"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/300 E., 2023/355 K.
DAVA TARİHİ : 27.01.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/65 E., 2022/745 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 17.11.2022 tarihli ek kararı ile davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen 17.11.2022 tarihli ek kararın davacı vekilince, 20.09.2022 tarihli davanın esasına ilişkin kararın taraf vekillerince süresinde istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi'nin 17.11.2022 tarihli ek kararının hatalı görülerek kaldırılmasına ve tarafların davanın esasına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine maddî manevî, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, ne ailesine ne kendisine saygı ve sevgisinin olmadığını, iletişim kurmadığını, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiklerini, babasının yanında kendisini arabadan atmaya çalıştığını, erkeğin sinirli, agresif bir yapısının bulunduğunu, kadına kilosu konusunda baskı yaptığını, kendisine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, erkeğin babasının kadına hakaretlerine sessiz kaldığını, erkeğin kendi adına olan taşınmazları devlet el koyar diye muvaazalı olarak 3. Kişilere devrettiğini, sürekli olarak hakaretler ettiğini, kadının çalıştığı dönemde maaşına müdahale ettiğini ve kendi hesabına gönderdiğini, erkeğin şu anda Fetö soruşturması sonucu aldığı ceza nedeni ile ceza evinde bulunduğunu iddia ederek, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasının, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, nafakalara her yıl Tüfe oranında artış sağlanmasına, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, erkeğin son 3 yıldır ceza evinde bulunduğunu, eşine ve çocuklarına şiddet uygulamasının söz konusu olmadığını, şu anda da kadına aynı sevgiyi ve saygıyı duyduğunu, davacının delil olarak sunduğu mektupların 2017-2018 yıllarına ait olduğunu, davacının travma yaşadığını ve hayal ürünü iddialarda bulunduğunu, kadının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/1456 Esas sayılı dava dosyasında yargılanıp Fetö üyeliğinden mahkumiyet hükmü aldığını, telgraf yolu ile beraat kararı verildiği hususunda erkeği kandırdığını, kadının ceza alması ve işinden olmasının davalı ile herhangi bir alakasının olmadığını, davacının tutarsız davranışlarının bulunduğunu, üzerinden uzun süre geçmiş olan boşanma davasından önceki olaylar üzerinden açılan boşanma davasının af sebebi ile reddinin gerektiğini, kadının ceza evine tüm açık ve kapalı görüş ziyaretlerine geldiğini, kadının 2019 yılına kadar yaşanan her şeyi affettiğini, manevî olarak destek olması gerekir iken, zaten psikolojik olarak zor bir süreç geçiren erkeğe bu süreci yaşatan davacının kusurlu olduğunu, kendisine çocukların yanında küçük düşürücü konuşmalar yaptığını, telefonda hakaret ve küfür ettiğini, kadının kusurlu olduğunu iddia ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafça Konya 3. Aile Mahkemesinin 2020/424 Esas sayılı dava dosyasından, mevcut dava dosyasında davalı ve ailesi tarafından bir takım vaatlerde bulunmaları nedeniyle davacının davayı geri çektiğini beyan ettiği, bahse konusu dava dosyasında davanın geri alınması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olduğu ve kesinleştiği, davacının iş bu dosyanın kesinleşmesinden sonra davalıyı ziyaret ettiğinin anlatımlarla sabit olduğu, dolayısıyla Konya 3. Aile Mahkemesinin 2020/424 Esas sayılı dava dosyasında isnad edilen kusurlu eylemler ile önceki tarihlerdeki gerçekleştiği iddia edilen kusurlu eylemlerin affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle iş bu dosya üzerinden davalıya isnad edilen FETÖ üyeliğinden alınan mahkumiyet kararı haricindeki kusurlu eylemlerin boşanma kararı verilmesinde dikkate alınmadığı, davalının FETÖ üyeliğinden mahkumiyet kararı aldığının sabit olduğu, her ne kadar Konya 3. Aile Mahkemesinin 2020/424 Esas sayılı davanın açılış sırasında da davalının mahkumiyet kararı sabit ise de uzun süre hükümlülük hali bulunması halinde davacının evlilik birliğini devam ettirmesinde korunmaya değer hukuki yararının bulunmamakta olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kocanın kusurunun tam olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren ve karar kesinleştikten sonra davacıya verilmesine, davalının cezaevinde hükümlü olarak bulunması ve herhangi bir sabit geliri bulunmadığından tedbir nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına ve yoksulluk nafakasının reddine, ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir nafakasının ve aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasının, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, söz konusu nafaka miktarının kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı tarafça, İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararına karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; aleyhe olan hususlar yönünden kararı istinaf ettiklerini, tedbir ve iştirak nafakalarının ve maddî ve manevî tazminatın çok az olduğunu, yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu beyan ederek, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İlk Derece Mahkemesince 17.11.2022 tarihli ek kararla, davacı vekilinin 27.10.2022 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvuru yapmayacağını bildirdiği gerekçesi ile davacının istinaf yoluna başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
3.Davacı kadın vekili 17.11.2022 tarihli ek karara karşı süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın taraflarına 30.10.2022 tarihinde geldiğini, gerekçeli karar tebliğ olmadan yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, gerekçeli karar geldikten sonra verilen süre içerisinde dilekçelerini verdiklerini, kararı boşanma yönünden istinaf etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
4.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; FETÖ üyeliğinden mahkumiyet hükmü alınmış olmasının kusur kabul edilmesinin yerinde olmadığını, davacının önceki açtığı ve geri aldığı dava aşamasında da erkeğin ceza evinde bulunmakta olduğunu, geri alınan davanın kesinleşme kararının 17.12.2020 tarihi olup, iş bu davanın açılma tarihinin 27.01.2021 olduğunu, 40 günde evlilik birliğinin çekilmez hale gelemeyeceğini, davacının da FETÖ üyeliğinden Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018 /1456 esas sayılı dosyasından yargılandığını ve hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiğini, talep etmelerine rağmen ceza dosyasının celbedilmediğini, gerekçeli kararda bu hususa değinilmediğini, bu durumda davacının da kusurlu olduğunu, deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini , davanın reddinin gerektiğini beyan ederek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, tedbir ve iştirak nafakası miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı vekilinin, istinaf başvurusunun reddine ilişkin yerel mahkemenin 17.11.2022 tarihli ek kararına dair istinaf başvurusu yönünden, davacı tarafa gerekçeli kararın 30.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli kararın tebliğinden önce verilen kanun yollarından vazgeçme/feragat beyanı geçersiz olup hüküm ifade etmeyeceği, bu nedenle davacı vekilinin dosyaya sunduğu 27.10.2022 tarihli kararı istinaf etmediklerine ve kararın kesinleştirilmesi talebini içeren dilekçesinin geçerliliğinin bulunmamakta olduğu, davacı vekilinin 08.11.2022 tarihinde yapmış olduğu istinaf başvurusunun süresinde olduğu, Mahkeme'nin davacının istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olup kaldırılması gerektiği gerekçesi ile ek kararın kaldırılmasına; İlk Derece Mahkemesi'nin asıl kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların davanın esasına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının kabulü, eksik inceleme, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, tedbir ve iştirak nafakası miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek kusurun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 inci, 323 üncü, 324 üncü, 327 ve 329 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta, davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde, davacı kadının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/1456 E.sayılı dava dosyasında yargılanıp FETÖ üyeliğinden mahkumiyet hükmü aldığını, telgrafla beraat kararı verildiği hususunda erkeği kandırdığını iddia ederek, delil listesinde de yer alan iş bu ceza dava dosyasının getirtilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi'nce talebe rağmen ceza dosyası dosya arasına getirtilerek incelenmemiştir. Davalı erkeğin süresinde sunduğu dilekçelerinde kadın hakkında mahkumiyet kararı olduğunu iddia ederek "Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/1456 E.sayılı dava dosyası'' na delil olarak dayandığı göz önüne alındığında; İlk Derece Mahkemesi'nce Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/1456 E.sayılı dava dosyası getirildikten sonra, dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.