Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3606 E. 2024/26 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, erkeğin tam kusurlu olduğuna dair kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, delillerin ve taraf beyanlarının doğru değerlendirildiği gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/56 E., 2023/371 K.

DAVA TARİHİ : 25.12.2017-06.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/223 E., 2022/782 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı dava ve birleşen davasının ayrı ayrı reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin 8.250,00 TL alacak talebinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava, cevaba cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sorumsuz olduğunu, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, devamlı annesinin yanına gittiğini, kadının boyu ile dalga geçip ona lakaplar taktığını, evleri rutubetli olduğundan erkeğin isteği ile kadının ailesinin yanına taşındıklarını, kadının maaş kartını aldığını, erkeğin sürekli üvey babasının baskısı altında olduğunu, üvey babasının kadına hakaret ve baskısına erkeğin müdahale etmediğini, kadın işte gece vardiyasından çıktığında erkeğin refakat etmediğini, en son kadının personel gecesine katılmasına izin verdiği halde sonradan gitmesini istemediğini, kadın programa katılınca erkeğin evi terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin kendilerine yakın taşınmasından dolayı kadının her akşam ailesi ile vakit geçirmek için oraya gittiğini ve erkeği de eve çağırdığını, kadının ailesinin yanında kalmaya başladığını, erkeğe ailesinin yanına taşınmaları konusunda baskı uyguladığını, kadının ailesinin evine taşınarak aynı evde yaşamaya başladıklarını, babasının kadının maaş kartını aldığını, erkeğin tüm aileye bakmak zorunda kaldığını, kadının kendisine kahvaltı ve akşam yemeği hazırlamadığını, erkeğin tüm yeme-içme ihtiyaçlarını dışarıda gidermek zorunda kaldığını, erkeğin bu süreçte müvekkil tek başına uyumak durumunda bırakıldığını, cinsel yaşantılarının tamamen sona erdiğini, kadının ailesinin, erkeğin çocuğunu sevmesine müsade etmediklerini ve aile hayatlarına her zaman müdahale ettiklerini, kadın ve ailesinin erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediklerini, erkeğin gizli gizli gördüğünü, kadının sürekli erkeğin annesine küfürler ettiğini, kadının annesinin erkeğe birkaç kez muska yaptırdığını, kadının erkeğe hakaretler ettiğini, en son kadın personel gecesine eşi ile birlikte katılmak istemeyince erkeğin evden kovulduğunu, şahsi eşyalarının çöpün kenarına bırakıldığını, sonrasında kadının sosyal medyada eşinin eğlence akşamına ait yanında yüzü kapatılmış bir şekilde iki erkek şahısın olduğu bir paylaşımını gördüğünü iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek tarafından kadına verilen ve kadın tarafından da haksız bir şekilde kendi ailesine verilen 8.250,00 TL'nin kadından tahsiline, kadının ailesinin evinde bulunan ev eşyalarının erkeğe özgülenmesine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarih ve 2018/10 Esas, 2019/842 karar sayılı kararı ile; tarafların iddiaları çerçevesinde yargılama esnasında dinlenen tanık beyanlarından; davalı-davacının eşinin boyu ile dalga geçerek ona lakaplar taktığı ve bu şekilde küçümsediği, evin ihtiyaçlarına katılmadığı, geç saatlerde işe gidip gelen ... eşine refakat etme imkanı olmasına rağmen etmediği, ... eşi çalışmaya başladığında maaş kartını erkeğin aldığı ve kadın geri istediğinde kavga çıkardığı son yaşanan olayda erkek öncesinde rıza göstermesine rağmen kadın personel gecesi yemeğine katıldığı için evi terk ettiği hususlarının sabit görüldüğü, kadın tarafından huzurdaki boşanma davasının 03.01.2018 tarihinde açıldığı, erkek tarafından dilekçelerinde bahsi geçen terk ihtarı gönderilmesinin de 02.01.2018 tarihinde Mahkemesinden talep edildiği, Yerleşik Yargıtay uygulamaları ile de sabit olduğu üzere terk ihtarı göndermenin, ihtar öncesine dair olayları af anlamına gelmekte olduğu, huzurdaki somut olayda da erkeğin 02.01.2018 tarihinde terk ihtarı göndererek öncesine ait olayları affetmiş sayıldığından ve kadına kusur atfında da ihtar sonrası yaşanan bir olaya dayanılmadığından evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda kadına herhangi bir kusur yüklemek mümkün olmadığı, bu hali ile evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu kabul edildiği gerekçesiyle, açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının devamına, kararın kesinleşmesi ile birlikte 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.00,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin boşanma ve fer'îlerine ilişkin davasının reddine, erkeğin alacak talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın tarafından manevî tazminat miktarı, erkeğin reddedilen alacak istemi yönünden kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden; erkek tarafından eksik araştırma, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, birleşen boşanma davasının reddi, velâyet, iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat ile miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin16.03.2021 tarih ve 2020/280 Esas, 2021/620 Karar sayılı kararı ile, başvurunun kabulü ile