmada; "sen cahilsin, aptalsın, salaksın, çocuk bile yetiştiremezsin" "gözüme gözükme git o tarafa" şeklinde sözler söylediği, kadının da "ben salak değilim sensin salak" şeklinde karşılık verdiği, erkeğin eşine yönelik "soğudum, seni istemiyorum" şeklinde aşağılayıcı ve incitici sözler kullandığı, Diyarbakır'a tayini çıktığında kocanın, eşi ve çocuklarını da götüreceğini söyleyerek evdeki eşyaları taşıdığı, bir tek yatak yorgan ve çocukların yatak odasını bıraktığı, sonrasında eşini ve çocuklarını götürmediği gibi o süreçte eşinin ve çocuğunun infak ve iaşesi için gerekli giderleri karşılamadığı, aboneliklerin kapatılması sebebiyle eşi ve çocuğunun karanlıkta susuz ve elektriksiz kaldığı, kadının annesi olan tanık Ayşe tarafından aranan erkeğin tanığa "sana hesap verecek değilim" şeklinde cevap verdiği, kadının annesinin evine sığınmak durumunda kaldığı, sonrasında çocuğunu da alarak eşinin yanına Diyarbakır'a gittiği, erkeğin tutumları sebebiyle tekrar anne evine dönmek zorunda kaldığı, sonrasında kadının safra kesesinden ameliyat olduğu ancak erkeğin ilgilenmediği, eşini arayıp sormadığı, maddî ve manevî destek sağlamadığı, birleşen tedbir nafakası açıldıktan sonra dilekçelerde yazılanlara yönelik yönlendirmeye ve kanıt oluşturmaya dayalı beyanlar kabul edilerek karşı tarafın rızası dışında kaydedilen ve usulsüz olarak yaratılan delilin hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, buna göre; eşine ağır hakaretlerde bulunup eşini aşağılayıcı sözler söyleyen, eşinin ve çocuğunun infak ve iaşesi için gerekli maddî yardımı yapmayıp Diyarbakır'a giderek onları muhtaç halde bırakan, eşinin ameliyat süreci ve sonrasında eşi ile ilgilenmeyen erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak, kadın için aylık 700,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, birleşen nafaka davasının kabulü ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla çocuk için aylık 500,00 TL, kadın için aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir, yoksulluk nafakaları, maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları, artış oranıyla ilgili hüküm kurulmaması, maddî-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin Diyarbakır'a tayin olmasından ve kadının birleşen nafaka davasını açmasından sonra tarafların bir araya geldikleri, 1,5 ay kadar birlikte yaşadıkları ve tekrar 2017 yılı Aralık ayı sonlarına doğru ayrıldıklarının anlaşıldığı, taraf tanıklarının beyanlarında, tarafların en son bir araya gelip ayrılmaları ile dava tarihi arasında geçen süreye ilişin görgüye dayalı somut bilgiler bulunmadığı, sadece her iki tarafın dolaylı olarak kabulünde olan whatsaap mesajlarında geçen yazışmalar bulunduğu, ayrıca erkeğin, kadına maddî-manevî destek olmadığı buna göre, tarafların birbirlerine karşı hakaret ve aşağılayıcı sözler içeren mesajlar gönderdikleri, ayrıca erkeğin kadına maddî-manevî destek olmadığı değerlendirilmiş, bu durumda da, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu kabulü ile asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesine göre, ortak çocuk için tedbir nafakası yerinde, iştirak nafakası az, artış oranı talebi hakkında hüküm kurulmaması hatalı olduğu, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yerinde, yoksulluk nafakası az, artış oranı talebi hakkında hüküm kurulmaması hatalı olduğu gerekçesi ile ... erkeğin kusur gerekçesine yönelik, davalı-davacı kadının iştirak ve yoksuluk nafakaları ile artırım oranına hükmedilmemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kararın kusur gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine iştirak ve yoksuluk nafakaları ile ilgili hüküm fıkralarının kaldırılarak, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak, kadın lehine aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, belirlenen nafakalara her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyetin anneye verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; bu yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; bu yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk, iştirak nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.