Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3581 E. 2024/24 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, tanık beyanları, fotoğraflar ve telefon görüşme kayıtları ile erkeğin güven sarsıcı davranışlarının kanıtlanması ve kadının evlilik birliğini devam ettirmek istemesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1572 E., 2023/330 K.

DAVA TARİHİ : 27.04.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/581 E., 2022/495 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, müşterek çocuğun tedbiren geçici velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk ile baba arasında belirlenen zamanlarda tedbiren kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların aile birliği içinde geçinme konusunda sürekli problem yaşamakta olduklarını, tartışmalarında birbirleriyle saygı ve sevgi çerçevesini aşan hallere bürünmekte olduklarını, davalı eşin defalarca mesaj atarak davacıdan evi terk etmesini istediğini ve davacıyı evden uzaklaştırmaya çalıştığını, bu yaşananlar ışığında 2019 yılında boşanma davası açıldığını, davadan çeşitli zorlamalar ile feragat ettiğini, boşanma davasından sonra da ev içindeki durumların değişmediğini, davacının eşi tarafından salonda yatmaya zorlandığını, davacıya ''Git, ayrı bir evde istediğin gibi yaşa'' dediğini, davacının 2021 Mart ayından itibaren ayrı bir evde yaşadığını, iletişimlerinin olmadığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; tarafların aynı hastanede hekim olarak çalıştıklarını, davacının geceleri eve gelmemeye başladığını, akabinde de davacının evi tümden terk ederek aleyhine 2019 yılında boşanma davası açtığını, davacının evlilik hayatı dışında ayrıca gönül ilişkisini öğrendiğini, davacının açtığı boşanma davasını geri çekerek evine geri döndüğünü, sonrasında davacının eşine başka kadınla ilişkisi hakkında beyanları olduğunu ve delil mahiyetinde bir takım şeyler de gösterdiğini, davacının başka bir kadın ile birliktelik yaşadığını, davalının tüm bunlara rağmen eşini sevdiğini, davacının geceleri yoğun alkol almaya başlayıp salonda sızdığını, 2021 yılı Mart ayında evi terk ettiğini ve boşanmak istediğini söylediğini, ilk boşanma tarihine kadar yaşanan tüm olayların eşlerin yeniden bir araya gelmeleri ile birlikte affedildiğini, sonradan açılan boşanma davasında yeni vakıaların ileri sürülmediğini iddia ederek, açılan davanın reddine, ortak çocuk yararına aylık 4.500,00 TL tedbir nafakasına, Mahkeme aksi kanaatte ise müşterek çocuğun velâyetinin davalıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra çocuk yararına aylık 4.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının davacı erkeğe "evi terk et " diye mesaj attığı hususu dosyaya sunduğu mesaj içeriklerine sabit olsa da, tüm mesajlar birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin boşanma davası açacağını söylediği, ayrılmak istediğini beyan ettiği, bunun üzerine kadının evden ayrıl demesinin makul olduğu, kadının çocuğuyla beraber müşterek konutta kalmak istemesinin haklı, makul bir istek olduğu bu nedenle kadına kusur verilemeyeceği, zira kadının evlilik birliğinin devam ettirmek istediği, davalının dosyaya sunduğu bilirkişi fotoğrafları incelendiğinde erkeğin birlikte çalıştığı EceNur isimli asistanıyla davalı kadının olmadığı bir ortamda baş başa samimi fotoğraflarının olduğu, ayrıca tanığın mahkemedeki beyanında söz konusu fotoğraflardaki kişinin kendisi olduğunu beyan ettiği, ancak fotografların 2019 yılında yani dava tarihinden önce olduğunu söylediği, feragatla biten 2019/1176 Esas sayılı dosya incelendiğinde ise söz konusu fotoğrafların bulunmadığı, Ecenur ile birliktelikleri iddiasının mevcut olmadığı, fotoğrafların davalı kadın tarafından iş bu davadan önce öğrenildiği kanaatiyle davacı erkeğin kusurlu bulunduğu, davacı erkeğin telefon görüşmeleri incelendiğinde çok sayıda, asistanı Ecenur ile görüşme yapıldığının her iki tarafın beyanları ve bilirkişi raporları ispatlandığı sabit olsa da birlikte gece gündüz doktorluk mesleğini icraa ettiği, farklı asistanıyla da görüşmeler yaptığının anlaşılması nedeniyle bu delil tek başına güven sarsıcı hareket olarak kabul edilmediği, aynı hastanede doktor olarak görev yapan tanık Ülkü'nün beyanıyla davacının "asistanıyla takılıyor" dedikodularına sebebiyet verdiği bu nedenle davacının evlilik birliğinin gerektirir sorumluluğu yerine getirmediği ayrıca yukarıda yazıldığı şekliyle güven sarsıcı hareketlerde bulunması nedeniyle davacının tam kusurlu olduğu, davalı kadının kusurunun bulunmadığı, kimsenin kendi kusuruna dayalı hak iddia edemeyeceği gerekçesi ile açılan davanın reddine, müşterek çocuğun tedbiren geçici velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk ile baba arasında belirlenen zamanlarda tedbiren kişisel ilişki tesisine, daha önce ortak çocuk lehine dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2,000,00 TL olarak verilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle artırımı ile 1,500,00 TL artırılarak aylık 3,500,00 TL olarak karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıyı evden ayrılmaya zorlayan tarafın davalı olduğunu, davalıya kusur bulunmamış olmasının doğru olmadığını, ortak alanda çalışmadıkları tanık Ülkü'nün aktarıma dayalı beyanları esas alınarak davanın reddi kararının yerinde olmadığını, tanık E.V. ile davacı arasındaki 2019 yılındaki fotoğrafların davacı tarafından 2019 yılında bilindiğini, bu nedenle davacıya kusur olarak yüklenemeyeceğini, fotoğraflar ile davacı hakkında soruşturma açılmasını sağladığını, tespiti için Rektörlüğe müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, davacının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyan ederek, boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının evlilik birlikteliğinde güven sarsıcı eylemlerde bulunduğunun dosya kapsamı ile ıspatlanmış olduğunu, gerekçenin yerinde ancak eksik olduğunu, gerekçeli kararda bu ispat vasıtalarından telefon kayıtları üzerinden alınan bilirkişi raporuna yer verilmemiş olduğunu, bu ıspat vasıtasının da gerekçeli kararda olması gerektiğini, ortak çocuk için İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan nafakanın miktarının oldukça düşük olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesinde hükme esas alınmayan delil ve nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesinde hükme esas alınmayan delil ve nafaka miktarı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenen vakıanın kadın tarafından af kapsamında kalıp kalmadığı, tedbir nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 182 inci, 323 üncü ve 324 üncü maddeler; 6100 sayılı Kanun'un190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yapılan yargılama, toplanan deliller ve özellikle tanık beyanları, dosyaya sunulan fotoğraflar ve telefon görüşme kayıtları ile erkeğin güven sarsıcı davranışının kanıtlanmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.