"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/459 E., 2023/343 K.
DAVA TARİHİ : 11.02.2020-02.03.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/80 E., 2021/326 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının her fırsatta çocukları da alarak İzmir'e dönmekle tehdit ettiğini, benzer kaynaklı tartışmaların sıkça devam ettiğini, hatta bu nedenle bir keresinde tokat ve yumruk attığını, erkek ve ailesini aşağıladığını, kadının eve dönmek istemediğini, en şiddete eğilimli bir yapısı olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, aile ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla çalışmak istediğini ancak erkeğin izin vermediğini, erkeğin sara hastası olduğunu, engelli kadrosunda istihdam edildiğini, günlük ve düzenli ilaçlar kullandığını, bakıma muhtaç olduğunu, bu durumu bilerek ve severek evlendiğini, bu hastalığın erkeği giderek artan bir davranış bozukluğuna ittiğini, Derince'ye taşınmanın ardından erkeğin ailesinin tarafların hayatına müdahil olduklarını, erkeğin, kadını ezmeye sindirmeye, yıldırmaya çalıştığını ve nihayet evlilik içi şiddete evrildiğini, şiddet bilakis erkek tarafından kadına uygulandığını, hakaret ve küfürler neticesinde evden gitmek zorunda bırakıldığını, ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının kişisel malı niteliğindeki ortak kasa hesabının tedbiren ve hükümle birlikte kadın adına tahsis edilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafaka bedeli için her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra üç yıllık bedele isabet eden 12.600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet bedeli talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının ispatlanmayan davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi ile kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin doğru olmadığını, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük, yoksulluk nafakasının toptan verilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı yönünden verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat, nafaka ve ziynet alacağı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin daha ziyade kusurlu olduğu, kadın eşin az kusurlu olduğu, bu sebeple her iki davanın kabulünün ve kusur derecelendirmesinin yerinde olduğu; çocuğun yaşı, anne bakım ve şevkatine muhtaç olması, çocuğun anne yanında olması, annenin velâyet görevini ihmal ettiğine dair herhangi bir iddianın olmaması göz önüne alındığında, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu; boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu; düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen toplu yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu; karşı dava dilekçesinde talep ve sonuç kısmında 6 nolu bent ile kadının kişisel malı niteliğindeki düğün takısı olarak takılı altın, sair takı ve menkul değerlerden oluşan ve Vakıfbank Derince Şubesi'nde bulunan ortak kasa hesabının tedbiren ve hükümle birlikte hükmen kadın adına tahsisinin talep edildiği, talebe bakıldığında tedbir mahiyetinde olduğu, buna rağmen mahkemece ziynet davası açılmış gibi değer ve harç bildirmesi için karşı tarafa süre vermesinin tedbir talebini dava haline dönüştürmeyeceği, dosyaya gelen banka kayıtlarında Vakıfbank Derince Şubesi'nde bulundan ortak kasa hesabının iki tarafça da münferiden açılabileceği, bu nedenle kadının ortak kasa hesabının kendisine tahsis talebinde bulunmasının hukuki yararının olmadığı (zira kasa içinde ziynet ,menkul mal vs olup olmadığının, varsa kime ait olduğunun çözümünün ancak açılacak bir eda davası ile yapılabileceği ) anlaşıldığı, tahsis talebinin reddine karar verilmesi gerekirken ziynet alacağı davası gibi talebin değerlendirilmesinin ve ret kararı verilmesinin hatalı olduğu; mahkemenin talebi ziynet davası olarak değerlendirmesi yanlış olduğu gibi kadın tarafından ziynetlerle ilgili düğün cd ve fotoğrafı sunulmadığı, tanıkların ziynetler konusunda ifadelerinin alınmadığı, kasa içerisinde ziynetlerin var olup olmadığı yönünde bir tespit de yapılmadığı halde dosyanın ziynetler konusunda kuyumcu bilirkişiye tevdinin ve ziynetlerin mevcudiyeti kanıtlanmış gibi 28.12.2020 tarihli ziynet bedeli açıklama dilekçesindeki talep edilen ziynetlerle ilgili bilirkişi raporu alınmasının yargılama usulüne ve usul ekonomisine de aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak kasa hesabının kendisine tahsis talebinde hukuki yararının olmadığı anlaşıldığından, tahsis talebinin reddine, kadının istemi tedbir mahiyetinde olduğundan karşı taraf lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına; ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne ve kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin ve miktarının hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, ziynetlere yönelik tahsis talebi kararının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile tahsis talebi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat şartlarının taraflardan hangisi yönünden oluştuğu tespitinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, nafakanın aylık olarak ödenmesine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı ile ziynetlerin bulunduğu kasanın tek başına kullanımına yönelik tahsis talebi hakkında hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.