"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1175 E., 2022/1965 K.
DAVA TARİHİ : 13.11.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/859 E., 2020/189 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının ekonomik ve fiziki şiddet uyguladığını, ilgi ve şefkat göremediği gibi aşağıladığını, hakaret ettiğini, davalının sorumsuz davrandığını, başka, başka kadınlarla dışarıda vakit geçirdiğini, davalının iddialarının ise gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğin davaya cevap ile vekilinin ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, davacının psikolojik tedavi gördüğünü, sosyal ilişkilerinin normal olmadığını ve herkesle kavga ettiğini, sebepsiz ortak evi terk ettiğini, sosyal medya hesabında kendisini boşanmış olarak gösterdiğini ve başka erkeklerle arkadaşlık ilişkisi kurarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını beyanla, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği ve davalının kullandığı cep telefonunda başka kadınlarla uygunsuz yazışmalarının ve fotoğraflarının bulunduğu, güven sarsıcı ve sadakatsiz davranışlar içinde olduğu, davalının tam kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına ve her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, davacı lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkilinin davacıyı aldattığına ilişkin bir kusur atfedilmediği halde Mahkemece bu hususta kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacıya atfı kabil bir kusurun varlığının ispat edilemediğinden boşanma davasının kabulüne, boşanmakla en azından eşinin desteğini yitiren davacı lehine maddî tazminata, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine manevî tazminata ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gibi miktarlarının da davacı tarafından istinaf edilmediğinden hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde makul olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkilinin davacıyı aldattığına ilişkin bir kusur atfedilmediği halde Mahkemece bu hususta kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, davacı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminat şartlarının oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı kadın tarafından, davalı erkeğin başka başka kadınlarla dışarıda vakit geçirdiği ileri sürülerek güven sarsıcı davranış ve sadakatsizlik vakıasına dayanıldığının, yapılan yargılama ve toplanan delillerden sadakatsizlik vakıasının ispatlanamadığının, ne var ki davalı erkeğin davranışının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığının ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.