erkeğin 8.250,00 TL alacağa dair talebi boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığı gözetilmeden bu dava yönünden peşin harç alınmadan değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca bu isteğin 4721 sayılı Kanun'un 2. kitabından kaynaklanmamakta olduğu, görevin kamu düzeni ile ilgili olduğu, Mahkemece erkeğin alacak talebi ile ilgili davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu düşünülmeksizin davanın esasına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, erkeğin birleşen boşanma davasında ise, dilekçe teatisi ve usulüne uygun şekilde ön inceleme duruşması yapılmadan karar verilmesinin de yanlış olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususların değerlendirilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan soruşturma, toplanan delillerden, erkeğin karşı dava ve birleşen davası yönünden yapılan incelemede erkeğin 02.01.2018 tarihinde terk ihtarı gönderdiği ihtarın niteliği dikkate alındığında af niteliğinde olduğu taraflar arasında başkaca bir olay olmadığı, erkeğin küçümseyici lakaplar takması, eşi ve çocuklarına ilgisiz davranması, evi terk ederek birlikte yaşamaktan kaçınması dikkate alınarak erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin karşı dava ve birleşen davasının ayrı ayrı reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için dava tarihi itibari ile aylık 300,00 TL tedbir nafakası taktirine, devamında 400,00 TL iştirak nafakası olarak sürdürülmesine, babadan alınarak anneye verilmesine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminatın ve 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak, kadına verilmesine, erkeğin 8.250,00 TL alacağına yönelik bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, esasla birlikte karar verilmesine, asıl dava, birleşen dava ve karşı dava yönünden kadın lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin "tam kusurlu" bulunmasının, maddî gerçeklikle, hakkaniyetle, dosya kapsamındaki delillerle ve kanunla uyuşmadığını, davalarının kabulüne karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, tanık beyanları ile yetinildiğini, dava dilekçesi ile talep ettikleri delillerin toplanmadığını, güven sarsıcı davranış niteliğinde olan kadının katıldığı personel gecesine ait resimin delil olarak değerlendirilmediğini, banka kayıtlarının istenmediğini, kart ekstreleri ve paraların kim tarafından çekildiğinin ilgili bankalardan sorulmadığını, SGK kayıtlarının araştırılmadığını, erkek her ne kadar ''eve dön çağrısı'' göndermişse de, anılan tarihlerde kadının zaten boşanma davası açtığını, erkeğin bunu bilmeden ihtarı gönderdiğini, ihtarın hukuki bir niteliğinin kalmadığını, Mahkeme tarafından dava tarihi bakımından yanılgıya düşülerek af olarak değerlendirme yapılmasının yasal olmadığını, kadının baskıları nedeniyle davacı kadının ailesi ile yaşadığını ve bu yüzden evlilik birliklerinin bozulduğunu, çocuğun babaya düşmanca yetiştirildiğini, velâyete itiraz ettiklerini, nafakayı ödeyecek maddî gücünün bulunmadığını, erkeğin kusursuz olduğunu, kadının yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal olmadığını, miktarların fahiş olduğunu, Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep ettiklerini beyan ederek, eksik araştırma, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, birleşen davanın reddi, velâyet, maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası ve miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının boşanma ile fer'îlerine dair talepleri ve erkeğin birleşen boşanma davası ile boşanmanın fer'îlerine dair talepleri hususundaki karara yönelik davalı-birleşen davacı erkeğin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, ancak; Dairenin kaldırma kararına konu olan İlk Derece Mahkemesi'nin 2018/10 Esas- 2019/842 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kadın tarafından açılan davaya karşı açılmış bir karşı dava sözkonusu olmayıp, erkeğin tek davasının Antalya 6. Aile Mahkemesinin 2018/659 Esas ve 2018/627 Karar sayılı ilamı ile birleştirilen boşanma davası olduğu, bu husus gözetilmeden "Erkeğin karşı dava ve birleşen davasının ayrı ayrı reddine" demek suretiyle hüküm oluşturulması ve olmayan karşı dava yönünden erkek aleyhine harç ve vekâlet ücretine hükmolunmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; Antalya 3. Aile Mahkemesinin 2021/223 Esas-2022/782 Karar sayılı ilamının 1 no.lu bendindeki "Erkeğin karşı dava ve birleşen davasının ayrı ayrı reddine," şeklindeki düzenlemede bulunan "karşı dava ve" ile "ayrı ayrı" ibarelerinin hükümden çıkarılmak suretiyle kararın düzeltilmesine, ilamın "...'in karşı davası yönünden" başlıklı 10 nolu bendindeki düzenlemelerin tümü ile hükümden çıkarılmak suretiyle kararın düzeltilmesine, davalı-davacının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, eksik araştırma, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, birleşen davanın reddi, velâyet, maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası ve miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin davasının reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî- manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olup olmadığı, erkek aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.