Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3609 E. 2024/332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen kararın davalı erkeğe usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tutuklu davalıya yapılan tebligatın, tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığı için usulsüz olduğu ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/284 E., 2023/264 K.

DAVA TARİHİ : 18.08.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/996 E., 2022/478 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 22.11.2022 tarihli ek kararla istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.

Ek kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, uygunsuz yakıştırmalar ve iftiralarda bulunduğunu, çocuğa da hakaret ve küfür ettiğini, ziynetlerinin eşi ve kayınvalidesi tarafından alındığını iddia ederek tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, aylık 750.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet bedelinin faiziyle şimdilik 5000,00 TL'sinin tahsiline, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının tam kusurlu bulunduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, şartları oluştuğundan kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde 86.304,00 TL bedelinin erkekten tahsiline, 29.03.2021 tarihli duruşmada ara kararla mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir.

2.Davalı erkek vekilinin 19.11.2022 tarihinde kararı istinaf etmesi üzerine Mahkemece 22.11.2022 tarihli ek karar ile istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin okur yazar olmadığını, Tebligat Kanunu 24 üncü maddeye göre tebliğ yapılması gerekirken bu usule uyulmadığını, istinaf talebinin süresinde yapıldığını, boşanma ve ziynet alacağı yönünden İlk Derece Mahkemesi ek kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı, ek kararın doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve boşanma ve fer'îleri ile ziynet alacağına yönelik kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulüne dair 15.04.2022 tarihli ilk kararın davalı erkeğe usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı, süreden ret kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 220 ve 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19 uncu ve 23 üncü maddeleri. Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 28 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 343 üncü, 345 inci, 346 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadına 20.09.2022 tarihinde, davalı erkeğe ise cezaevi aracılığı ile 11.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, karara 26.10.2022 tarihi itibariyle kesinleşme şerhi düzenlenmiştir. Davalı erkek vekilinin 19.11.2022 tarihli dilekçe ile istinaf talebinde bulunması üzerine İlk Derece Mahkemesince ek kararla "istinaf talebinin iki haftalık süreden sonra yapıldığı" gerekçesiyle istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, ek kararın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf talebi reddedilmiştir.

2.Tebligat Kanunu'nun 19 uncu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 28 inci maddesinde, tutuklu ve hükümlülere tebligatın yapılmasını bu kişilerin bulunduğu kurum müdürünün, müdür yoksa orayı idare eden memurun temin edeceği düzenlenmiştir. Tebligat Kanununun 23 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında ise tebliğ mazbatasının tebliğ evrakı kime verilmişse onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını ihtiva etmesi gerektiği düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının o dönem vekili bulunmayan ve tutuklu olan davalı asıla cezaevinde tebliğinin yapıldığı ancak tebliğe dair tebliğ mazbatasında tebliğ yapan memurun adı ve soyadının bulunmadığı, bu durumda gerekçeli kararın davalı asıla tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf talebinin süresinde olduğunun kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince ek kararın kaldırılarak işin esasına girilmesi ve asıl karara yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi gerekirken ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan sebeple davalının asıl karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.