"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2385 E., 2023/477 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/75 E., 2022/420 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının davacı-davalıya hakaretler ettiğini, bununla da yetinmeyip tartışma çıkarıp küfürler ettiğini, davacının alkolik olduğu gece hayatını benimsediğini, bu hayat tarzını benimsedikten sonra eşi ve ortak evi ile alakasını tamamen kopardığını, evin kira ve fatura giderlerini ödemediğini, ortak eve bu nedenle hacizler geldiğini, tarafların sözlü tartışması sırasında davalı-davacının davacı-davalıyı merdivenlerden ittiğini, kaç kez saçından tutarak davacıyı darp ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.500,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı-davalı lehine aylık 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gece hayatının olduğu, alkol kullandığı gibi iddialarının da tamamen gerçek dışı olduğunu, karşı davacının karşı davalı-davacıya hiçbir zaman şiddet uygulamadığını, karşı davalı-davacının iddialarının aksine karşı davalı-davacının karşı davalıya ilgisiz davrandığını, eşine karşı kötü tavırlar sergilediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, karşı davacı lehine 100.00,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığı ve küfür ettiği, sık sık alkol kullandığı, erkeğin çalıştığı ancak kazancının genelde borçlarına gittiği, ortak evin ve çocukların ihtiyaçlarını genelde kadının karşıladığı, 2017 yılında davacı kadın ve çocuklar Türkiye'ye geldikten sonra da erkeğin nadiren para gönderdiği, kadını ve ortak çocuklarını fazla arayıp sormadığı, kadın ve ortak çocukların geçimine kadının ailesinin katkıda bulunduğu, ortak çocuk olan tanık ...'in beyanları ile doğrulanan, dosyaya kadın tarafından sunulan mesaj kayıtları ve tanık ...'in beyanlarından anlaşıldığı üzere erkeğin kendi halasının kızı olan ... isimli kişi ile ilişkisinin olduğu, yine tanık ...'in beyanına göre erkeğin ... isimli bir kadınla da görüştüğü, hatta ortak çocuk ...'e ... ile evlenmeyi düşündüğünü söylediği, bu şekilde evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan davanın reddine, karşı davanın kabulüne,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... reşit olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar Nevra ve Berkay'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için 300,00'er TL, karar tarihinden itibaren 1.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için 300,00 TL, karar tarihinden itibaren 1.250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu belirterek kusur belirlemesi ile tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın ve fer'î taleplerin kabulü, karşı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, erkeğe verilen kusurların yerinde olduğu, verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, kadının ise erkek ile sürekli tartıştığı yönüyle kusurlu bulunduğu, kusura yönelik erkeğin istinafının kısmen kabulü, kadının istinafının ise reddi gerektiği,erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun tespitiyle; karşı boşanma davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verildiği, yoksulluk nafakasının az olduğu, 2.500,00 TL olarak belirlendiği,bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilerek kadının istinafının kabulü, erkeğin istinafının ise reddi gerektiği, iştirak nafakası miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine göre düşük olduğu, aylık ayrı ayrı 1.500,00'er TL nafakanın nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 1.500,00'er TL olarak belirlenmesi gerektiği, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı dosya kapsamına tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve tarafların tespit edilen kusurlarının ağırlık ve mahiyetine göre boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu, ağır kusurlu bulunan erkeğin tazminat taleplerinin reddinin isabetli olduğu değerlendirilerek tazminata yönelik davacı kadının istinaf talebinin kabulüne, davalı erkeğin istinafının ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tedbir nafakalarının miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin davasının kabulü kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tedbir, nafaka miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.