Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3599 E. 2024/29 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin, eşinin kendisine ve ailesine kötü davrandığı, savurgan bir hayat sürdüğü ve cinsel isteksizliği nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı iddiasıyla açtığı boşanma davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sunulan delillerin ve tanık beyanlarının, davalı kadının evlilik birliğini temelden sarsacak bir kusurunun bulunduğunu kanıtlayamaması ve davacının boşanma davasını reddeden yerel mahkeme kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda ileri sürdüğü hususların, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2658 E., 2023/394 K.

DAVA TARİHİ : 14.11.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1012 E., 2021/331 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlendikten sonra 5 yıl erkeğin ailesi ile aynı binada yaşadıklarını, kadının eşinin anne babasına karşı hep saygısızca davranışlar sergilediğini, erkeğe ve ailesine defalarca hakaret ettiğini, taşındıktan sonra da geçimsiz hareketlerine devam ettiğini, ortak çoçuklara ve erkeğe şiddet uyguladığını,, savurgan bir hayat tarzı olduğunu, bu nedenle erkeğin sürekli borçlanarak hakkında icra takipleri ve hacizlerin olduğunu, kadının cinsel yönden de isteksiz olduğunu, psikolojik rahatsızlığı nedeni ile ilaç tedavisi gördüğünü, ev işlerini yapmadığını, erkeğin çamaşırlarını çöpe attığını, küçük düşürücü sözler sarf ettiğini ve tehditte bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine, davacı yararına 50.000,00TL maddî 50.000,00TL manevî tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin kendisine vurduğunu, hamile iken muayeneye götürmediğini, sanal ortamda kendisini aldattığını, icra dosyasındaki borçların tamamen davacının savurganlığından kaynaklanan borçlar olduğunu, sorumsuz olup evin doğal gaz, su ve kira giderlerini karşılamadığını, bu nedenle zorunlu olarak baba evine gittiğini iddia ederek, açılan davanın reddine, boşanmalarına karar verilecek olursa çocuklarının velâyetlerinin tarafına verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 350,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasının, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 10.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama safahatinde beyanlarına başvurulan tanıklardan O. Ö. ve C.E. ile davalı tanıkları H.E., A.E. ve T.D.'ın dayanılan iddialar yönünden taraflar arasında herhangi bir soruna şahit olmadıklarını belirttiği, öte yandan beyanlarına başvurulan tanıklardan B. Ş.'in tarafların evlendiklerinden bu yana davalının huzursuzluk çıkardığını belirtmişse de davalıdan sadır olduğu iddia olunan eylemleri zaman ve mekan yönünden somutlaştırıp sınırlandıramadığı, tarafların ortak çocuğu tanık B.'nin tarafların tartışmaları esnasında her iki tarafından birbirine hakaret ettiğini belirtmesine rağmen söz konusu eylemi zaman ve mekan yönünden somutlaştırıp sınırlandıramadığı, bununla birlikte davalı tanıkları ile davacı tanığı ve tarafların ortak çocuğu B.'nin davacı asilin evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini belirtmeleri, tanık ortak çocuğun, sebepsiz yere davacının davalıya boş ol diyerek evden ayrıldığını ve bir daha gelmediğini belirttiği, davalı asilin savurganlığı iddiası yönünden delil olarak dayanılan ve Mahkemece celp edilip incelenen icra takip dosyalarına konu borçların davalı asilin savurganlığından kaynaklı olduğunun tespit edilemediği, mevcut dosya kapsamı itibariyle iş bu uyuşmazlıkta davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiş, söz konusu uyuşmazlık eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle birlik görevini yerine getirmeyen davacı erkeğin kusurundan kaynaklanmış olduğu ve bu haliyle kusurlu tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, delil olarak dayandıkları Savcılık soruşturma dosyası ve icra dosyalarının celbedilmediğini, sunulan CD'nin dikkate alınmadığını, toplanan delillerin erkek aleyhine yorumlanmak suretiyle eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile usul ve yasalara aykırı olarak karar verildiğini, tanık beyanları ile iddialarının doğrulandığını beyan ederek, kusur belirlemesi ve boşanma davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi ve boşanma davasının reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasını kabulün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, eksik delil araştırması bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkek tarafından delil olarak sunulan CD içeriğinin hukuka uygun olarak elde edildiğinin kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.